Bugün, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz’un 101'inci yıl dönümü… 101 yıl önce yaşanan o destansı zaferi, gururla kutlayacağız, Atatürk’ün emanetine neden ve nasıl sahip çıkmamız gerektiğini, bir kez daha hatırlayacağız. Atatürk ve silah arkadaşlarını minnetle anacağız.
Başkomutan Mustafa Kemal'in 26 Ağustos 1922 sabahı Kocatepe’den verdiği taarruz emri, genç Türkiye’nin özgürlük öncesi attığı son adımdı…
Saat 04.30’da Türk topçusunun ateşiyle başlayan Büyük Taarruz, Mehmetçiğin süngü savaşıyla devam etti. Ve 30 Ağustos günü savaş, Türk Ordusu'nun kesin zaferiyle sonuçlandı.
İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ'DİR
Büyük Zafer'in ertesi günü, 31 Ağustos'ta Zafertepe Çalköy'de bir evin bahçesindeki kırık kağnının üzerine muharebe alanlarının haritasını koyan Başkomutan Mustafa Kemal, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa ile durum değerlendirmesi yaparak, Yunanlıların yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek ve onları mağlup etmek için İzmir'e girme görüşünde birleşti. Mustafa Kemal Paşa, 1 Eylül'de Dumlupınar'da, Batı Cephesi'ndeki tüm subay ve erlere okunmak üzere yayımladığı bildiride şöyle dedi: Bütün arkadaşlarımın, Anadolu'da daha başka meydan muharebeleri de verileceğini göz önünde bulundurarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü ve yurtseverliğinin kaynaklarını kullanarak, yarışmayı bütün gücüyle sürdürmesini talep ederim. Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!”
Bu emir doğrultusunda üç koldan ilerleyen Türk ordusu 1 Eylül'de Gediz ve Uşak'ı, 2 Eylül'de Eskişehir'i, 6 Eylül'de Balıkesir ve Bilecik'i, 7 Eylül'de Aydın'ı, 8 Eylül'de Manisa'yı geri aldı. 9 Eylül'de İzmir'de Yunan ordusunu denize döken Türk ordusu, Mustafa Kemal Paşa'nın emrini büyük bir başarıyla yerine getirdi.
AKDENİZ'E ULAŞTILAR
Mustafa Kemal Paşa, Nutuk'ta 30 Ağustos sonrasını şöyle anlattı: “Doğrudan doğruya bana gönderilen bir telsiz telgrafta da İzmir'deki İtilaf Devletleri konsoloslarına benimle görüşmelerde bulunma yetkisinin verildiği bildirilerek, onlarla hangi gün ve nerede buluşabileceğim soruluyordu. Buna verdiğim cevapta da 9 Eylül 1922'de Kemalpaşa'da görüşebileceğimizi bildirmiştim. Gerçekten de söz verdiğim gün, ben Kemalpaşa'da bulundum. Fakat görüşme isteyenler orada değildi. Çünkü ordularımız, İzmir Rıhtımı'nda ilk verdiğim hedefe, Akdeniz'e ulaşmış bulunuyorlardı.''