Rize
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, "Cumhurbaşkanı'mız yeninden dizayn edilen Anayasa'nın 101. maddesine göre 2018'de birinci seçim hakkını kullanmış, şimdide ikinci seçim hakkını kullanmak üzere aday olma hakkı var. Bu kadar açık. Yürürlükten kalkmış, yok olmuş bir kuralın hala işliyor olmasını iddia etmenin hukuksal bir dayanağı olmadığı açıktır." dedi.
Yazıcı, Rize'nin Ardeşen ilçesinde bir restoranda teşkilat mensupları ile bir araya gelerek basına kapalı toplantı gerçekleştirdi. Yazıcı, ardından esnaf ziyaretinde bulunarak vatandaşları dinledi.
Yazıcı, ziyareti sonrasında gazetecilere açıklamasında, altılı masa toplantısının ardından yapılan "TBMM yenileme kararı almadığı müddetçe Sayın Erdoğan'ın 14 Mayıs'ta yapılacak olan seçimlerde bir kez daha aday olması mümkün değildir." şeklindeki söyleminin hukuksal dayanağının bulunmadığını belirtti.
Hassasiyetle inceleme yapan herkesin "Kesinlikle bir engel söz konusu değil." şeklinde söylemde bulunabileceğini ifade eden Yazıcı, şöyle konuştu:
"Neye göre söylüyoruz? Anayasaya göre söylüyoruz. Bu söylemin dayanağı ne? Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda 2017 yılında Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi ismini verdiğimiz çerçevede önemli ölçüde değişiklik yaptık. Cumhurbaşkanının yemini, adaylığı, nitelikleri vesaire hususları düzenleyen 101, 102 ve devam eden maddelerde önemli değişiklikler yaptık. Cumhurbaşkanının adaylığı ve yeminle ilişkin 102 ve 101. maddeyi yeniden düzenleyip, 101. maddeyi başlığı ile birlikte değiştirdik. 2017 yılında yaptığımız bu anayasa değişikliğinin 101. maddesini alıp okursanız cumhurbaşkanının adaylık, tekrar aday olup olamayacağına yönelik düzenleme yeni baştan yazılmış. 2017 anayasa değişikliği de referandum ile milletin onayından geçmiş, 2018 yılında yapılan seçimle yürürlüğe girmiş. Yürürlükten çıkmış, yürürlüğü ortadan kaldırılmış bir kanun maddesinin yeni madde düzenlemesinde bazı kelimelerinin yer alması eski kanunun hayatiyetinin devam ettiği anlamına gelmez."
Anayasada 101. maddenin başlığı ile birlikte yeniden dizayn edildiğini hatırlatan Yazıcı, "Dolayısıyla Cumhurbaşkanı'mız yeninden dizayn edilen Anayasa'nın 101. maddesine göre 2018'de birinci seçim hakkını kullanmış, şimdide ikinci seçim hakkını kullanmak üzere aday olma hakkı var. Bu kadar açık. Yürürlükten kalkmış, yok olmuş bir kuralın hala işliyor olmasını iddia etmenin hukuksal bir dayanağı olmadığı açıktır." ifadelerini kullandı.
Altılı masanın işinin kolay olmadığını, Recep Tayyip Erdoğan'a karşı, onunla yarışacak bir aday çıkarmak için çalıştıklarını değerlendiren Yazıcı, şöyle devam etti:
"Kolay bir iş mi? Adamlardan istediğimiz, beklediğimiz 'Niye yapmadı, etmedi?' derken kolay değil, işleri zor. Uğraşsınlar. Nihayetinde 14 Mayıs'ta seçimler yapılacak ve adaylarında başvurularına ilişkin Yüksek Seçim Kurulu inşallah 10 Mart'tan itibaren bir takvim yapacak. O takvimde bunları göreceğiz. Artık zorunlu hale gelecek kaçamayacaklar daha. Aday çıkartamayınca gündeme gelebilmek için bana göre daha önceki söylemlerinin tam tersi bir konuyu gündem yapmayı hedeflemişlerdir. Bu yapay bir gündemdir. Dolayısıyla onların eksikliğini ortadan kaldıracak bir tartışma zemini oluşturmaz."
Başörtüsüne anayasal güvence teklifi
Türkiye'nin uzun yıllar gündeminin ilk sıralarında başörtüsü sorunu olduğunu kaydeden Yazıcı, binlerce aile ve kadının başörtüsü zulmü nedeniyle mağdur olduğunu ve travma yaşadığını hatırlattı. Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde dikleşmeden dik durarak süreci sabırla yönettiklerini ve 2013 yılında başörtüsü ile ilgili uygulamaları tamamen sonlandırdıklarını vurgulayan Yazıcı, yönetmelikte yer alan konuları da yürürlükten kaldırdıklarını vurguladı.
Başını örten veya örtmeyen her yurttaşın eşit şartlarda yarışarak kamu kurumlarında görev almasının önünün açıldığını değerlendiren Yazıcı, muhalefet partisinin genel başkanının rol kapmak amacıyla kanunla alanı düzenlemek için önerisi olduğuna değindi. Bu davranışın gelecekte bu tür durumların yeniden avdet edebileceği kuşkusu ve kaygısına yol açtığını savunan Yazıcı, şunları belirtti:
"O halde başörtüsü konusu yeninden düzenlenecekse onun düzenleneceği yer, Cumhurbaşkanı'mız da ifade ettiler, düzenlenecek yer Anayasadır. Başörtüsü din ve vicdan özgürlüğünün bir uzantısıdır. Hak ve özgürlüklerin yer aldığı metinler anayasada olur. Bizde bu mantıkla anayasada gerekli yasal düzenlemeleri yaptık. 24. madde ve aileye ilişkin, bazı sosyal alana ilişkin, sosyal dokumuzu bozmaya yönelik bazı hareketlenmeler var. Onlarında şimdiden önünü kapamak amacıyla aile yapımızla ilgili 41. maddede bir değişiklik önerisi hazırladık."
Muhalefetin katkısını almayı amaçlayarak ziyaretlerde bulunduklarını ve destek gelmediğini kaydeden Yazıcı, kendi hazırladıkları teklifi meclise sunduklarını hatırlattı.
Teklifin geçen hafta mecliste görüşüldüğünü, komisyonda "pişmiş aşa su katmak" amacıyla bir teklif getirildiğini savunan Yazıcı, "O da 'Dini inancı' sözü yasal metninden çıkarılsın. Dini inancı sözü bu işin özüdür. Başını örten insanlar, dini inancı gereği başını örttüğünü beyan etmese o alanın zaten düzenlemesine gerek yok. Zaten bu sebeple koruma altına alınıyor. Din ve vicdan özgürlüğünün bir uzantısı olduğu için koruma altına alınıyor. Onun için Anayasa'da değişiklik getiriyoruz. İşin tam özünü ortadan kaldırmaya dönük bu teklif kabul edilmedi. Komisyon sevk edildiği şekli ile değişikliği kabul etti." şeklinde konuştu.
Teklifin Genel Kurula geleceğini ve oylamanın gizli yapılacağını hatırlatan Yazıcı, "Yeterli çoğunluk sayımız yok, sayımız yetmiyor bizim. Muhalefet destek verirse yasalaşır. Destek vermezse reddedilmiş olur ve elbette bu gündemin hesabını millet sorar çünkü bütün bunlar millet adına yapılan çalışmalardır." dedi.