Adana
Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşmasına, adli kontrol tedbiri uygulanan sanıklar Mete ile Tuğran ile bazı müştekiler, tanıklar ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada tanık sıfatıyla beyanı alınan ve yıkılan Mete Apartmanı'nın 13. katındaki 39 numaralı dairenin sahibi E.B. 2009'da evi satın aldığını belirtti.
Ardından evde tadilat yaptırmaya karar verdiğini aktaran E.B, "Eve getirdiğim ustalar bana binanın malzemelerinin kalitesiz ve çürük olduğunu bu nedenle pencerelerin çerçevelerini çelikten yapmaları gerektiğini söylediler. 2022 yılında tekrar evde tadilat yaptırdım. Yine eve gelen ustalar evin çürük olduğunu ve evle ilgili deprem testi yaptırmam gerektiğini ifade ettiler. Ben de bu durumu bina yöneticisine bildirdim. Hatta binanın dam kısmında çatlaklar vardı. Binanın balkon kısmı eğimliydi. Çocuğum balkonda bilyeleriyle oynarken bilyeler kendiliğinden aşağı yöne kayıyordu. Binadan herhangi bir kolon kesildiğine şahit olmadım. Fakat en alt katta yapılan tadilatlarda duvar yıkılıp kapı ve pencere inşa edilmişti. Buna itiraz ettim, belediye ekiplerine şikayette bulundum. Fakat gelip kontrol eden olmadı. Deprem günü eşim, binanın müteahhidi Muzaffer Mete'yi aradı. Eşim Muzaffer Mete'ye 'Bizim bina ile ilgili endişemiz var.' dedi. Muzaffer Mete ise 'Sadece kılcal çatlaklar var binamıza gönül rahatlığıyla çıkabilirsiniz. Bir sorun yok. Benim tedavi gören bir hasta yakınım, var sizi arayacağım.' dedi. Sonrasında ikinci depremde zaten bina yıkıldı." ifadesini kullandı.
Diğer tanık E.F. ise binanın zemin katındaki daireyi depo amacıyla kullandığını öne sürerek "Ben ekstrem sporları ile uğraştığım için spor malzemelerimi koymak amacıyla o daireyi yaklaşık 4 yıl kadar depo olarak kullandım. Binadan kolon kesildiğine dair bilgim yok. Daireyi satın aldığımda burası oldukça bakımlı, ışıklandırması yapılmış ve onarım görmüş bir yerdi. Hatta dairenin ortasında geniş boş bir alan bulunmaktaydı. Daireye dair usulsüz bir işlem olup olmadığını dönemin yöneticisi H.A'ya sordum. Fakat yanıt alamadım. Ben sadece apartmanın balkonundan parçalar düştüğüne dair şikayetçi olmuştum." beyanında bulundu.
Hakkındaki iddialar hatırlatılarak savunması alınan sanık Muzaffer Mete, gerekli fen ve teknik kuralları uygulayarak binayı inşa ettiklerini ileri sürerek "Benim sahibi olduğum 13. kattaki taşınmazın dubleks olması zaten projede mevcuttu. Bu durum sonradan yapılan ve projeye aykırı bir yapı değildir. Bu durum mahkemenizde kontrol edilebilir. Beraatımı talep ederim." ifadesini kullandı.
Sanık Atilla Tuğran ise binanın sorumlu mühendisi olduğunu belirtip üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini savunarak "Binanın zemin katında proje dışında tadilat yapılmış. Bu binanın statiğine etki eder. Bu husus göz ardı edilmemeli. Balkondan parça düşme iddiasına gelirsek 25 yıllık binanın ince sıvalarından dökülen parçalar bu apartmanın statiği ve betonarmesi ile ilgili değildir." dedi.
Davaya katılan müşteki avukatları mevcut delil durumu dikkate alınarak sanıkların tutuklanmasını talep etti.
Cumhuriyet savcısı, dosyadaki mevcut delil durumu dikkate alınarak sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verilmesi ve eksik hususların giderilmesi yönünde mütalaasını sundu.
Mahkeme heyeti de sanıklar hakkındaki "konutu terk etmemek" suretiyle uygulanan adli kontrol tedbirinin kaldırılıp, "Adana il sınırlarını terk etmemek" şeklinde uygulanmasına, binanın yıkılmasıyla ilgili bilirkişiden gelecek raporun beklenilmesine, bina yöneticisi H.A'nın huzurda tanık olarak dinlenilmesi için duruşmaya davet edilmesine karar vererek eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Adana'da depremde yıkılan binalardaki yapım kusurlarıyla ilgili soruşturma kapsamında Mete Apartmanı'nın inşaat mühendisi Atilla Tuğran 16 Şubat'ta, müteahhidi Muzaffer Mete ise 17 Şubat'ta tutuklanmıştı. Mete Apartmanı'nın inşaat mühendisi Tuğran ve müteahhidi Mete'nin, 26 Temmuz'daki ilk duruşmada "konutu terk etmemek" adli kontrol tedbiriyle tahliyesine karar verilmişti.