TBMM
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Gazze'de acil insani ateşkes talebini içeren karar tasarısının Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda 153 oyla kabulünde Türkiye'nin büyük etkisi olduğunu belirterek, "Dün 'pax Ottomana', 'Osmanlı barışı' deniyordu bugün insanlığın 'pax Türkiye' sesine ve düzenine ihtiyacı var." dedi.
Akbaşoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gazze'de savaş suçu ve soykırım yaşandığını dile getirdi.
Yaşanan katliamın hesabının sorulacağını belirten Akbaşoğlu, "Gazze kasabı Netanyahu ve onlara destek verenler insani değerlere ilişkin bütün ilkeleri çiğnediler, ayaklar altına aldılar." ifadesini kullandı.
İsrail ve ABD'nin Gazze'deki katliamın doğrudan sorumlusu olduğunu belirten Akbaşoğlu, BM Genel Kurulu'nda 153 ülkenin Gazze'de acilen insani ateşkes talebinde bulunulan karar tasarısına 'evet' oyu verdiğini hatırlattı. Muhammet Emin Akbaşoğlu, İsrail dahil 10 ülkenin "ateşkese" hayır dediğini ve bunun "soykırım devam etsin" anlamına geldiğini dile getirdi.
Akbaşoğlu, şöyle devam etti:
"Tarihte firavunun ortaya koyduğu bir yaklaşım vardı. 'Bütün erkek çocukların, bebeklerin öldürülmesi' talimatını vermişti. Bugünün modern firavunluğuna soyunan Netanyahu, erkek-kız, yaşlı-kadın, kilise-cami, okul-kreş ayrımı yapmadan, canlı ne varsa, fiziki olarak ayakta duran ne varsa her şeyi firavundan daha zalimane şekilde yok etme niyet ve girişimini insanlığın gözü önünde gerçekleştiriyor. Netanyahu'nun sonu da firavun gibi olacaktır. Unutulmamalıdır ki her firavunun bir Musa'sı vardır ve olacaktır."
"Pax Türkiye sürecinin de yaşanacağı noktalara geleceğiz"
Muhammet Emin Akbaşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'nda hakikati haykırdığını ifade etti. Osmanlı'nın, Kudüs'te Hristiyanların ve Yahudilerin, Bosna Hersek'te Sırpların, Hırvatların ve Boşnakların 4 asır bir arada yaşadığı İslam barış medeniyetini ortaya koyduğunu anlatan Akbaşoğlu, "İnsanlık, 'pax Ottomana', 'Osmanlı barışı' adı altında bunu tarihe tescil etmişse, 'pax Türkiye', 'Türkiye barışı' yaklaşımıyla Türkiye'nin önderliğinde bölgesel ve küresel anlamda bir barış ikliminin, yaşama hakkının, can, mal, din, vicdan ve düşünce hürriyetlerinin tam manasıyla yaşandığı bir sürecin de hep beraber yaşanacağı noktalara geleceğiz." diye konuştu.
"Bize ne Filistin'den, bize ne Gazze'den" diyenlerin bulunduğuna işaret eden Akbaşoğlu, bunun büyük bir yanlış olduğunu belirtti.
Akbaşoğlu, 1517-1917 arasında tam 400 yıl Türk medeniyetinin Filistin'de büyük hizmetler yaptığını anlatarak, şöyle konuştu:
"Bosna'da da Kudüs'te de bulunmuşuz. Birlikte yaşamayı bütün insanlığa göstermişiz. Kökü mazide olan atiyiz. Geçmişten geleceğe bir perspektif geliştirmeliyiz. Dün 'pax Ottomana', 'Osmanlı barışı' deniyordu bugün de Cumhuriyet'imizin ikinci yüzyılında, Türkiye Yüzyılı'nda insanlığın 'pax Türkiye' sesine ihtiyacı var. 'Dünya beşten büyüktür. Daha adil ve merhametli bir dünya mümkündür' hakikatini haykıran sese ihtiyaç var. İşte o ses, beraberinde 153 ülkeyle hakkı haykırdı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki bu sonuca, Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu hakikatin çok büyük etkisi var."
Filistin ve Gazze'nin, milli güvenlik açısından Türkiye'yi ilgilendiren boyutlarının bulunduğunu ifade eden Akbaşoğlu, "Nil'den Fırat'a büyük İsrail" hedefinin bulunduğunu anımsattı.
Akbaşoğlu, "Birleşmiş Milletler kararları ortada. 'İki ayrı devlet olması lazım' diyor 1967 kararları. Birleşmiş Milletler kararları uygulanmamış vaziyette. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde bir ülke, ABD 'hayır' diyor, 192 ülkenin hiçbir hükmü kalmıyor. Böyle adalet düzeni olabilir mi? Bu BM düzeninin değişmesi gerekmez mi?" diye konuştu.
"PKK, büyük İsrail'in bir aparatıdır"
ABD Başkanı Joe Biden ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bazı hedeflerinin bulunduğunu ifade eden Akbaşoğlu, şunları ifade etti:
"Siyonizm nedir? 1897'de Thedor Herzl'in ortaya koyduğu hedefleri gerçekleştirme ideolojisi fikridir. Mısır'daki Nil nehri ile Türkiye'deki Fırat nehrini içine alan bir harita üzerinde büyük İsrail'in gerçekleştirilmesidir. Buna vekalet savaşlarıyla destek veren yapıların kurdurduğu örgütler, tetikçi ve kukla konumundadır. Osmanlı zamanında bunlar Hınçak, Taşnak gibi örgütlerdi. Kendi miatları doldu yerini ASALA aldı. ASALA terör örgütü kendi vazifesini yerine getirdi, kendini feshederek PKK'ya eklemlendi. PKK, büyük Ermenistan ve büyük İsrail'in bir aparatıdır."
DEAŞ ve PKK'nın aynı kişiler tarafından oynatılan kuklalar olduğunu belirten Akbaşoğlu, yaşanan tüm süreçlerin iyi analiz edilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Türkiye'nin ve bölgenin istikrarsızlaştırılmak istendiğini söyleyen Akbaşoğlu, "Asıl hedef, sözde Kürdistan geçiş devletli, Nil'den Fırat'a büyük İsrail'i gerçekleştirme planıdır. Bugün yaşanılan süreçlerin tam da ismi budur. 81 vilayetiyle, 85 milyon insanımız bunun farkındadır." dedi.
Muhammet Emin Akbaşoğlu, Filistin ve Gazze'nin Türkiye'nin milli meselesi olduğunu kaydetti.