İstanbul Gelişim Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğin açılış konuşmasını Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Prof. Dr. Refik Turan yaptı. Konuşmasında bir bölgeyi isimlendirme gücünün siyasal gücün yansıması olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Turan, günümüzde İngilizler tarafından yapılan isimlendirme ile Orta Doğu olarak anılan bölgenin geçmişte farklı siyasal güçler tarafından verilen çeşitli isimlerle anıldığının altını çizdi.
Orta Doğu tabirinin sınırları bugün de belli olmayan bir coğrafyaya karşılık geldiğini söyleyen Prof. Dr. Turan, en geniş sınırlarıyla Fas’tan Hindistan’a uzanan Orta Doğu coğrafyasının, yaklaşık 3 bin yıldır bütün dünyayı etkileyen olaylara sahne olduğunun altını çizdi. Hicaz’dan Kudüs’e, Antakya’dan Süveyş’e, bölgeye dokunulduğunda etkisi yıllarca süren sarsıcı gelişmelerin yaşandığını kaydeden Prof. Dr. Turan, “Orta Doğu, ilk tufanın yaşandığı, Hz. Süleyman’ın hükümdar olduğu, yazının doğduğu, Sümer’in, Babil’in Asur’un, Hitit’in, Mısır’ın, Pers’in tarihteki yerini aldığı, Hz. Muhammed’in ilk tebliği aldığı ve başarılı bir Peygamber ve devlet adamı olarak hayatını sürdürdüğü, davasını yerleştirdiği yerdir” ifadelerini kullandı.
“Selçuklu gibi İslam medeniyetinin zirvelerinden birisine ev sahipliği yapan, dünya devletine dönüşen Osmanlı’ya mekan olan Orta Doğu bizim için aynı zamanda vatandır. Bu nedenle de kaderdir” diyen Prof. Dr. Turan, Orta Doğu’yu ele alacak olan sempozyumun hem Türkiye’de hem de uluslararası alanda yol açıcı bir program oluşturacağını belirtti.
Açılış programının ardından, Ürdün’den, Irak’a, Mısır’dan, ABD’ye kadar çok sayıda ülkeden sempozyuma katılan bilim insanlarının konuşmacı olduğu oturumlara geçildi. Orta Doğu’nun tarihi mirasının ve bölgedeki son gelişmelerin Avrupa merkezli bakış açısının ötesinde değerlendirilmesi amacıyla düzenlenen sempozyumda, “çatışma”, “terör”, “modernleşme”, “çok kültürlülük” gibi kavramların tartışmaya açılması ve Orta Doğu toplumlarının kendine özgü dinamikleri ışığında bölgenin siyasi, kültürel, ekonomik tahlilinin yapılması hedefleniyor. Bölgesel ve küresel aktörlerin Orta Doğu’ya dair stratejilerinin de ele alınacağı sempozyumda, bölgede istikrarlı bir huzur ve güven ortamının oluşturulması için izlenebilecek politikaların masaya yatırılacağı oturumlar da düzenlenecek. Sempozyum, 11 Nisan’da sona erecek.
