Bakan Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Malatya’da bulunan 7. Ana Jet Üs Komutanlığında incelemelerde bulundu. Çalışmalarla alakalı olarak Üs Komutanı Tuğgeneral Selim Karsavuranoğlu’ndan bilgi alan ve talimat veren Bakan Akar akabinde pilotlarla ve komutanlarla bir araya geldi. Pilotlarla sohbetin ardından bakım komutanlığına geçen Bakan Akar ve komutanlar, bakım personeliyle de görüşerek direktifler verdi.
F-4E uçağında bulunan yerli üretim akıllı mühimmatı inceleyen Bakan Akar ve komutanlar sonrasında F-35 uçakların konuşlanacağı bölüme geçti. Burada süren çalışmaları inceleyen Bakan Akar, son durum hakkında bilgi aldı. Üste bulunan diğer personelle de bir araya gelen Bakan Akar, pilotlar, bakımcılar ve çalışan tüm personelin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin çalışmalarına katkı sağladığını aktardı.
"ATEŞKES ANLAŞMASINA RAĞMEN REJİM ATEŞKES SÖZÜNÜ TUTMUYOR"
İdlib’de devam eden çatışmaları hatırlatan Bakan Akar, “Ateşkes anlaşmasına rağmen Rejim ateşkes sözünü tutmuyor ve ateşkesi ihlal ediyor” diye konuştu. Suriye’deki masum insanların ve sivil halkın zarar görmemesi için Türkiye’nin elinden geleni yapacağının altını çizen Bakan Akar, “Esed kendi halkını öldürmeye devam ediyor” şeklinde konuştu. Saldırıların devam etmesi durumunda bölgedeki 3,5-4 milyon insanın yeniden göç etmesi durumunun olduğunu anlatan Bakan Akar, bu durumun yeni trajedilere yol açabileceğini söyledi. Bunu önlemek için çaba sarf ettiklerini belirten Bakan Akar, “Soçi Mutabakatı ateşkesi gerektiriyor ve Ruslardan biz bunu istiyoruz. Şu anda da Ankara’da görüşmeler devam ediyor" diyerek, sulhun ve sükunun sağlanması durumunda 3.5-4 milyon insanın güven içinde yaşamasının mümkün olacağını aktardı.
TSK’nın hedefinde sadece teröristlerin olduğunu bildiren Bakan Akar, “Bazıları bu konudaki söylemlerimizi Kürt kardeşlerimize yönelik çarpıtmaya çalışıyor. Bu kesinlikle yalandır, alçaklıktır. Kürt kardeşlerimizle biz et ve tırnak gibiyiz. Buradaki hedefimiz ülkemizin, milletimizin, halkımızın ve sınırlarımızın güvenliğini sağlamaktır. Buna tehdit, risk ve tehlike teşkil eden nedir? Teröristlerdir. Bunları etkisiz hale getirmeye çalışıyoruz" dedi. Türkiye’ye yönelik yalnız terör değil, hava ve füze tehditlerinin olduğunu da vurgulayan Bakan Akar, son dönemlerde konunun F-35 uçakları projesine bağlanmaya çalışıldığını anlatarak şöyle konuştu:
"“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ F-35 PROJESİNİN BİR ORTAĞIDIR"
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti F-35 projesinin bir ortağıdır. Bugüne kadar aksaksız ve eksiksiz bütün sorumluluklarımızı yerine getirdik. Bugüne kadar ortaklığımızın gereği olarak 1,2 milyar dolar para ödedik. Bunun için şu an içinde bulunduğumuz üsteki yatırımları yaptık, yapmaya devam ediyoruz. F-35’lerin burada faaliyetlerini icra edebilmesi için yerleşim alanları kuruyoruz. Bu uçakların bir kısım parçaları Türkiye’de üretiliyor. Bununla ilgili siparişlerin tamamı zamanında yapıldı, verildi. Bu konuda Türkiye’nin sicili tertemiz. Bu şekilde devam ederken S-400 gündeme geldikten sonra, ‘S-400 alınırsa F-35’leri vermeyiz’ diye bir durum çıktı. Biz de tüm muhataplarımıza F-35 projesinin sözleşmesinde ‘Eğer ortaklardan biri S-400 alırsa ortaklıktan çıkarılır’ diye bir madde yok diye hatırlatıyoruz. Biz bütün sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz, bütün çalışmaları ciddiyet ve samimiyetle yapıyoruz. Ayrıca diyoruz ki S-400, NATO sistemlerinden tamamen bağımsız olacak. NATO sistemleriyle entegre milli sistemlerimizle dahi entegre etmeyeceğiz. Tamamen bağımsız olacak. F-35’ler Malatya’da konuşlanacak diğeri de ülkemizin başka bir yerine konulacak. Aralarında mesafe olacak tamamen ayrı çalışacak.”
Tedbirlerle alakalı olarak NATO ve ABD ile ortak çalışma grubu kurulmasına yönelik teklifi hatırlatan Bakan Akar, “Etkileşim konusunda müttefiklerimizin endişelerini gidermek izin bu çalışma grubuna katılmaya hazır olduğumuzu defaten söyledik. Eğer bunlar birbirine yaklaştığında bir etkileşim söz konusu olacaksa buna benzer örnekler var. Şimdi Suriye’de S-400 var. Orada yakın mesafe içinde İsrail’in F-35’i uçuyor. Ne oldu, bugüne kadar? Baltık ülkelerinde de benzer durumlar var. Ne oldu? Bu konuları muhataplarımıza anlatmaya, onları aydınlatmaya çalışıyoruz. Bazı konularda yakınlaşma olmakla beraber temeldeki ayrılık maalesef devam ediyor. Biz, diğer taraftan da gerek S-400, gerekse F-35 konularında taahhütlerimiz, sorumluluklarımız neyse onları aksaksız, eksiksiz yerine getirmeye gayret gösteriyoruz” ifadelerini kaydetti.
Hava savunmasını yalnızca S-400 ile kurmayı düşünmediklerini söyleyen Bakan Akar, “Eğer aynı şartlar ve ilkeler çerçevesinde ABD’liler de bize Patriot verirlerse onu alabileceğimizi söyledik. O konuda bize Mart ayında ABD’liler yeni bir teklif gönderdi, onu da bizim ilgili kurumlarımız inceliyor” ifadelerini aktardı.
Ayrıca Bakan Akar, Eurosam’ın ürettiği Samp-T hava savunma sisteminin tedarikine ilişkin çalışmaların devam ettiğini, çalışmanın Ekim ayında tamamlanacağını sonrasında ortak üretim dahil yapılması gereken neyse yapmaya çalışılacağını belirtti.
(Mevlüt Hasgül /İHA)