İstanbul Nöbetçi 3’üncü Sulh Ceza Hakimliği’nde savunma yapan şüpheli Camcı, “terör örgütü propagandası yapmak” suçunu kabul etmediğini belirtti. Camcı ifadesinde, “Benim için her iki metnin de tek amacı barış sürecinin tesisinin ivedilikle sağlanmasıdır. Eleştirileri dile getirmek suç değildir. Adresim ve yaptığım iş belli. Üniversitedeki hak ihlali mağdurlarından biri olarak iki aydır işsizim. Tutuklu yargılanmam için bir neden olmadığını düşünüyorum. Ne zaman çağırırsanız geleceğim. Bugün de geldim” dedi.
İstanbul Nöbetçi 3’üncü Sulh Ceza Hakimliği, ifade işleminin ardından Camcı’nın tutuklanmasına karar verdi. Kararda, söz konusu “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi, PKK terör örgütüne destek bildirisi olarak nitelendirilerek “Yayınlanan bildirinin PKK/KCK Terör örgütünün alenen propagandası mahiyetinde olduğu” kaydedildi.
4 akademisyenin 10 Mart 2016 tarihinde yaptıkları basın açıklaması metnine de yer verilen kararda, “Bu bildirinin PKK/KCK terör örgütü sözde yürütme konseyi eş başkanı Bese Hozat’ın talimatları doğrultusunda PKK terör örgütüne destek mahiyetinde olduğu ve şüphelilerin ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçunu işledikleri “ ifade edildi.
Şüpheli Meral Camcı’nın savcılık ve mahkeme sorgularında, ısrarla bildirinin arkasında olduğunu belirttiği kaydedilerek, “Atılı suçun 7 buçuk yıla kadar hapis cezasını öngördüğü, adli kontrol hükümlerinin yeterli olmadığı, kaçma ve saklanma ihtimali dikkate alınarak tutuklanmasına” karar verildi.
Kararın açıklanmasının ardından, işlemlerinin tamamlanmasını bekleyen Camcı’nın titrediği görüldü. Oldukça gergin ve üzgün olduğu gözlenen Camcı’yı, meslektaşları sakinleştirmeye çalıştı.
Meral Camcı’nın bildiriye imza atmasının ardından, görevli bulunduğu Yeni Yüzyıl üniversitesindeki işine son verilmişti.
BİLDİRİYE İMZA ATANLAR HAKKINDA SORUŞTURMA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisinde imzası bulunan akademisyenlerden kendi görev alanı içinde bulunanlar hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak” suçlarından soruşturma başlatılmıştı.
BİLDİRİNİN ARDINDAN DESTEK AÇIKLAMASI YAPMIŞLARDI
Savcılık, soruşturma kapsamında akademisyenleri adliyeye çağırarak ifadele alma işlemlerine başlamıştı. İfade işlemleri sürerken, akademisyenler Esra Mungan, Kıvanç Ersoy, Muzaffer Kaya ve Meral Camcı, 10 Mart 2016’da, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi’ndeki basın toplantısını düzenlemişti. Açıklamada, İstanbul Savcılığı’nın harekete geçtiği belirtilerek “Barış talep eden akademisyen ve araştırmacılara yönelik baskıların, esasen muhalif görüşleri üniversitelerden tasfiye etme projesinin bir parçası olduğunu biliyoruz” denilmişti.
3 AKADEMİSYEN TUTUKLANDI
Savcılık, açıklamayı yapan bu 4 akademisyen hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan yakalama ve gözaltı kararı çıkarmıştı. Akademisyenler Esra Mungan, Kıvanç Ersoy, Muzaffer Kaya, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken, akademisyen Meral Camcı’nın ise yurt dışında olduğu gerekçesiyle ifadesi alınamamıştı.
Akademisyen Meral Camcı dün eşi Haşmet Camcı ile birlikte Fransa’dan Türkiye’ye dönmüş, bugün sabah saatlerinde emniyete giderek teslim olmuştu.
7 YIL 6 AYA KADAR HAPİSLERİ İSTENDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından, bazı akademisyenlerin hazırladığı ve imzaladıkları bildiriye ilişkin 3 şüpheli hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmıştı. Başsavcı vekili Fidan, ’’terör örgütü propagandası yapmak’’ suçundan tutuklanan 3 akademisyen hakkında 7,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlamıştı.
(İHA)