Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin İzmir ilçe belediye başkan adaylarını açıklıyor. 30 ilçeli İzmir'de 25 AK Partili, 5 MHP'li belediye başkan adaylarının seçime girmesi bekleniyor.
İşte açıklanan adaylar;
Aliağa - Serkan Acar
Balçova - Erol Eroğlu
Bayındır - Uğur Demirezen
Bayraklı - Bilal Kırkpınar
Bergama - Dr. Sadık Doğruer
Beydağ - Hüseyin Ay
Bornova - Cevdet Çayır
Buca - Adnan Öztekin
Çeşme - Esat Tanık
Çiğli - Murat Gökçekaya
Dikili - Sema Akıncı (MHP)
Foça - Taner Acar
Gaziemir - Deniz Doğan
Güzelbahçe - Gümüş Saime Bucakoğlu
Karabağlar - M. Sadık Tunç
Karaburun - Eyüp Kaykaç
Karşıyaka -İsmail Çiftçioğlu
Kemalpaşa - Galip Atar
İzmir İlçe Belediye Başkan Adayları Tanıtım Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan şunları kaydetti; "Sözlerime başlarken sabah yaşadığımız merkezi Menderes açıkları olan 5,1 şiddetindeki depremden dolayı tüm İzmirlilere geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Rabbim, ülkemizi ve milletimizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum. Cumhur İttifakı olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Hamza Dağ kardeşimizin ardından bugün de ilçelerimizde aday göstereceğimiz isimleri açıklamak üzere bir aradayız. Diğer şehirlerimizde de genel başkan yardımcılarımız ilçe adaylarımızın tanıtım törenlerine iştirak ediyor, amacımız aday belirleme işlemlerini en kısa sürede bitirerek tüm vaktimizi ve enerjimizi 31 Mart'ta sandıkları patlatmak için kullanmaktır.
"31 MART'TA İZMİR'İN DE TERCİHİNİ GERÇEK BELEDİYECİLİKTEN YANA KULLANACAĞINA İNANIYORUM"
Büyükşehir adaylarımız şehirlerimiz için geliştirdikleri vizyon projelerini açıklamaya da başladılar. Bundan 30 yıl önce belediyelerde aldığımız ülkemize ve milletimize hizmet emanetini şehirlerimizin çehrelerini değiştirerek, insanımızın hayat seviyesini yükselterek bugüne kadar getirdik. İnşallah 31 Mart'ta diğer pek çok şehrimiz gibi İzmir'in de tercihini gerçek belediyecilikten yana kullanacağına inanıyorum. Bugün açıklayacağımız ilçe belediye başkan adaylarımızın da kendi sorumluluk alanlarında aynı başarıyı göstereceğinden şüphe duymuyorum. Türkiye'de artık sadece şovla, sadece ajans parlatmasıyla, sadece yalanla, sadece algıyla belediye başkanlığı yaparak şehirlerimizin yıllarını heba etme devri sona ermiştir. Milletimiz 31 Mart'ta şehirlerini ortak değerlerini istismar siyaseti ile değil, eser ve hizmet siyaseti ile yönetecek belediye başkanlarını tercih edecektir.
Şehirlerimiz hak ettikleri atılımları gerçekleştirebilsin diye hükümet olarak 21 yıldır ülkemizi baştan sona temel alt yapı yatırımlarıyla donattık. Vizyon ve gönül birliği içinde belediye başkanlarının yönettiği şehirlerde hükümet, yerel yönetim sinerjisi ile bu atılımları hayata geçirdik. Şimdi de diyoruz ki gelin İzmir başta olmak üzere hiçbir şehrimizi Türkiye Yüzyılı belediyeciliği vizyonundan ve kazançlarından mahrum bırakmayalım. Sadece belediyeden beklemeyeceğiz, öbür taraftan merkezi yönetim olarak bu milletin efendisi değil hizmetkarı olan Erdoğan kardeşiniz ulaşımıyla, susuyla, arıtmasıyla, çevresiyle, yeşiliyle, sosyal destekleriyle, ülkemize yakışır, milletimizin beklentilerine cevap verecek beledilerle geleceğin Türkiye'sine yürüyelim. Bunu da ancak her anında, her yerde, her durumda şehrinin hizmetinde, insanımızın yanında yer alacak cumhurbaşkanıyla, belediye başkanlarıyla sağlayabiliriz.
"GÖNLÜ KAZANILMADIK HİÇBİR ADAYIMIZI BIRAKMAYACAĞIZ"
Hamdolsun bizim adaylarımız belediye başkanlığı koltuğunda oturan ama gözü, gönlü ve aklı başka yerlerde olan isimler gibi değildir, olmayacaktır. AK Parti ve Cumhur İttifakı'ndan seçilecek belediye başkanlarımızın sizlerin arzu ettiği şekilde çalışacağının teminatını bizzat veriyoruz. Şehirlerimize verdiği sözleri yerine getirmeyen, vatandaşlarımıza hak ettikleri eser ve hizmetlerle buluşturmayan belediye başkanlarından bunun hesabını sormak boynumuzun borcudur. Bunun için 31 Mart'ta hepimize çok büyük sorumluluk düşüyor. Önümüzdeki sayılı günleri öyle bir değerlendireceğiz ki, kapısı çalınmadık, gönlü kazanılmadık hiçbir insanımızı bırakmayacağız. Adaylarımızla, teşkilatımızla, milletvekillerimizle gece gündüz sahada olacağız, yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı anlatacağız. Tabi bunları yaparken maruz kalacağımız yalanları ve iftiraları da ifşa edeceğiz. Buradan İzmir'den öyle bir ses verin ki diğer 80 vilayetimizden duymayan kalmasın. Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? Türkiye Yüzyılı şehirleri için kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Seçim gecesi Türkiye haritasını Cumhur İttifakı'nın renkleri ile boyuyor muyuz? Büyük ve güçlü Türkiye'nin yolunu açıyor muyuz? Rabbim hepinizden razı olsun.
İzmir'in de içinde yer aldığı Marmara ve Ege Bölgesi bu topraklardaki bin yıllık varlığımızın ilk tohumlarının, ilk temellerinin, ilk adımlarının atıldığı yerlerdir. Geçmişte binlerce yıl boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan bu kadim toprakları bin yıldır vatanımız olarak muhafaza etmek için çok çalıştık, çok fedakarlık yaptık. Osmanlı'nın yıkılışının ardından işgal acısını yaşayan bu topraklarda verdiğimiz milli mücadele bir daha böyle bir felaketle karşı karşıya gelmeme irademizin sembolüdür. Ancak mücadelemiz düşmanı topraklarımızdan söküp atmakla, İzmir'den denize dökmekle bitmedi. Milli mücadeleyi zafere ulaştırıp cumhuriyetimizi kurduktan sonra başlattığımız demokrasi ve kalkınma hamlelerinin önü çeşitli yol ve yöntemlerle hep kesildi. Tek parti faşizminin ferasetsizliği bu sürecin maliyetini daha da ağırlaştırdı. Ülkemizin başına 40 yıldır musallat edilen bölücü terör belası da esasen yeniden bu toprakları işgal, bu milleti esir etme girişiminin bir parçasıdır. Aynı şekilde FETÖ ihanet çetesinin darbe girişimleri de aynı projenin bir başka yüzüdür. Kimi zaman vesayetin ayak oyunlarıyla, kimi zaman darbeyle, kimi zaman siyasi ve sosyal kaos girişimleriyle, kimi zaman terörle bu ülkenin en güzel yılları heba edildi.
Bu kirli oyunu kuranların gayesi Türkiye'nin büyümesine, güçlenmesine, kalkınmasına, zenginleşmesine mani olarak yeniden bölgesel ve küresel aktör haline gelmesini engellemektir. Emperyalist güçler bu sinsi oyuna içeriden destek verecek figüranları, taraftarları, maşaları daima buldular. Kimi bilerek, kimi bilmeyerek bu senaryolarda rol üstlenenler tarih önünde ve milletimizin vicdanında hak ettikleri notları almışlardır. Buna karşılık milletimiz bir İzmir sevdalısı rahmetli Menderes başta olmak üzere demokrasi ve kalkınma mücadelesi veren kendi adamlarının hatıralarını da kalbinin en mutena köşesine yerleştirmiştir. AK Parti işte böylesine zorlu bir dönemin ardından ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiştir. Akıl ve vicdan sahibi herkes AK Parti döneminin Türkiye'nin demokrasi ve kalkınma mücadelesinin zirvesi olduğunu kabul ve teslim eder.
Milletimiz 1970'li yıllardaki ideolojik kavgalardan, 10980'deki darbeden, 1990'daki siyasi istikrarsızlıktan bunaldığı için 2002'de partimizi AK Parti'yi tek başına iktidara getirerek bir nefes almak istemişti. Hükümetimizin ilk dönemi vatandaşımıza verdiğimiz sözleri yerine getirmek için çalışma yanında ülkenin yakasından düşmek istemeyen vesayet güçlerine karşı yürüttüğümüz mücadele ile geçti. Ardından FETÖ ve PKK devreye sokularak milli irade gasbedilmek, vatanın bütünlüğü bozulmak, devletimiz ele geçirilmek istendi. Milletimizle birlikte bu alçak saldırılara göğsümüzü siper ettik. Bu hayasız saldırıların hepsini boşa çıkardık. Bu arada demokratik atılımlarımızı, kalkınma hamlelerimizi, eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye her alanda başlattığımız yatırım seferberliğini hiç aksatmadan sürdürdük. Sadece asırlık ihmalleri telafi etmekle 2023 hedeflerini hayata geçirmekle kalmadık. Türkiye Yüzyılı'na giden yolun taşlarını da döşedik.
"TÜRKİYE YÜZYILI YÜRÜYÜŞÜMÜZÜ HIZLANDIRACAĞIZ"
Tüm bu süreçte geneli ile yereli ile halk oylamasıyla tam 17 defa milletimizin huzuruna çıktık. Hamdolsun her biri tarihi bir imtihan olan seçimlerin tamamından da sandıktan alnımızın akıyla birinci olarak çıkmayı başardık. Şimdi 18'inci seçimimize, 18'inci imtihanımıza hazırlanıyoruz. İnşallah milletimizin desteğiyle bu seçimi de başarıyla tamamlayıp Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüzü hızlandıracağız. İzmir'in bu seçimlerde kendisini yıllardır ihmal edenlerden sandıktan hesap soracağına, tercihini gerçek belediyecilikten yana yapacağına ben yürekten inanıyorum. Türkiye artık çeyrek asır, yarım asır öncesinin Türkiye'si değildir. Altyapı eksiklerini tamamlayan, siyasi ve ekonomik bağımsızlığını tahkim eden Türkiye'nin bölgesel ve küresel sorumlulukları da artıyor. "