TBMM Anayasa Komisyonu Katip Üyesi ve AK Parti Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz, başörtüsüne anayasal güvence ve ailenin korunmasına yönelik Anayasa değişikliği teklifine ilişkin, “Türkiye’ye hiç bir şekilde yakışmayan ve Ortaçağ karanlığını andıran bu zihniyetin, yaşanan acıların tekrara mahal vermeyecek şekilde geride bırakılması gerekmektedir” dedi.
Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘başörtüsüne yasal güvence’ye dair kanun teklifi sunacaklarını açıklamasının ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Gelin çözümü Anayasa düzeyinde sağlayalım" sözleriyle sürecin başladığın söyledi. Anayasa değişikliği teklifinin 336 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulduğunu aktaran Yılmaz, “Önümüzdeki günlerde TBMM Anayasa Komisyonu’na gelecek olan bu değişiklik teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda 400 ve üzeri bir oyla kabul edildiği zaman halk oylamasına gidilmeyecek. Referandum için ise en az 360 milletvekilinin oyu gerekiyor. Kızlarımızın, kadınlarımızın yeniden aynı sıkıntıları yaşamaması, eğitim ve diğer haklarından mahrum bırakılmamaları yani keyfi uygulamaların tekrar etmemesi için bu Anayasal güvencenin gerekli olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu. "Samimilerse hayır dememeleri gerekiyor"
Bu sorunun, Anayasa değişikliğiyle Türkiye’nin gündeminden çıkartılması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, “CHP lideri Kılıçdaroğlu, sözlerinde samimiyse, grubunun da Anayasa değişikliği teklifimize hayır dememesi gerekiyor. Ancak bu konuda daha önce partimiz tarafından yapılan görüşme teklifini reddettiklerine göre bunun da tıpkı diğerleri gibi Kılıçdaroğlu’nun siyasi bir şovu olduğu anlaşılıyor. Başka hiçbir konuda ortak karara varamayan muhalefet, bu konuda tam mutabakatı sağlamış görünüyor. Eğer bu teklif TBMM Genel Kurulunda 400’ün altında ve 360’ın üstünde bir oy alırsa Cumhurbaşkanımız referanduma gidileceğini ve bundan geri dönüş olmadığını açıklamıştı. Beklentimiz referanduma gerek kalmadan, bütün partilerin oyuyla kabul edilmesidir. Çünkü Türkiye’ye hiç bir şekilde yakışmayan ve Ortaçağ karanlığını andıran bu zihniyetin, yaşanan acıların tekrara mahal vermeyecek şekilde geride bırakılması gerekmektedir" şeklinde konuştu.