Selçuklu döneminde yapılan ve 2 bin 500 kişinin ibadet edebildiği, içinde 67 ahşap direk bulunan Ulu Cami, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad‘da düzenlenen 45. UNESCO Dünya Miras Komitesi toplantısında Dünya Mirası Listesi’ne alındı. Sivrihisar Belediyesi, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde olan Ulu Cami’nin daimi listeye alınması için 2015 yılında başvuru yapmıştı. Anadolu’nun en büyük ahşap camisi olma özelliğini taşıyan caminin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması Sivrihisarlı vatandaşlar tarafından sevinçle karşılandı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Sivrihisar Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü, Ulu Cami’nin UNESCO’ya katılım sürecinin uzun bir zaman aldığını belirtti. Başkan Yüzügüllü, “Uzun bir süreç oldu. Biz 2014’de restorasyonlara başlayıp, 2015 yılında restorasyonunu bitirdik. Restorasyonu, işlemleri bittikten sonra UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne başvuruda bulunduk. 2015’te bizim başvurumuzu UNESCO görüşmeye aldı. Ve bu yolculuk başladı. Üç ya da beş görüşme sonucunda 2 gün önce yapılan toplantı sonucunda dünyanın merkezi Sivrihisar olarak, dünyanın merkezindeki Ulu Camimizi Dünya Mirası Listesi’ne almış olduk. Ecdadımızdan kalan değerlerimizi tüm dünyaya tanıtabilmek için güzel bir adım oldu. Dünyanın tanıdığı, UNESCO’nun kabul ettiği bir eser haline gelmiş oldu. Bu çok büyük ve güzel bir olay. Dünyanın bu mirası kabul etmesi çok güzel, onurlandırıcı bir şey. Geri dönüşler de çok güzel oluyor" dedi.
"Türkiye’de 5 tane arşiv camimiz var" diyen Yüzügüllü, "En büyük ve en eskisi bizim Sivrihisar’da bulunan Ulu Cami’dir. 67 sütun üzerinde kurulu tamamen ahşaptan oluşmuş, içerideki minberi bile geçme usulü cevizden yapılmış çok değerli bir eserdir. Herkesi bu dünya mirasını görmeye ve o atmosferi yaşamaya davet ediyorum” dedi.
“Diziden etkilendik, gelip görmek istedik”
Manisa’dan camiyi ziyarete gelen Recep Hoşgöz, Sivrihisar’da çekimi yapılan bir dizi sayesinde burayı gördüğünü ve arkadaşlarıyla geldiğini ifade etti. Hoşgöz, herkesin gelip buraları ziyaret etmesi gerektiğini belirterek, “Dizinin sayesinde Sivrihisar’ı daha da çok benimsedik. Bu bulunmuş olduğumuz mekânı da zaten bir Ramazan ayının bir teravih namazının kılınması ile bölümünde buraya tanık olduk. Biz filmin etkisiyle buradan daha da çok etkilendik. Burayı ziyarete geldik arkadaşlarımızla. Çok da fazlasıyla beğendiğimiz yeri hoş da bulduk. Tabii UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’ne girmesiyle biz bundan çok daha da gururlandık, onurlandık. Yani ülkemiz adına, Sivrihisar adına bu tarz yerlerin dünya mirasında bulunması, tanıtımı. Yani bekleriz. Bu tarz yerlerimiz bizi daha çok onurlandırır, gururlandırır. Biz buraya Manisa’dan geldik 4 arkadaş. Eskişehir hep bildiğimiz kadarıyla, duyduğumuz kadarıyla aklımızda canlanıyordu. Ama gezdik gördük, beğendik. Gelmeyi düşünen herkes gelsin, onlar da bizim gördüğümüz güzellikleri görsünler. Pişman olmayacaklarını düşünüyoruz, bekleriz“ dedi.
Emekli İbrahim Günay ise Ulu Cami’nin ilginç detayları olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
“İşte UNESCO’dan ödül de aldı, oraya da girdi. Yani çok eski yapılı bir camimiz, 1274 yılında yapılma. Hatta biz kışları geldiğimiz zaman kesinlikle üşümezdik. Dışarı soğuk olurdu, içerisi ılık olurdu ve ısıtma tertibatı yoktu. İçerideki Ayetel Kürsi’nün çivisiz oluşunu çoğu insanımız bilmiyor. Geliyor gidiyor, bakıyor, ’Hutbe var’ diyor ama hutbenin kenarında o şekilde çivisiz oluşu çok ilginç. Tarihi eserlerimiz çok bizim. Bir de dizinin çekimleri de başlayınca bizim Sivrihisar’ımız daha fazla gelişti. Çok da güzel oldu. Dışarıdan çok aşırı gelen var. Belediyemizden de Allah razı olsun. Belediye başkanı çok güzel çalışmalar yapıyor. Onların sayesinde de Sivrihisar bayağı gelişti. “