Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi ziyarette bulunduğu Senegal’de düzenlenen Türkiye-Senegal İş Forumu’na katıldı. Senegal’e 2013 yılında başbakanlığı döneminde gerçekleştirdiği ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ticaret için bir hedef belirlendiğini hatırlatan Erdoğan, "2017 yılında ülkelerimiz arasındaki ikili ticaret hacminin 250 milyon dolara ulaşmasıyla belirlediğimiz hedefi yakalamış olduk. Ancak bu rakamın ülkelerimiz arasındaki gerçek potansiyeli yansıtmaktan uzak olduğuna inanıyorum. Yeni hedefler ışığında ve ortak gayretle bu rakamın çok daha ötesine geçebiliriz. Bugünkü görüşmelerimizde de 400 milyon dolar hedefini ortaya koyduk. Ticaretimizin büyümesi kadar dengeli gelişmesi de önemlidir. Türkiye dünyanın en büyük ekonomilerinin yer aldığı G-20’nin üyesidir. Satın alım paritesine göre ise dünyanın en büyük 13. ekonomisidir. 2017 yılında OECD ülkeleri arasında en yüksek kalkınma hızına sahip ülke olduk. Bu veriler Türkiye’nin büyük bir pazar olduğunu ve Senegalli üreticilere önemli fırsatlar sunabileceğini ortaya koyuyor. Senegal’de üretilen ürünler için Türkiye’nin büyük bir pazar olabileceği gibi bunların başka pazarlara ülkemiz üzerinden ihraç edilmesi de mümkündür" diye konuştu.
"BİZİM ÖNERDİĞİMİZ SERBEST TİCARET ANLAŞMASI ASİMETRİK BİR ANLAŞMADIR"
Geçen hafta İstanbul’da Türkiye-ECOWAS Ekonomi ve İş Forumu’nun ilk kez düzenlendiğini belirten Erdoğan, "Bu toplantıda bölge ile ticari ilişkilerimizi nasıl geliştireceğimiz konusu enine boyuna tartışıldı. Forum sırasında Ekonomi Bakanımız Sayın Zeybekci, Türkiye ile Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu arasında serbest ticaret anlaşması akdedilmesini teklif etti. Bizim önerdiğimiz serbest ticaret anlaşması asimetrik bir anlaşmadır. Bu anlaşmanın şartlarını ve sınırlarını Afrikalı kardeşlerimiz belirleyecektir. Türkiye’de bu bölgede üretilen ürünler birbirini tamamlayan mahiyete sahiptir. Dolayısıyla teklif ettiğimiz serbest ticaret anlaşması her iki tarafın da yararına olacaktır" şeklinde konuştu.
"EKONOMİMİZ YAŞADIĞIMIZ PEK ÇOK SINAMADAN ETKİLENMEYEREK YOLUNA DEVAM EDİYOR"
Türkiye’nin ekonomik alt yapısının istikrarsızlıklara dayanabilecek güce sahip olduğunun defalarca ispat edildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hala yaşadığımız pek çok sorundan ve sınamadan da ekonomimiz etkilenmeyerek yoluna devam ediyor. 15 Temmuz 2016’da FETÖ terör örgütünün gerçekleştirdiği darbe teşebbüsünün dahi ekonomimize etkisi sınırlı olmuştur. Hala ülkemiz 3,5 milyon Suriyeli mülteciyi barındırıyor. Sınırlarımızı terör örgütlerinden korumak için çeşitli bölgelerde askeri harekatlar yürütüyoruz. Bütün bunlara rağmen ekonomik göstergelerimizin hepsi de olumludur. Türkiye’nin kendine özgü kalkınma modeli vardır. Tecrübelerimizi Afrikalı kardeşlerimizle paylaşmaya hazırız" diye konuştu.
"BİZ İNSANI DİĞER İNSANIN KURDU OLARAK DEĞİL ŞİFASI, İLACI OLARAK GÖRÜYORUZ"
Afrika ile ilişkilerde uzun vadeli işbirliği planlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afrika’nın kaynaklarını tüketmek ve modern sömürü modellerini benimsemek bizim için asla söz konusu değildir. Bizim kültürümüz ve ahlaki yapımız da, sizlerle paylaştığımız değerler de buna izin vermez. Biz insanı diğer insanın kurdu olarak değil, tıpkı Senegal atasözünde denildiği gibi şifası, ilacı olarak görüyoruz. Senegal’in Gore adasında yaşanan insanlık dışı ticaretin farklı yol ve yöntemlerle içinde yer aldığımız bölgelerde yeniden tedavüle sokulmasına asla rıza gösteremeyiz" dedi.
"196 DÜNYA ÜLKESİNİN KADERİNİ 5 TANE ÜLKE BELİRLEYEMEZ”
Dünyanın yeni bir değişim sürecinden geçtiğini söyleyen Erdoğan, "Üstelik bu sancılı bir değişimdir. 196 dünya ülkesinin kaderini 5 tane ülke belirleyemez. Beş ülkenin her birinin dudakları arasına sıkışmış böyle bir kaderi artık dünya taşıyamaz. Şuanda İkinci Dünya Savaşı’nın şartlarında yaşamıyoruz. Dünya çok değişti. Bu şartların güncellenmesi gerekiyor. Oradaki beş ülke nasıl daimi üye ise, Senegal de, Türkiye de, Moritanya da orada daimi üye olabilmeli. Bunu seslendirmekten neden korkuyoruz. Dünya bu beş ülke midir? Niçin bizler orada olmayalım? Belli aralıklarla BM Güvenlik Konseyi niye değişmesin? Maalesef kimse konuşmuyor. Kudüs meselesinde ne oldu, dünya konuştu. Konuşunca 128 ülke Kudüs’te tavrını ortaya koydu ve Amerika yanında sadece 7 ülke buldu. 8 ülke ile onlar bir tarafta oldu, 128 ülke bir tarafta oldu. Demek ki kararlı olunca, iyi bir duruş sergileyince hak güçlüdür, bunu bilmemiz lazım. Yani güç hiçbir zaman haklı değildir. Nitekim bunu o oylamada gördük" şeklinde konuştu.
"Amacımız Türk iş adamlarını Senegal’le iş yapmaya teşvik etmektir" diyen Erdoğan, "Senegal’de Türk iş adamlarının yapabileceği çok şey var. Aynı ölçüde önem verdiğimiz diğer husus ise Senegalli iş adamlarının ülkemizi tanımasıdır. İş adamlarımızın birbirlerini daha iyi tanımaları iş birliklerinin kurulmasına imkan sağlayacaktır" diye konuştu.
Son dönemde iki ülke arasında bakan düzeyinde çok sayıda karşılıklı ziyaret gerçekleştirildiğinin altını çizen Erdoğan, "Ekonomi Bakanımız son 3 ayda Senegal’e üç kez ziyaret yaptı. Bunu ne kadar arttırırsak inanıyorum ki altta bu zemin çok daha hareketlenecektir. Ülkelerimiz arasındaki ikili ekonomik iş birliğinin farklı yönleriyle ele alındığı bu ziyaretler ilişkilerimizi geliştirmemiz önündeki ortak irademizi yansıtıyor" dedi.
"TÜRK FİRMALARI TARAFINDAN ŞUANA KADAR SENEGAL’DE 775 MİLYON DOLAR DEĞERİNDE 29 PROJE ÜSTLENİLMİŞTİR"
Senegal’in başkenti Dakar’da Türk firmalarınca yapımı tamamlanan Uluslararası Blaise Diagne Havalimanı’nı yarın ziyaret edeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bölgesinde ve dünyada hava taşımacılığında önemli bir merkez olmanın değerini çok iyi biliyoruz. Bunun için yıllık 150 milyon yolcu kapasiteli dünyanın en büyük havalimanını şuanda İstanbul’a inşa ediyoruz. Dakar’daki uluslararası havalimanı yolcu kapasitesini arttırarak Afrika’daki en büyük havalimanlarından biri haline gelecektir. Senegal’in hava ulaştırması konusunda önemli bir merkez haline gelmesi ülke ekonomisine ciddi bir katkı sağlayacaktır. Türk firmaları tarafından Senegal’de şuana kadar bir kısmı tamamlanmış, bir kısmı devam etmekte olan 775 milyon dolar değerinde 29 proje üstlenilmiştir. Kazan-kazan temelli politikanın birer simgesi olarak gördüğümüz bu projelerin hacminin artması Türk iş çevrelerini de kesinlikle teşvik edecektir" ifadelerini kullandı.
(İHA)