Türkiye Adalet Akademisi ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ev sahipliğinde, Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) iş birliğinde bu yıl ikincisi gerçekleştirilen ‘İş Hukuku Değerlendirme Sempozyumu’ Sakarya’da başladı. Sempozuymda konuşan Adalet Bakan Yardımcısı Zekeriye Birkan, “İşçi hakkının ne olduğunu işveren hukukunun ne olduğunu, mahkeme neyi yargılayacağını, hangi mevzuata göre ne karar vereceğini bilmesi lazım” dedi.
Geçtiğimiz yıl ilki düzenlenen ve Bölge Adliye Mahkemeleri’nin iş hukuku alanındaki kararlarının değerlendirildiği sempozyum iki gün sürecek. Türkiye Adalet Akademisi ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) arasında 2021 yılında imzalanan iş birliği protokolü çerçevesinde gerçekleştirilen ve Bölge Adliye Mahkemeleri’nin iş hukuku alanındaki kararlarının değerlendirileceği sempozyumun ilk günü Sapanca ilçesinde bulunan bir otelde Adalet Bakan Yardımcısı Zekeriya Birkan’ın katılımıyla başladı.
Sempozyumda konuşan TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç, “Kayıtlı toplu iş sözleşmeli, sosyal güvenlik kurumuna prim borcu olmayan, idari para cezası olmayan, iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uyan, iş kazası olmayan işletmelere 3 Mayıs 2023 tarihi itibariyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız tarafından Beyaz Bayrak verilmeye başlandı. İlk beyaz bayrak alan işletmelerin yüzde 90’ı konfederasyonumuza bağlı üye sendikalarımıza bağlı iş yerleri. Bundan da gurur duyuyoruz. Bunun devamında da toplu sözleşmenin dışında da kayıtta olan çalışanlarına, devletimize, bütün herkese sorumluluğunu yerine getiren işletmelere bu beyaz bayrak uygulamasının genişleyerek devam etmesi en büyük arzumuz” dedi. “Adalet kavramının içinde insan var”
Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir, “Adalet alanındaki arayışlar da insanlık kadar eski ve bu alanda yapılan her türlü faaliyette insanlık kadar kıymetli. Adalet kavramının içinde insan var. Tarafları insan, adaleti gerçekleştiren de insan hal böyle olunca adaletle ilgili, adalet dağıtan hukukçuların yetiştirilmesi de günümüzde de geçmişte de en büyük sorunların, en büyük çalışılması gereken alanların başında geliyor. Biz de Türkiye Adalet Akademisi olarak hakim, savcıların eğitimleriyle ilgili çalışmalarımızı artan bir vizyonla yerine getiriyoruz. Güven veren adalet için etkin eğitim anlayışının temel alan vizyonumuzla genç hakim, savcı adaylarının yetiştirilmesinin yanı sıra görevi başındaki kıymetli meslektaşlarımızın ihtiyaç duyduğu her alana yönelik eğitim faaliyetlerini gerçekleştiriyoruz” diye konuştu. “TİSK’İn büyümesi bizim aleyhimize bir durum değil”
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Bizler işveren sendikalarının olduğu yerlerde ancak İşçi Sendikalarını var etme imkanını elde edebiliyoruz. Onun için TİSK’İn büyümesi bizim aleyhimize bir durum değil tam tersi bizim de var olmamızı, daha da güçlenmemizi sağlayacaktır. Onun için TİSK’le iş birliği yapmak, TİSK’in daha da etkin hale gelmesi konusunda biz teşvik edici, yardımcı olacak bir noktadayız. Hak-İş olarak evet endüstriyel ilişkiler sistemimizin önemli bir ortağıyız. Yaklaşık 800 bin üyers, 21 sendikası, 81 il başkanlığı, 300’e yakın şube başkanlığıyla Türkiye’nin özellikle işçi konfederasyonları içerisinde önemli bir yerimiz var” şeklinde konuştu. “İşçinin de işverenin de hukuki güven içinde olması lazım”
Adalet Bakan Yardımcısı Zekeriya Birkan, “Yargının en temel görevi toplumsal barışı sağlamak ve kamu düzenini korumaktır. Hukuk ve yargılama faaliyeti hayatımızın her alanını kuşatan bir süreçtir. Gerçekleştirilen yargılama faaliyetleri neticesinde hem bireyi hem aileyi hem de bütün toplumu derinden etkileyen kararlar verilmektedir. Adil bir yargılama sonunda verilmiş kararlarla toplumsal barışı sağlamak ve kamu düzenini korumak, yargının en başta gelen görevidir. Bunun için de Türkiye Adalet Akademimizce yargılama faaliyetinin baş aktörleri olan hakim ve savcılarımıza yönelik meslek işi eğitimler, etkin bir şekilde sürdürülmekte bunun yanı sıra hakim ve savcılar ile konunun ilgili paydaşlarının katıldığı bilimsel sempozyum ve çalıştaylar gerçekleştirilmektedir. Tabii hukuk alanında her alanın önceden düzenlenmesi lazım. İşçi hakkının ne olduğunu işveren hukukunun ne olduğunu, mahkeme neyi yargılayacağını, hangi mevzuata göre ne karar vereceğini bilmesi lazım. Sadece fabrikayı kurmak, iş yerini açmak yeterli mi? değil. İşçi bulmak, eğitimli işçi bulmak, çalışan işçi bulmak inanın çok zor. İşçiler, çalışanlar, emekçiler bizler için çok değerli, çok kıymetli çünkü bu ülkeyi, bu çarkları döndüren, onların elleri o ellere saygı duyuyoruz. Dolayısıyla işçinin de işverenin de hukuki güven içinde olması lazım. Hukuki güvencelerinin tamamen olması lazım” ifadelerini kullandı.