AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Cumhurbaşkanımız çok önde olmasına rağmen Cumhur İttifakı ve AK Parti çok önde olmasına rağmen biz milli iradeye duyduğumuz saygı gereği sonuç şudur demiyoruz. Diğerlerinin de bunu yapmasının bir başka tür vesayet biçimi olduğunun altını çiziyoruz. Bütün vatandaşlarımız müsterih olsunlar. Her şey yolunda gidiyor. YSK işinin başındadır" dedi.
Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği Seçimlerinin tamamlanmasının ardından Ömer Çelik, Adana’da bulunan Nezihe Yalvaç Uygulama Oteli’nde basın toplantısı düzenledi. Burada konuşan Çelik, Türkiye’deki seçimlerin uzun yıllardır yapıldığını ve demokratik süreçler bakımından da kilit bir ülke olarak öne çıktığını belirtti. “Siyaset millet için yapılır”
Çelik, “Yıllardır Türkiye’de seçim yapılıyor. Gerekli tecrübe ve gerekli olgunluk milletimizde bütün dünyaya örnek olacak şekilde mevcut. Aslında milletimizin sahip olduğu, hangi partinin tabanından olursa olsun, her bir vatandaşımızın sahip olduğu bu olgunluk ve bu tecrübeyle buna saygı duyarak, bu tecrübenin gereklerini yerine getirerek hareket edilse herhangi bir şekilde bir stresin, bir tansiyonun Türkiye’de üretilmesi mümkün olmayacak. Öncelikle bu sandıklara sahip çıkma konusunda gerek bugün oy oy vermeye giderek gerekli iradeyi koyan vatandaşlarımıza gerekse ondan sonra sandıklara sahip çıkma konusunda her kesimden bu iradeyi gösteren demokrasimize sahip çıkan siyaset kurumuna sahip çıkan her görüşten her kesimden vatandaşımıza şükranlarımızı arz ediyoruz. Çünkü siyaset zaten millet için yapılır. Toplum için yapılır ve milletin her bir ferdinin hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun, hangi partiden olursa olsun Türkiye’nin demokratik tecrübesine sahip çıkması en büyük kazanımlarımızdan, en büyük hazinelerimizden bir tanesidir” diye konuştu. "Görev yapan güvenlik güçlerine teşekkür ediyoruz”
Seçimler nedeniyle herhangi bir olumsuzluğun olmadığını vurgulayan Ömer Çelik, şunları söyledi:
“Seçim süreci boyunca ufak tefek olaylar oldu. Ama bugün en önemli gündü, seçim günüydü. Allah’a şükür hiçbir problem yaşanmadı. Bu sebeple emniyet güçleri, jandarma güçlerine bütün görev yapan güvenlik güçlerine de teşekkür ediyoruz. Tabii YSK görevlileri görevlerini titizlikle bunun farkındayız. Bunun yanı sıra şu anda gazeteci arkadaşlarımız özellikle objektif bir biçimde aktarmaya çalışan verilerin doğru anlaşılmasına çalışan herhangi siyasi manipülasyon, angajman, doğru anlaşılması için gayret eden gazeteci arkadaşlarımıza, yorumculara tabi ki kamuoyu araştırmacılarına da bu bakımdan teşekkür ediyoruz. Tabi bu dönem tarafsız gazetecilik, yorumculuk ya da kamuoyu araştırmacılığı açısından da manipülasyonların çok olduğu bir dönem oldu. İnşallah onlar seçimler geçtikten sonra dikkatli bir şekilde değerlendirilecektir. Ama bunun dışında kalan çok kıymetli bir kesim var ki bütün bu sürecin doğru anlaşılması, demokrasinin kazanması için, gayret ediyorlar. Biz de onları ekranlarda izliyoruz, takip ediyoruz araştırmalarını. Hepsine teşekkürlerimizi sunuyoruz." "Sonucunun ne olacağına dair kendilerince bazı argümanlar ürettiler”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimlerde açık ara önde olmasına rağmen CHP’nin açıklamalarını yanlış bulan Çelik, “Sayın Kılıçdaroğlu adına konuşan sayın İmamoğlu ve sayın Yavaş konuşmalarına başlarken 13. Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu adına konuşuyoruz dediler. Bu acaba bir sürçülisan mıydı? Hayır daha seçim sonuçları belli olmadan cumhurbaşkanının kim olduğunu ilan etmek şeklindeki bu cümleyi beş altı kere kurdular. Peki 5-6 kere kurulan bu cümle bir sürçülisan mıydı? Hayır. Sürçülisan değildi. Bunun kasıtlı yapıldığı, bilinçli yapıldığı belliydi. Çünkü seçimin sonucunun ne olacağına dair kendilerince bazı argümanlar ürettiler. Aslında yapılması gereken şudur. Siyasi nezaket siyaset adabı icabı. Henüz milletin iradesi tam olarak tecelli etmemişken, oylar sayılıyorken, sandıkların tamamı açılmamışken, milli iradeye saygı bütün siyasi partilerin temsilcilerine saygı, onların tabanlarında gayret gösteren vatandaşlarımıza saygı çerçevesinde bu ifadeden dolayı bu ifadeyi kullandıkları basın toplantısından sonra çıktıkları ikinci basın toplantısında özür dilemeleri gerekirdi. Ama bunu yapmadılar bu maalesef. Bu, Türk siyasi hayatına çok büyük bir yanlış, vahim bir yanlış olarak geçmiştir. Oy sayım süreci devam ediyor. Üstelik baktığınızda tabloya baktığınızda cumhurbaşkanımızın açık ara önde olduğu görülüyor” ifadelerini kullandı. “Açıklamalar milli iradeye saygısızlıktır”
Milli iradeye saygılı oldukları için seçim sonuçlarıyla ilgili bir açıklama yapmadıklarını aktaran AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, şunları kaydetti:
“AK Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın da mecliste açık ara güçlü bir pozisyonu oldu. Net bir şekilde görülüyor. Buna rağmen biz seçim sonucu şudur diyerekten bir açıklama yapmıyoruz. Çünkü milli iradeye saygılıyız. Demokratik sürece saygılıyız. Bu süreci yürüten kurumların hukuki niteliğine ve yetkisine saygılıyız. Bu çerçevede her zaman söylediğimiz şudur. Sürece saygı gösteren sonuca da saygı gösterir. Şu anda CHP tarafından sürece saygı gösterilmediğini burada uyarmamıza rağmen herhangi bir özür dilenmediğini görüyoruz. Millet iradesi tam olarak tecelli etmemiş. Sandıklar sayılmaya devam ediliyor. Ama şöyle bir argüman geliştiriyorlar. İşte biz 13. Cumhurbaşkanı şu kişi adına burada konuşuyoruz. Bu milli iradeye saygısızlıktır. Seçmen iradesine saygısızlıktır. Bu sonucu berrak bir şekilde ortaya çıkaracak bütün sürece saygısızlıktır. Biz buna en köklü bir biçimde reddediyoruz.” “Bu bütün süreçlere dönük de bir sabotaj girişimidir”
CHP’nin Anadolu Ajansı verilerinin yanlış olduğunu iddia etmesini değerlendiren Çelik, “Onlara göre Anadolu Ajansı’nın verileri yanlış. Bunu söyleyebilir mi? Bir siyasetçi çıkıp söyleyebilir mi? Bunu kabul eder misiniz, etmez misiniz? Bu herkesin takdir hakkıdır. Kurum açıklamayı yapar. Biz de sürekli olarak bütün siyasi partilerin verilerini yok saymalarını, Anadolu Ajansı’nın verilerini yok saymalarını, zaten son zamanlarda sık sık yaptıkları gibi devlet kurumlarıyla bu şekilde bir polemiği siyaset biçimi haline getirmelerini altını çiziyoruz. Ben şu kurumun verisini beğenmiyorum ya da şu partinin verisini beğenmiyorum diyebilir mi birisi? Tabi ki diyebiliriz. Kendisinin bileceği iş. O kendisini bağlar. Ama arkasından tutup sadece kendilerine ait verilerin esas kabul edilmesi gerektiğini ifade ederek bizdeki verilere göre seçim sonucu şudur. Cumhurbaşkanı şu kişi seçilmiştir. Peki elinizdeki veriler tam mı? Hayır tam değil. Birtakım ıslak imzalı var. Ama bir de işte Ankara’dan, İstanbul’dan, İzmir’den gelecek oylar var. Onları da üstüne koyduğumuzda bu durumda ortaya böyle bir sonuç çıkıyor. Biz de seçimin sonucunun bu olduğunu ilan ediyoruz dediklerinden bu işte başlı başına bütün bir demokratik zihniyete, bütün demokratik kurumlara, bütün demokratik çalışmalara saygısızlıktır ve siyasetin, siyasetin korunması ve geliştirilmesine dönük bütün süreçlere dönük de bir sabotaj girişimidir” dedi. “Yenilgiye altlık hazırlıyorlar”
CHP’nin zafer ilan etmesinin ‘Milli iradeyi yok saymak’ olarak niteleyen Çelik, “Bunu niye ısrarla yapıyorlar? Önce bu şeyle başladı. Bir kısmı yeni, bir kısmı daha önceden duyulmuş, duyulmamış birtakım anketler yayınlamaya başladılar. Kendilerine böyle çok yüksek puanlarla bir seçime girmeden zafer ilan etmeye başladılar. Arkasından buna benzer kampanyalar sürdü. Şimdi de bugün iki belediye başkanı çıkıyor. Anayasal kurumların içinde olan kişiler bütün bu süreçleri görmezden gelerek 13. Cumhurbaşkanı diye Kılıçdaroğlu’nu ilan ediyorlar. Peki veriler ne gösteriyor? Cumhurbaşkanımız ezici bir biçimde önde, seçim yarışında. Cumhur İttifakı ve AK Parti ezici bir biçimde önde. Yani biz bu durumdayken rakamlar bu durumdayken, gerçekler bu durumdayken çıkıp da seçim sonucu şudur demiyoruz. Çünkü sandıkların tamamı açılmamış. Milli irade tecelli etmemiş. O sandıklara açılmamış sandıklara oy atmış vatandaşlarımızın iradesini görmemişiz. Onların iradesini yok sayacak, onların oylarını yok sayacak bir yaklaşım içerisine girmeyi, demokratik terbiye ve demokratik adap açısından en sakıncalı iş buluruz. Ama şimdi ne demokratik terbiyeye, ne demokratik zihniyete ne demokratik adaba uygun olmayan bir strateji izleniyor. Burada yapılmak istenen şey de şu, ‘Bir yenilgiye altlık hazırlıyorlar. Bir yenilgiye gerekçe hazırlıyorlar kendi verilerine göre. Kendilerini galip ilan ediyorlar’ Ama gerçek veriler YSK tarafından açıklandığı zaman bu gerçeklerle yüzleştikleri zaman ortaya çıkacak” şeklinde konuştu. “Bu açıklamalar demokratik kültür açısından yanlış”
"Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim gecesi için ‘Sokaklara çıkmayın’ açıklamasının gerginlik strateji olduğunun altını çizen Ömer Çelik, “Sonuçlar karşısında mahcup olacaklar ve bu mahcubiyeti gizlemek için bir gerginlik stratejisi üretmeye çalışıyorlar. Bu ne zaman başladı? Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçim gecesi sokaklara çıkmayın demesiyle başladı. İşte seçim gecesindeyiz. Vatandaşlarımız sokaklarda. Bütün vatandaşlarımız okullarda. Oy sayım yapılan yerlerde. Herhangi bir gerginlik var mı? Yok. İşin doğası gereği. Bazı basit tartışmalar olabiliyor, geçmişte daha sakıncalı şeyler de oldu. Ama Türkiye seçim yapabilen, bunu şeffaf bir biçimde yapabilen ve bunu sonuçlandırabilen bu demokratik terbiyeyi ve demokratik kültüre sahip bir ülke. Dolayısıyla vatandaşlarımızın zaten ortaya koyduğu bir iradeye bu demokratik kültürel saygı göstermek herkesin vazifesidir. Herkesin boynunun borcudur. Biz siyasetçilerin varlık sebebi vatandaşımızdır. Onların taleplerini, görüşlerini nasıl siyasi temsile çevireceğimizi gittik, kendilerine anlattık. Bugün son sözü vatandaş söyledi. Yeter söz milletin, yeter karar milletin ilkesi çerçevesinde. Sözde vatandaşımızın, karar da vatandaşımızın. Bunu saygıyla karşılamak varken saatler öncesinden 4-5 kere aynı ifadeyi kullanarak sonuç ilan etmeye çalışmak, bütün devlet kurumlarının verilerini diğer siyasi partilerin verilerini yok sayarak bütün Türkiye’nin kendi verilerini kabul etmesini talep ederek böyle bir dayatma içerisine girmelerinin arkasındaki gerginlik stratejisini görüyoruz. Buna hiç gerek yok. Demokratik kültür açısından yanlış bir şey. Sonuçta vatandaşımız karar verecek. Biz o kararı başımızın üstünde, alnımızın üstünde taşıyacağız. Bu ülkenin en büyük zenginliği iktidarın nasıl oluşacağına Türkiye’nin kimi yöneteceğine vatandaşın karar vermesidir. Öbür türlü herhangi bir şekilde milli irade tam olarak tecelli etmeden sandığın iradesi tam olarak ortaya çıkmadan birisine çıkıp da 13. Cumhurbaşkanı şudur ve biz onun adına konuşuyoruz diyerekten kendilerine yetki hapsetmek bu da bir vesayet biçimidir. Son derece yanlıştır. Biz bu vesayet biçimleriyle, bu gerginlik stratejileriyle mücadele etmekte, bunları engellemekte, bunlara müsaade etmemekte, deneyimli bir siyasi kadroyuz” ifadelerini kullandı. “Bütün vatandaşlarımız müsterih olsunlar”
Vatandaşlara da neşeli olmaları gerektiğini aktaran AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Bütün vatandaşlarımız müsterih olsunlar. Moralleri düzgün olsun, gayet neşe içerisinde olsunlar, huzur içerisinde olsunlar. Bütün vatandaşlarımız müsterih olsunlar. Sandık, siyasetin namusudur. Sonuç tecelli edecek. Hepimiz de onu saygıyla karşılayacağız. Dediğim gibi cumhurbaşkanımız çok önde olmasına rağmen Cumhur İttifakı ve AK Parti çok önde olmasına rağmen biz milli iradeye duyduğumuz saygı gereği sonuç şudur demiyoruz. Diğerlerinin de bunu yapmasının bir başka tür vesayet biçimi olduğunun altını çiziyoruz. Bütün vatandaşlarımız müsterih olsunlar. Her şey yolunda gidiyor. YSK işinin başındadır. Bütün siyasi partilerin temsilcileri sandık başında nöbet tutmaktadır. Vatandaşlarımız Türkiye’nin demokrasisine sahip bütün bir millet demokrasisine sahip çıkmaktadır. Bununla gurur duymalıyız. Bununla onur duymalıyız. Bu bunun en büyük zenginliğimiz olarak titiz bir biçimde korumalıyız” dedi.