Brüksel
AB Komisyonu, bankacılık reformu kapsamında bankaların kriz yönetimi ve mevduat sigortası çerçevesini güçlendirmeye yönelik yeni düzenleme teklifini açıkladı.
Buna göre, AB'deki küçük ve orta ölçekli bankaların kriz durumlarında mevduat garanti programlarındaki kaynakları kullanımı kolaylaştırılacak. Böylece söz konusu banka mudileri korunurken, krizin diğer bankalara yayılması, toplum ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri önlenecek.
Mevduat garanti programları ve çözümleme fonları gibi bankacılık sektörü tarafından finanse edilen önlemlerin öne çıkarılması sayesinde vergi mükellefleri daha iyi korunacak.
Çözümleme sürecindeki bankalar, kendi iç zarar karşılama kapasitelerini tüketmeleri halinde mevduat garanti programlarındaki kaynakları kullanabilecek.
Mevduat garanti programı yönetmeliğinde yer alan, mevduat sahibi ve banka başına 100 bin avroluk teminat seviyesi AB'deki bütün mudiler için geçerli olacak.
AB genelinde hesap sahiplerinin korumasına ilişkin standartlar da daha uyumlu hale getirilecek.
Hastane, okul ve belediye gibi kamu kuruluşlarına, belirli fonlardaki paralara da mudi koruması sağlanacak.
Miras veya sigorta tazminatı gibi belirli geçici olaylara bağlı biçimde hesaplarda 100 bin avroyu aşan yüksek bakiyelerin korunması da uyumlu hale getirilecek.
Avrupa ülkelerinde, geçmişte yaşanan küçük ve orta ölçekli banka iflaslarında, genellikle bankanın iç kaynakları veya sektör tarafından finanse edilen acil durum programlarındaki fonlar yerine vergi mükelleflerinin parası kullanılmıştı.
Teklif, düzenleyicilerin iflas eden bir banka için sektör tarafından finanse edilen mevduat garanti programlarındaki mali kaynakları kullanmasını kolaylaştırıyor.
Üzerinde yaklaşık 3 yıldır çalışılan düzenleme, bankacılık sektörünün çalkantılı bir döneminde açıklandı.
Teklifin yürürlüğe girmesi için Avrupa Parlamentosu (AP) ve üye ülkelerin onayı gerekiyor.
ABD'de geçen ay Silikon Vadisi Bankası ve Signature Bank'ın iflası, Avrupa bankalarını da baskı altına aldı. Bunun etkisi, İsviçre'nin en büyük ikinci bankası olan 167 yıllık Credit Suisse'de görüldü. Bankanın hisse senedi hızla düştü ve satış baskısı piyasa geneline yayıldı. UBS, devlet ve merkez bankası desteğiyle Credit Suisse'i 3 milyar franga satın aldı.