Akdeniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çek piyasasının Türkiye'de son derece önemli olduğunu ifade ederek, vadeli çek keşide etme yönünden dünyadan çok farklı kullanıldığını dile getirdi.
KOBİ'lerin yeterli sermayeleri olmadığı için finansmana ihtiyaç duyduğunu belirten Akdeniz, bunun büyük kısmını vadeli olarak satın aldıkları mallar ve hizmetler yoluyla satıcılardan sağladıklarını ve bunu yaparken de büyük ölçüde vadeli çeki tercih ettiklerini aktardı.
Türkiye'de çeklerle ilgili bir problem olduğunda veya arkası yazılanların oranı arttığında ticaretin ve üretimin etkilendiğini ifade eden Akdeniz, "Çek sisteminin Türkiye'de sağlıklı bir şekilde işlemesi gerekiyor. Sağlıklı şekilde işlemesi de keşide edilen çeklerin üzerilerine yazıldığı tarihte ödenmesine bağlı. Satıcıların vadeli mal satacakları kişileri doğru bir şekilde seçmeleri gerekiyor. Bunun için 2012'den itibaren çek raporlarını oluşturduk" dedi.
Haziranda karekodlu çekin piyasa girdiğini ve kullanılmaya başlandığını anımsatan Akdeniz, şöyle devam etti:
"Karekodlu çeki eline alan kişi telefonu vasıtasıyla Findeks mobil uygulamasına okuttuğunda keşidecinin geçmişteki çek ödeme performansına anında ulaşabiliyor. 'Kaç çek keşide etmiş? Bunların yüzde kaçını ödemiş? Arkası yazılan çeklerin oranı nedir? Arkası yazılan çekler daha sonradan ödenmiş mi? Halihazırda ödenmeyen çeki var mı? Bunun toplam çeklere oranı nedir?' gibi soruların cevaplarını, kişinin geçmişteki çek ödeme performansını net bir şekilde ortaya koyduğu için son derece sağlıklı bir sistem."
200 BİNE YAKIN KAREKODLU ÇEK YAPRAĞI PİYASADA
Karekod sayesinde çekin sahte olup olmadığının anlaşılabildiğini vurgulayan Akdeniz, "Bugün itibarıyla 10 bine yakın işletme, karekodlu çeki kullanmaya başladı. 10 bine yakın işletmenin 200 bine yakın çek yaprağı piyasada dolaşıyor. Önümüzdeki dönemde karekodlu çeklerin kullanımının artmasını bekliyoruz. Arttıkça ticaret daha güvenli hale gelecek. Ticaret daha güvenli hale geldikçe ticaretin hacmi artacak. Hacim arttıkça üretim, üretim arttıkça milli gelir yükselecek" ifadesini kullandı.
Akdeniz, işletmelerin iflasa gitmelerinin en önemli nedeninin alacaklarını zamanında tahsil edememeleri olduğuna değinerek, şunları kaydetti:
"Alacaklarını zamanında tahsil edemediklerinde banka borçlarını da ödeyemiyorlar. Nakit akışı bozuluyor. Banka borçlarını ödeyemediğinde sistem onları ifşa ediyor ve sonuçta hiçbir yerden finansman bulamıyorlar. Sattıkları birkaç malın bedelini alamamanın zincirleme etkisi bu işletmenin iflasa kadar gitmesine neden oluyor. O nedenle bunun üzerinde KKB olarak duruyoruz. Ticaretin daha sağlıklı hale gelmesi, şirketlerin varlıklarını geleceğe sağlıklı bir şekilde taşıyabilmeleri için alacak risklerini doğru yönetmeleri gerekiyor. Alacak risklerini doğru yönetmenin yolu da aldıkları çekleri ve vadeli mal sattıkları kişileri doğru seçmekten geçiyor. Bunun yolu da karekodlu çekten geçiyor."
"KAREKODLU ÇEKLE KENDİ GÜVENİLİRLİKLERİNİ PARAYA ÇEVİREBİLİRLER"
Vadeli mal satan reel sektör temsilcilerinin mal sattıkları kişilerden karekodlu çek talep etmelerini isteyen Akdeniz, "Vadeli mal alıyorlarsa bankalarından karekodlu çek alsınlar ve mal aldıkları kişilere kendi kredibilitelerini göstermek için bu karekodlu çekleri versinler. Karekodlu çek kullanan ve geçmişte çeklerini zamanında ödeyen kişiler ticarette fiyat indirimi alabilirler, daha uzun vade alabilirler. Dolayısıyla kendi güvenilirliklerini faydaya, paraya çevirebilirler" dedi.
Karekodlu çeklerin güvenli alışveriş anlamına geldiğini belirten Akdeniz, "Karekodlu çek yoluyla bir kişinin geçmişini görebildiklerinde vadeli mal satıp satmamaya karar verecekler. Reddeden yüzde 50'nin yarısına mal satmayı düşündüğünüzde satışlarınızı yüzde 25 artırmış olursunuz. Sadece risk yönetimi yönünden değil, satışları ve ticaretin hacmini artırması açısından da son derece yararlı bir sistem" diye konuştu.