Türkiye 1939 Erzincan Depremi'nden sonra en büyük deprem felaketini yaşıyor...
Cep telefonlarının ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. İnsanlar enkaz altından canlı yayın yaparak yardım istediler.
Yakınları enkaz altında olan vatandaşlar sosyal medyadan yayın yaparak, ya da cep telefonlarından ulaşabildikleri herkesten yardım isteyerek hayat kurtarmaya çalıştılar, ya da ihtiyaçlarını bildirdiler…
Bundan önceki depremlerde cep telefonları kilitlenir, erişim kesilir, internet ağırlaşırdı… Yine de bölgeden insanlardan "Neden GSM operatörleri bölgede Mobil istasyon kurmuyorlar" diye soruyor... Bölgeden TV haber kanallarına bağlantı yapılırken kimi zamanlar kesinti yaşanabiliyor...
Bu kadar büyük ve yıkıcı bir deprem 13,5 milyon insanın yaşadığı illeri etkiledi…
Bu illerden İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara gibi kentlere göçmüş çok sayıda insan var… Herkes yakınlarına ulaşmak istedi. Yine de birkaç yıl önceki depremlerde olduğu gibi tam kesinti yaşanmadı...
FELAKETİN BOYUTU ÇOK YÜKSEK…
Kahramanmaraş’ta olan ve 10 ili etkileyen, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman olmak üzere çok sayıda bina yıkıldı… Suriye’de bile bin 440 kişinin yaşamını yitirdiğinden ve hala enkaz altında insanlar olduğundan bu sayının artacağından söz ediliyor. Halep’te Osmanlı mirası cami ve medreseler, kalelerin yıkıldığı bilgisi de BBC’de yer aldı…
Dün gün ışıdıktan sonra gün içerisinde havadan alınan görüntüler felaketin boyutlarını ortaya seriyor…
Yerle bir olmuş binalar… İçimiz yanıyor… Sıcak evimde oturup şu yazıyı yazıyor olmaktan bile utanır oldum…
Şu anda yazıyı yazdığım an itibariyle depremin üzerinden 25 saat geçti… TV haber kanallarına hala insanların adres verip enkaz altındaki vatandaşların olduğuna yönelik bildirimleri geliyor…
6 BİN ENKAZA EN AZ 120 BİN ARAMA KURTARMA BİR O KADAR DA DESTEK EKİBİ GEREKİYOR
Ayrıca sokakta kalan vatandaşları eksi derecelere düşen soğuk hava hipotermi yani donma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı…
Deprem uzmanları, jeoloji ve jeofizik bilim insanları 6 bin, 7 bin binanın yıkıldığına dikkat çekerek böyle büyük bir yıkımda Türkiye’nin ya da herhangi bir ülkenin arama kurtarma ekiplerinin yeterli olmasının mümkün olmadığına dikkat çekiyor.
Binlerce iş makinesi, en az 120 bin ile 150 bin kişiden oluşan tam teçhizatlı bir arama kurtarma ekibi gerektiğine dikkat çekiyorlar…
Deprem büyükşehirlerde olunca, yıkılan binaların çoğu çok katlı binalar, aralarında rezidanslar da var…
İşin en üzücü yanlarından biri de belediye binası, polis evi, hava limanı, hastane gibi kamu binalarının da depremde hasar görmesi ya da yıkılması.
Mesela İskenderun Devlet Hastanesi’nde yoğun bakımın olduğu blok çökmüş durumda. Amik Gölü üzerine yapılan Hava Limanı’nda da hasar var.
AKADEMİK ODALAR YILLARDIR UYARIP DURUYOR!
Yıkılan binaların bazılarının 10, 12, 15 yıllık yani 1999 sonrası çıkan yönetmeliğe göre yapıldığı yönünde açıklamalar var…
Bu da hep konuştuğumuz, yazıp çizdiğimiz konuya döndürüyor bizi… TMMOB’a bağlı Jeoloji, İnşaat Mühendisleri, Mimarlar, Makine Mühendisleri Odası ile ne zaman bir konuşsak, konu ne olursa olsun, ilk gündeme getirdikleri husus denetim, önlem olmuştur…
Misal Jeofizik Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er, yıllardır alınacak önlem ve denetleme konusunda tüm yerel yönetimlere çağrı yapar, adeta feryat eder…
PROVOKATÖRLERE KULAK ASMAYIN!
Sosyal medyada abuk sabuk, bazıları provokatif paylaşımlar var… Kimisi halkı paniğe uğratacak olan yayınlar yapıyor.
Kimisi geçmişteki depremlerdeki kendini bilmez kişilerin söylemlerine atıfta bulunarak siyaset yarıştırıyor…
Böylesi felaketler geçmişin hesaplaşacağı zeminler değil. Böyle yaptığınızda vicdansızlardan ne farkınız kalıyor? Aynısınız…
MÜTHİŞ BİR DAYANIŞMA, YARDIMLAŞMA RUHU
Biz felaket karşısında siyasi çekişmeleri, ideolojik farklılıkları bir yana bırakıp dayanışan bir toplumuz…
1999 Marmara Depremi’nde kiraladıkları teknelerle deprem bölgesine gelip günlerce uyku uyumadan insanlara yardım eden saçı uzun, kulağı küpeli gençler depremzedeleri çok şaşırtmıştı; deprem bölgesindeki kendi akrabalarımdan biliyorum, hep şunu söylemişlerdi “ Biz onları saçına, başına bakıp yanlış tanımışız…”
Bizi biz yapan özelliklerden biri de bu… Bir felaket karşısında çekişmeleri bir yana bırakıp dayanışırız… Şu anda Türkiye genelinde müthiş bir yardım kampanyası var
Bursa da bu şehirler arasında… Tüm ilçelerde yardım toplanıyor, SİAD’ından sendikasına, TEKSAS’ından hemşeri derneklerine, kent konseylerine, yerel yönetimlerine, muhtarlıklara dek herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor…
Bizim mahallede dar gelirli insanlar yaşar; buna rağmen Hacıseyfettin Muhtarlığı’nın kapısı yardım malzemeleriyle doldu.
SOSYAL MEDYA MAYMUNU ALÇAK
85 milyonun yaşadığı ülkenin elbette haini, alçağı da var… Böylesi devasa bir felakette yapılacak en gayri insani hareket bir sosyal medya maymunundan geldi.
YouTube’de takipçi kasmak adına 17 yaşında bir yooutuber, depremde enkaz altında kalan insanlarla kurtarma ekibindenmiş gibi konuşup, bunu utanmazca canlı yayında yayınladı…
Depremzedelere yardım etmek için harekete geçen yüz binlerce gencimiz de var; neyse ki utanmaz arlanmaz vicdansız polis tarafından yakalanmış…
UTANMAZ YAĞMACILAR
Yine can acıtan bir başka şey ise deprem bölgesinden gelen yağma görüntüleriydi... Kadının biri alışveriş arabasını doldurmuştu, yağmacılar sürüler halinde ellerinde kutular, beşer kiloluk ikişer ikişer Ayçiçek yağları, bulabildikleri taşıyabildikleri malzemelerle kaçıyorlardı…
Görünen o ki… Can kaybı daha da artacak… Hava görüntülerinden izliyoruz, apartmanlar iskambil kağıdı gibi devrilmiş… Yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet yaralılara şifa, enkaz altındaki vatandaşlara da sağ salim kurtarılmalarını diliyorum…