AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MYK ve MKYK toplantılarının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İşte açıklamadan satır başları:
Çelik, "AK Parti kendine özgü bir parti olarak var olmuştur. Kurucu değerlerimiz bizim için olmazsa olmazdır. Kuşkusuz biz 1 Kasım seçimlerini değerlendirdik. Değerlendirmeyi iki aşamalı olarak yaptık. 7 Haziran’da aldığımız sonuçlarla 1 Kasım’da aldığımız sonuçlara baktık. 7 Haziran ile 1 Kasım’ı tek bir potada eritiyor ve tek bir bakış açısı üretiyoruz. 1 Kasım’da aldığımız oyu esas kabul edip de, memnun olunmayan söylemleri düzeltmekten vazgeçmeyeceğiz. 7 Haziran’ı kendi bağlamı içinde bırakıp 1 Kasım’da tarihi başlatmıyoruz. Vatandaşın 7 Haziran’da verdiği mesajı zihnimizde diri tutuyoruz. Kurucu değerlerimiz etrafımızda kendimizi güncellemeye devam ediyoruz. 1 Kasım’da aldığımız yetkiyi bir son olarak görmüyoruz. Bir başlangıç olarak görüyoruz" dedi.
Çelik, MKYK’nın yeni hükümet konusunda Başbakan Ahmet Davutoğlu’na tam yetki verdiğini söyleyerek, "Milletvekilleri muhtemelen 17’sinde yemin edecek. Hükümet programıyla ilgili çalışmaları sürdürüyoruz. Hükümet programımızın için eylem planı çıkacak. 1 yıllık eylem planını açık bir biçimde vatandaşlarımızla paylaşacağız. Vatandaşımızın bizim neyi ne zaman gerçekleştireceğimizi bilmesi gerekiyor. Esas olan vatandaşın bizi denetlemesidir. 3 ay içinde kanun gerektirmeyen vaatler gerçekleşecek" diye konuştu.
YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI
Çelik, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Yeni Anayasa'ya ilişkin bir soru üzerine Çelik, "Yeni anayasa meselesini sadece devleti yönetenlerin elindeki yol haritası olarak görmemesi lazım. Yeni anayasa, hukuk devletini güçlendirecek bir şey. Hukuk devletini güçlendiren her adım, bu çerçevede yeni anayasa aslında sadece hukuk sistemi ya da devletin işleyişi ile ilgili bir mesele değil bu aynı zamanda ekonomi, dış politikadaki gücün artmasıyla ilgili bir mesele, aynı zamanda demokrasimizin kapasitesinin yükselmesi ile ilgili mesele. Yeni anayasa sadece siyasi elitleri, ya da devlet erkanını ilgilendiren mesele değil, yeni anayasa en çok esnafı, çiftçiyi ilgilendiriyor. Yeni anayasa meselesini sadece bir hukuk meselesi olarak görmemek lazım. Yeni anayasa demokrasimizi daha ileriye taşıma meselesidir" diye konuştu.
Çelik, Başbakan Davutoğlu'nun hükümeti kurma süreci gerçekleştikten sonra siyasi parti liderlerine bir ziyarette bulanacağına işaret etti.
AB İLERLEME RAPORU
AB ilerleme raporunda yer alan reformların yavaşladığı ifadelerine ilişkin sorusuna Çelik, "Türkiye’nin daha ileri bir demokrasiye kavuşması için yapılan tüm eleştirileri dikkate alır, önerileri dinleriz. Orada yalnız bir konu var, bu konunun literatür açısından açığa kavuşturulması lazım, çatışma ortamının bitmesi diye bir cümle kullanıyor, bu fevkalade yanlış bir tabir. Çatışma ortamı demek meşru devlet otoritesinin olmadığı bazı bölgelerde iki grubun, iki silahlı unsurun, iki terör örgütünün, çetenin, kabilenin, etnik grubunun birbiriyle bir iç savaş görüntüsüne girmesi demek ama bu tip yerlerde esas özellik meşru devlet otoritesinin olmamasıdır. Dolayısıyla burada biraz PKK'ya yakın çevrelerin siyasi dilinden etkilenme söz konusu. Türkiye'de bir çatışma ortamı yok. Türkiye'deki işin adı terörle mücadeledir" karşılığını verdi.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm sürecine ilişkin soruya Çelik, "Kamu düzeni ve milli birlik ve kardeşlik süreci birbirinin alternatifi değildir Türkiye'de ret, inkar politikaları AK Parti döneminde bitmiştir. Hiç kimsenin bundan sonra şu hak mücadelesinin peşindeyim, silaha sarıldım, dilim yasaklandığı için silaha sarıldım, geçmişte de geçerliliği olmayan bugün de asla söz konusu olmayan gerekçe üretmemesi gerekir. Bundan sonra tüm kesimlerden vatandaşlarımızla bu sorunun nihai çerçeveye ulaşması için gerekli görüşmeler yapılacak" karşılığını verdi.
Bir gazetecinin, "Çözüm sürecinde bundan sonraki süreçte HDP ve İmralı'nın muhatap alınmayacağına dair bilgiler var, neler söyleyeceksiniz?" şeklindeki sorusunu ise Çelik, "Herhangi bir şekilde siyasilerin görüşmesi söz konusu değil, ihtiyaç duyulursa devletin çıkarları açısından bu görüşme yapılır. HDP'nin özellikle yapmaya çalıştığı şey, sürekli olarak muhataplığı kendilerine indirgemek istiyorlar. Böyle bir şey yok. Bu çerçevedeki bütün siyasi partiler bu konuyla ilgili söyleyecek sözü olan siyasi partiler aşiret liderleri, siyasi partiler, STK'lar muhataptır. Öteden beri bunu yapmaya çalıştık, fakat çok enteresandır, Suriye'deki PYD aynı şeyi yapmaya çalışıyor. Bırakın başka unsurları başka Kürt unsurları bile dışlayan sadece Kürt vatandaşlarımız adına konuşma hakkı kendilerindeymiş gibi yaklaşım sergiliyorlar. Bütün bir sosyolojiyi temsil etme iddiası her zaman zayıf iddiadır" şeklinde cevapladı.
ABD ve Türkiye'nin IŞİD'e yönelik operasyon yapacağı iddialarının sorulması üzerine Çelik, "DAİŞ terör örgütüne karşı kara operasyonu dahil bütün seçenekler masadadır. Bunu hiçkimse şöyle düşünmemelidir oradaki meseleye bütün olarak yaklaşılmalıdır. Esad rejiminin oluşturduğu bir ortam var. Belli bir siyasi paketin içinde bu operasyonlara bakmak lazım. Burada DAİŞ'e karşı kararlılık, YPG'ye karşı kararlılık, Esad rejiminin orada yaptığı katliamlara karşı kararlılık, Türkiye ile birlikte uluslararası koalisyonun meselesi olması gerekir. Atılacak adımlar birbirinden bağımsız değerlendirilmemeli" dedi.