Sakarya’da havai fişek fabrikasına ait patlayıcıların, kontrollü imha için kamyondan indirildiği sırada patlaması ve 3 askerin şehit olmasına ilişkin açılan davanın duruşmasında tanıklar dinlendi. Belediye personeli M.D., "Bilmediğimiz bazı patlayıcı malzemeleri kamyona yükledim. Kepçeye elle patlayıcıları yükledik, maddeler kutu içindeydi ve atıldığı için içindekiler dağılıyordu. Muska şeklinde patlayıcılar vardı. Bizi yönlendiren sanık B.G.’ye sorduğumda, ’Sigara içmeyin yeter’ diye söyledi" dedi.
Hendek ilçesi Yukarıçalıca mevkiinde yaklaşık 15 dönüm üzerine kurulu havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020’de meydana gelen patlamada, 7 kişi hayatını kaybetmiş, 127 kişi yaralanmıştı. Meydana gelen patlama sonrasında fabrikada hasar görmeyen patlayıcılar ise kontrollü şekilde imha edilmek üzere Adapazarı ilçesi Taşkısığı mevkiine getirilmişti. Fabrikadaki patlayıcıların imha edilmek üzere Taşkısığı mevkiinde 9 Temmuz 2020’de saat 11.35’te kamyondan indirildiği sırada bir patlama meydana gelmiş, patlayıcıların infilak etmesi neticesinde ise 3 asker şehit olmuş, kamyon şoförü ile 4 asker yaralanmıştı.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 18 sayfalık iddianamede, dönemin İl Jandarma Komutanı Albay C.Y. ile 3 jandarma personeli hakkında 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talebiyle dava açılmıştı.
Davanın duruşması Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmada, dönemin Sakarya İl Jandarma Komutanı Albay C.Y., Jandarma Yüzbaşı M.U.Y., Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş A.G. ve müştekiler ile avukatlar hazır bulundu. Sanık Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş B.G. ise duruşmaya bulunduğu ilden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşma salonu binası içinde ve çevresinde kolluk kuvvetlerince güvenlik önlemi alındı. "Benim olay yerinde bulunan patlayıcıların kaldırılmasıyla bir ilgim yoktur"
Fabrikada meydana gelen patlama sonrasında vefat eden kişilerin kimlik tespitleri için bölgede görevlendirilen olay yeri inceleme timinde olduğunu aktaran ve duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılan tanık A.K., "Olay yerinde kimliği tespit edilemeyen kişilerin tespitinde görevli timdeydim. Timin başında 2 tane komutan vardı. Biri sanık M.Y.U. ve soyadını hatırlamadığım Ö. vardı. 2 olay yeri incelemeci, 2 biyolog, 3 parmak izci ve 5 patlayıcı madde uzmanı vardı. Bende olay yeri inceleme uzmanıyım. Benim olay yerinde bulunan patlayıcıların kaldırılmasıyla bir ilgim yoktur, bu işler patlayıcı madde uzmanları tarafından yapılıyordu. İlk gün soğutma işlemleri yapılıyordu. Sonra İstanbul PAMİT ile F2K ile grup kurup patlayıcıların ayrıştırılmasına başlandı. Ben patlayıcıların nerede ve nasıl aktarıldığı konusunda bilgi sahibi değilim" dedi. "Sahada vefat edenlerin kimliklendirme görevindeydik"
Duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılan tanık S.M., "Ben F2K olay yeri inceleme tim komutanıydım. Sahada vefat edenlerin kimliklendirme görevindeydik. Olay yerindeki patlayıcıların veya hafriyatların kaldırılması için Hendek Belediyesi destek veriyordu. Kimliklendirme işlemleri bahse konu olan patlamadan iki gün önce bitti ve biz görev yerimizden ayrıldık. Dolayısıyla sevk işlemleri hakkında bilgim yoktur" diye konuştu. "Bilmediğimiz bazı patlayıcı malzemeleri kamyona yükledim"
Belediye personeli tanık M.D. ise kendisinin M.K. isimli şefleri tarafından bölgeye gönderildiğini ifade ederek, "Halen Hendek Belediyesi’nde çalışıyorum. Patlamadan sonra ilk günden beri fabrika sahasında görev yaptım. Bilmediğimiz bazı patlayıcı malzemeleri kamyona yükledim. Görev yaptığım süre boyunca hep kamyona patlayıcı yükledim. Olay günü ise müşteki F. ile Hendek Belediyesi’ne ait kamyona patlayıcı madde yükledim. Kepçeye elle patlayıcıları yükledik, maddeler kutu içindeydi ve atıldığı için içindekiler dağılıyordu. Muska şeklinde patlayıcılar vardı. Bizi yönlendiren sanık B.G.’ye sorduğumda, ’Sigara içmeyin yeter’ diye söyledi. Ben kepçeyle yüklediğim için yaklaşık 3 metreden patlayıcıları kamyona bırakıyordum. ikinci kamyonda ise ekskavatör ile düşürmeden doldurduk. Ben sadece sanık B.G.’den emir aldım" şeklinde konuştu. "Ben sadece son gün son kamyona patlayıcıları yükledim"
Fabrikada meydana gelen patlamanın sonrasında bölgede görev alan belediye çalışanı tanık H.A., "Halen Hendek Belediyesi’nde çalışıyorum. İlk gün yangın sebebiyle bazı binalara girilemiyordu. Yıkım yaptım ve yangın söndürüldü. Ben sadece son gün son kamyona patlayıcıları yükledim. Bu kamyona yüklememi ise B.G. istedi. Daha önce küçük iş makineleriyle yükleniyordu. Benim yüklediğimde daha barutlu patlayıcılar vardı, o yüzden ekskavatör ile yüklememi istediler" ifadelerini kullandı. "Sanık B.G. bana bir kamyonun olduğunu ve bir tane daha ihtiyaç olduğunu söyledi"
Fabrikada meydana gelen patlamada saha güvenliğinden sorumlu olduğunu aktaran tanık M.K., "Halen Geyve İlçe Jandarma Komutanlığı görevindeyim. O dönem Sapanca’dan Geyve’ye yeni atanmıştım. Patlama sonrasında fabrika sahasında güvenliği almak için İ Jandarma Komutanlığı tarafından görevlendirildim. Sanık B.G. bana bir kamyonun olduğunu ve bir tane daha ihtiyaç olduğunu söyledi. Ancak bana kamyonun niteliği ve özelliğinden bahsetmedi. Bende kendi nöbetçi astsubayımdan Hendek İlçe Jandarma Komutanlığı’na ulaşmasını ve kamyon talebini iletmesini söyledim" dedi. Duruşma ertelendi
Bazı sanık avukatları, aleyhe karşı olan söylemleri kabul etmediklerini belirtti. Görüşünü açıklayan sumhuriyet savcısı ise tanıkların beyanlarında adı geçen kişilerin tanık olarak dinlenmesini ve eksik hususların giderilmesi talebinde bulundu. Mahkeme heyeti ise bahse konu olan olayda tanıkların beyanlarında ismi geçen kişilerin tanık olarak dinlenmesine ve eksik hususların giderilmesine karar vererek, duruşmayı 13 Haziran’a erteledi.