Bursa Barosu ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi işbirliğiyle düzenlenen “Yaşananlar Boşuna Değil - Perşembe Söyleşileri”ne bu hafta usta şair Ahmet Telli konuk oldu.
Bursa Kültürpark'taki Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi Lokali'nde gerçekleşen söyleşiye edebiyatseverler büyük ilgi gösterdi. Moderatörlüğünü Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Yazar Güney Özkılınç'ın yaptığı söyleşide şair Telli, şiire bakışı, kitapları ve yazım dünyasına ait detayları katılımcılarla paylaştı. Anılarını da anlatan Telli, 1966-2016 yılları arasında yayımlanan toplu şiirlerinin yer aldığı son kitabı 'Veda Divanı'ndan şiirler okudu.
BENİM MASALLARIM ŞİİRLERİM...
Şairin hayatı, eserleri ve şiirle ilişkisinin anlatıldığı kısa bir sunumdan sonra konuşmasına başlayan Telli, “Toplumsal buluşmalar sağlamak önemlidir. Buluşmaları sıklaştırmak, birbiriyle anılar biriktirmek de öyle. Anılar tozlanıyor. Hafızanın tozlardan kurtulması için aşklar, dostluklar, buluşmalar önemlidir” dedi.
Yaşar Kemal'in “Masalların çocuklar için olduğunu şehre geldiğimde öğrendim. Biz, köyde masalları çocuklar ve büyükler olarak birlikte dinleriz” sözlerini anımsatan Telli, “Yaşar Kemal, o masalları dinlemeseydi bir masal anlatıcısı olur muydu? Ben de babaannemden dinlediğim masallarla büyüdüm. 1001 Gece Masalları'nı herkes bilir ama 1002'inci gecede ne olduğu masalları okumuş anlatıcılara bırakılır. Ben, o anlatıcılardan biriyim. Şehrazat'tan aldığım masalları onun gibi sürdürmeye çalışıyorum. Benim masallarım da şiirlerim” diye konuştu.
EN İYİ HAFIZA AKTARICISI...
Son kitabının adının “Veda Divanı” olmasına değinen Telli, “Her veda, elveda değildir. Bu, kaybettiğiniz andaki değil; kaybetmemeye çaba gösterdiğiniz sevgiye iyi davranın demektir. Divan sözcüğü ise geçmişin bize bıraktığı mirası, güzellikleri kaybetmemek için seçildi” şeklinde konuştu.
Şiirin, en iyi hafıza aktarıcı olduğunu belirten Telli, sözlerine şöyle devam etti: “Her ülkenin bir Don Kişot'u vardır. İspanyolca konuşulan ülkelerin hepsinde lise öğrencileri tarafından yazar Gabriel Garcia Marquez Don Kişot seçilmiştir. Marquez öldüğünde yas tutulmuş, bayraklar yarıya inmiştir. Öylesi önemli bir yazardır. Miguel de Cervantes tarafından yaratılan Don Kişot adlı kahraman da böyle önemli bir karakterdir işte. Ben, iki şairden etkilendim; Biri hayat, diğeri Don Kişot. Adaleti zenginlere bakarak değil, yoksulların gözüne bakarak sağlayan biridir Don Kişot. Adalet ve vicdan, şiirin imgeleridir. Şiirin tek referansı ise özgürlüktür. O nedenle şiir hiçbir ideolojiye sığmaz. Çünkü şiirin kadrajı, ideolojilere ait politikalardan çok daha geniştir.”
Şiirde gelenekselci olmadığını ifade eden Telli, “Gençken şair değil, devrimci olmak istiyordum. Hem şair hem de devrimci olamaz mıydım? Birini seçtim ve şair oldum. Ama şair kimliğine sahip olup devrimci olma arzumu da saklayabildim. Aşk gibi devrimcilik de inat ve ısrar sever çünkü” dedi.
Şiirde imge kavramı üzerinde de duran şair, “Bir nesneyi şiirde imgeye dönüştürmek o sözcüğü dilden ödünç alarak kullanmak anlamına gelir. Tam anlamıyla o sözcüğü kullanırsak nesne olur. İmgeyse okurun zihninde canlanandır” diye konuştu.
Konuşma boyunca şiirlerini okumayı ihmal etmeyen şair, dinleyicilerden büyük alkış aldı. Söyleşi sonunda, şair Ahmet Telli'ye katılımı için Bursa Barosu Başkanı Gürkan Altun ile Çağdaş Gazeteciler Bursa Şubesi Başkanı Aykut Güngör bir plaket sunarak teşekkür ettiler.