<div><b>İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş</b>, 16 Nisan’da yapılacak olan referandum çalışmaları kapsamında bugün Beytaş Cam fabrikasında personel ile bir araya geldi. Çalışanlarla öğle yemeği yiyen Aktaş, referanduma ilişkin bilgilendirme yaptı. Fabrika çalışanlarının referanduma ilişkin sorularını da yanıtlayan Aktaş, ardından Kamyon Garajında yapımına başlanan caminin temel atma törenine katıldı. Temel atma töreni sonrası Kamyon garajı esnafıyla bir araya gelen Başkan Aktaş, AK Parti İlçe Başkanı Adem Demirel ve AK Partili yöneticilere MHP İlçe Başkanı Hayati Bedir ile MHP’li yöneticiler de katıldı.</div> <div>Burada bir konuşma yapan Belediye Başkanı Alinur Aktaş, temel atma töreninin gerçekleştirildiğini hatırlatarak “Cami kelime manasıyla cem olunan yerdir. Bugün de amacına uygun bir şekilde bizleri buraya topladı. Temel atma töreni vesilesi ile. Camide parti, siyasi görüş, düşünce bir kenara bırakılır ve herkes aynı safta durur. Tek bir gaye vardır Cenabı Allah’ın rızasını kazanmak. Ve inşallah camimizin temelini de bugün attık. Allah en kısa zamanda bitirmeyi nasip etsin” dedi.</div> <div></div> <div><b>KONU MEMLEKET OLDUĞU ZAMAN İTTİFAK ETMESİNİ DE BİLİYORUZ</b></div> <div>13 gün sonra sandığa gidileceğini hatırlatan <b>Belediye Başkanı Alinur Aktaş</b>, “13 gün sonra bildiğiniz gibi bir referandum var. Çok fazla söze gerek yok. İki farklı siyasi partiden çok değerli ağabeylerimiz, kardeşlerimiz de burada hem Adalet ve Kalkınma Partisi’nden hem de Milliyetçi Hareket Partisi’nden. Biliyorsunuz referandumla ilgili her iki partimiz de evet şeklinde bir tercih kullandı. Aslında iki farklı siyasi parti. Yeri geldiğinde birbirlerini çok ciddi manada eleştirebiliyorlar. Ama konu memleket meselesi olduğu zaman, konu sistem ve geleceğimiz olduğu zaman ittifak etmesini de biliyorlar. Ben AK Partili bir Belediye Başkanıyım. Bazı Milliyetçi Hareket Partili arkadaşlarımız Genel Başkanları Sayın Devlet Bahçeli gibi düşünmediklerini de duyuyoruz. Lakin Devlet Bahçeli bu hareketi ilk kez yapmıyor. 1999 yılında hem yerel hem genel seçimler birlikte olmuştu. Ve seçimler sonucunda Anavatan Partisi, Demokratik Sol Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi hükümeti kurulmuştu. Ahmet Necdet Sezer anayasa kitapçığını fırlattı ve olanlar oldu o günden sonra. Enflasyon, ekonomi, döviz aldı başını gitti. O gün Devlet Bahçeli çok ciddi bir çıkış yapmıştı. Kendisi de Başbakan yardımcısı olmasına rağmen bu hükümet gitmez acilen millete gidilmeli dedi. Aynı Devlet Bahçeli 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uydurulan 367 garabeti sonrası tavrını ortaya koydu. Kilidi açan adam yine Devlet Bahçeli olmuştu. Devlet Bahçeli’yi bu noktada sanki Recep Tayyip Erdoğan’la aynı düşünüyor gibi göstermenin kesinlikle onun şahsına ve partisine yapılmış en büyük haksızlık olacağını düşünüyorum” diye konuştu.</div> <div></div> <div><b>YAMALI BOHÇAYA DÖNMÜŞ SİSTEM ŞEKLE ŞEMALE GETİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR</b></div> <div>16 Nisan’da yapılacak referandumun yamalı bohçaya dönmüş bir sistemin şekle şemale getirilmeye çalışılması olduğunu vurgulayan Aktaş, “Millet iradesinden öte bir şey var mı burada, asla söz konusu değil. Herkes tercihini yapacak. Birileri padişahlık falan diyor ama uzaktan yakından alakası yok. Herkes seçimini yapacak. Herkesin oyu bir. Bu bir rejim değişikliği değil, bu bir sistem değişikliğidir. Olayları özellikle saptırmaya çalışanlar var. Aslında biz bunu belediyelerde yapıyoruz. Lütfen hatırlayın, 2014 yılında son belediye seçimlerinde Belediye Başkanı için ayrı oy kullandınız, belediye meclisi için ayrı oy kullandınız. Ne dediniz mesela, ben A partisinin Belediye Başkanını beğeniyorum oyumu ona vereceğim. Peki, Belediye Meclis Üyeliğinde? Diğer partinin listesinin daha çalışkan olacağını düşünüyorum deyip o partinin meclisine oy veriyorsunuz. Mevcut sistemde önce milletvekillerini seçiyorsunuz, yasama faaliyetini yapıyor. Yasama faaliyetini yapan o ekip içinden bir de yürütme faaliyetini yapan bir Bakanlar Kurulu seçiliyor. Dönem dönem de bunlar değişebiliyor. Şimdi ne yapılacak? Hükümeti kuracak olan Cumhurbaşkanı. Milletvekilleri Bakan olamıyor. Yasama ve denetim faaliyetlerini yürütecek olan da meclis. Dolayısıyla aynı belediye seçimlerinde olduğu gibi 1963’ten beri devam eden… Yani Cumhurbaşkanına ayrı oy, meclise ayrı oy kullanılarak yeni bir sistem oluşturulacak” açıklamalarında bulundu.</div> <div></div> <div><b>MECLİSTE GENÇLERİN TEMSİLCİSİ OLMASININ HİÇBİR ZARARI YOK</b></div> <div>Anayasa değişikliğiyle ilgili saptırılan bazı konular olduğuna da değinen Aktaş, “Bunlardan biri 18 yaş uygulaması. 18 yaşındaki çocuklar mı yönetecek bu memleketi diyor. Biz konuşurken demiyor muyuz 21 yaşında İstanbul’u fetheden Fatih2in torunlarıyız diye. Bu çocuklar sadece internette mi takılır 30 yaşına kadar. Bunların bir düşünce dünyası, ufku, vizyonu, gelecek adına bir hesabı yok mudur? Bu bir vizyondur. 18 yaşında seçme hakkını veriyorsun, 18 yaşında ehliyet verip arabayı teslim ediyorsun, 18 yaşında alım satım imza hakkını veriyorsun, evlenme hakkını veriyorsun milletvekili olma hakkını neden vermiyorsun. Sanki 600 milletvekilinin 500’ü 18 yaşında olacak. Engellileri temsilen engelli milletvekili var, bayanları temsilen bayan milletvekili var. 18-25 yaş aralığında 8 buçuk milyon genç var Türkiye’de. Bu gençleri temsilen, bunların düşüncelerini yansıtacak 3-5 tane genç olmasının ne zararı olur. Hiçbir zararı olmaz. Bir de bunu bir yalanla süslüyorlar. Onları 1 dönem milletvekili yapıp ardından emekli edecekler diyorlar. Yalan oğlu yalan. Süper emeklilik tarih oldu artık. Eskiden bir dönem milletvekilliği yapıp ömür boyu emekli oluyordun. O işler bitti artık. Benim emeklilik yaşım 55. Daha 8 buçuk yıl var. Arada ister Cumhurbaşkanlığı yapayım bu yaş değişmez. Dolayısıyla halkın her kademesinden temsilci orada bulunmalı. Meclis bu değil midir zaten. Gençleri temsilen de 3-5 kişinin olmasının ne zararı olabilir” dedi.</div> <div></div> <div><b>YENİ SİSTEMDE 145 BİN KİŞİYE BİR MİLLETVEKİLİ DÜŞECEK</b></div> <div>Milletvekili sayısının artması konusuna da değinen Aktaş, şöyle konuştu: “Bir de bu 550 milletvekilinin sayısının 600’e çıkma mevzusu var. 1995 yılında 450’den 550’ye çıkmıştı bu sayı. O gün nüfusumuz 54 milyondu. Bugün 80 milyon. Biz yaklaşık yüzde 50 artmışız. Büyüyen illerimiz olmuş. Dolayısıyla bu illerimizin milletvekili sayısı yetersiz. Bunlarla alakalı 50 tane artış söz konusu. Avrupa’da ortalama 75 bin kişiye bir milletvekili düşerken, Türkiye’de yeni sistemde 145 bin kişiye bir milletvekili düşecek.”</div>