Ankara
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, başıboş sokak köpekleri konusunda Tarım ve Orman Bakanlığı koordinesinde çalışma bulunduğunu belirterek, "İnsanlarımızın sağlığını, can güvenliğini sağlamamız lazım. Bu anlamda da gerekli tüm tedbirlerin alınması gerekir." diye konuştu.
Bakan Tunç, katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Trendyol Süper Lig'de yapılan MKE Ankaragücü ile Çaykur Rizespor maçından sonra yaşanan olaylara ilişkin soruyu yanıtlayan Tunç, olayların ardından hızlı şekilde adli soruşturmanın başlatıldığını dile getirdi.
Şüpheliler hakkında bugün itibarıyla dava açıldığı bilgisini paylaşan Tunç, şöyle devam etti:
"Soruşturma kapsamında 4 kişi hakkında tutuklama tedbirine gidildi. Bugün itibarıyla da Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığımız iddianame düzenledi, Ankara Batı 3. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Burada savcımızın tespit ettiği suçlar bakımından 'Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kemik kırığı oluşacak şekilde kasten yaralama', 'tehdit' ve '6222 sayılı yasaya muhalefet' suçlarından dava açıldı. Karar verecek olan mahkemedir."
Bakan Tunç, diğer şüphelilerle ilgili soruşturmanın ise sürdüğünü kaydetti.
6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'da caydırıcılık açısından yeni düzenleme yapılacağını dile getiren Tunç, "Fiil ile yaptırım arasında bir oranın olması lazım. Caydırıcılığı gerektirecek şekilde yeni düzenleme ihtiyaçları var. Bu ihtiyacı karşılayacak taslak çalışmayı milletvekillerinin takdirine sunacağız. Şu anda çalışmayı yapıyoruz, çok uzun sürecek bir çalışma değil bu. Çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz." diye konuştu.
"Vatandaşlarımızın her türlü haklarını müdafaa konusunda hassasız"
Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlunun İstanbul'da bir kişinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasına ilişkin soruşturmada ihmal olduğu yönündeki eleştirilere cevap veren Tunç, maktulün ailesiyle görüştüğünü ve konuyu sonuna kadar takip edeceklerini ilettiğini söyledi.
Kazaya ilişkin ilk rapor doğrultusunda serbest bırakılan şüphelinin yurt dışına çıktığını, görüntülerin ortaya çıkmasıyla sürücünün kusurlu olduğunun anlaşıldığını ifade eden Tunç, Somali ile adli yardımlaşma konusunda anlaşma bulunmadığını ancak ikili görüşmelerde Somali adli makamlarının olaya iyi niyetle yaklaştığını dile getirdi.
Bakan Tunç, "Görüşmelerimiz devam ediyor. Yargılama noktasında Türkiye'ye gönderilmesi hususunda gerekli çalışmaları yapacaklarını ifade ettiler. Geldiğinde de şüphelinin yargılanmasına başlanacaktır." dedi.
Konunun takip edilmediği yönündeki eleştirilerin doğru olmadığını belirten Tunç, "Biz vatandaşımızın, geride bıraktıklarının hakkını hukukunu hiçbir zaman ihmal etmeyiz. Bizim vatandaşımız bir yabancı karşısında mağdur edilmişse dünyanın neresinde olursa olsun her türlü haklarını müdafaa konusunda hassasız." diye konuştu.
"Netanyahu eninde sonunda savaş suçlusu ilan edilecek"
Adalet Bakanı Tunç, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin soru üzerine, yaklaşık 70 gündür bölgede insanlık suçu işlendiğini, 20 bine yakın Filistinlinin hayatını kaybettiğini belirtti.
Tunç, "Sayın Cumhurbaşkanımız 'Dünya 5'ten büyüktür' derken işte bu sorunlara işaret ediyor. Eninde sonunda Netanyahu savaş suçlusu ilan edilecek. Savaş suçlularının yargılanması hususunda biz sesimizi yükseltmeye, Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
"Münferit bazı olaylar üzerinden propagandaya gidilmemesi lazım"
"Yargıda rüşvet" iddialarına ilişkin soru üzerine Tunç, söz konusu iddiaların Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından incelendiğini anımsattı.
Tunç, "Yargının içinde bu tür bir şüphe olduğu zaman biz kararlılıkla üzerine gideriz. 24 bin hakim ve savcımızın fedakarca çalıştığını görüyoruz. Bu tür münferit bazı olayları öne çıkararak tüm yargı mensuplarını karalayacak bir propagandaya gidilmemesi lazım. Bu yargıyı yıpratır. Yanlış yapanın da yanına kar kalmaz." ifadelerini kullandı.
"Cezasızlık algısını ortadan kaldırmak lazım"
Bakan Tunç, yeni yargı paketine ilişkin yeni ihtiyaçlar ve talepler doğrultusunda çalışmaların devam ettiğini, "cezasızlık" algısını ortadan kaldırmaya dönük de çalıştıklarını belirtti.
Tunç, 2 yıl ceza alan bir kişinin cezaevinde yatmadığını, bunun güveni zedelediğini belirterek, bunu ortadan kaldırmak için denetimli serbestliği her suç için 1 yıl olacak şekilde uygulamak istediklerini kaydetti. Tunç, "3 yıldan da fazla olamaz diyoruz denetimli serbestlik. Oran getirirsek 1 ay ceza alanın 12 gün cezaevinde kalmış oluyor. Yetki TBMM'dedir. Cezasızlık algısını ortadan kaldırmak lazım. " diye konuştu.
Yargı paketinde bir infaz düzenlemesi olup olmayacağına ilişkin soruya da Tunç, "Yargı paketimizde böyle bir düzenleme söz konusu değil." cevabını verdi.
- "Bireysel başvuru hakkının kaldırılması gibi bir şey söz konusu değil"
Tunç, Can Atalay kararı üzerinden yüksek yargı kurumları arasında yaşanan yetki krizine ilişkin, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın bu karar üzerinden yıpratılmasının doğru olmadığını söyledi.
Her iki mahkeme arasında görüş farkı bulunduğunu belirten Tunç, "Mahkemelerimizin farkı uygulamaları nedeniyle birtakım sorunlar ortaya çıkıyor. Burada Anayasa'mızın tek tek maddelerini tartışacağımıza tüm bu sorunları ortadan kaldırabilecek yeni bir anayasa yapmamız lazım." dedi.
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bir değişiklik yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine Tunç, "Bireysel başvuru hakkının kaldırılması gibi bir şey söz konusu değil." diye konuştu.
"Türkiye AİHM kararlarına daha fazla uyuyor"
Tunç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına Türkiye'nin uymadığı yönündeki eleştirilere katılmadığını, bunun Türkiye aleyhine propaganda olduğunu belirtti.
Bakan Tunç, AİHM istatistikleri kapsamında tüm ülkeler bakımından AİHM kararlarına uymama oranının yüzde 79, Türkiye'nin uymama oranının ise yüzde 89 olduğunu belirtti.
Bazı davalar öne sürülerek bu konuda Türkiye'yi eleştirmenin siyasi olduğunu savunan Tunç, "Sadece belli dosyalar siyasi olarak gündeme getirilerek sanki 'Türkiye AİHM kararlarına uymuyormuş' gibi bir hava oluşturuluyor. Bu öne çıkarılan dosyaların öne çıkarılma nedenleri hukuki değil tamamen siyasi." diye konuştu.
Bakan Tunç, hukuka güven endeksinde Türkiye'nin gerilerde olduğu yönündeki söylemlerin de "kara propaganda" olduğunu söyledi.
Kira uyuşmazlıklarının 1 Eylül'den itibaren zorunlu arabuluculuk kapsamına alındığını anımsatan Tunç, görüşmesi tamamlanan dosyalardan 32 bin 98'inin anlaşmayla sonuçlandığını, 13 bin uyuşmazlığın davaya dönüştüğünü, bu nedenle sistemin başarılı şekilde işlediğini belirtti.
"Başıboş sokak köpekleri konusunda çalışma var"
Tunç, sahipsiz sokak köpekleri hakkında çalışma yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine, Tarım ve Orman Bakanlığının bu konuda çalışmasının bulunduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu konuda hassasiyetinin olduğunu dile getirdi.
Hayvanların zarar görmesini istemediklerini ancak insanların da zarar görmemesi gerektiğini ifade eden Tunç, şunları kaydetti:
"Yurdun değişik yerlerinde köpeklerin parçaladığı, yaraladığı insanların olmaması lazım. Bunun çözümünü bulan Batılı ülkeler var. Bu çözüme uygun bir düzenlemenin yapılması lazım. Bu konuda bir çalışma söz konusu. Tarım ve Orman Bakanlığının koordinasyonunda yürütülen bir çalışma. Belediyelerin de konuya hassasiyetle yaklaşmaları gerekiyor. İnsanlarımızın sağlığını, vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlamamız lazım. Bu anlamda da gerekli tüm tedbirlerin alınması konusunda biz Bakanlık olarak katkı sağlayacağız."