Acıbadem Bursa Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, alerjik solunum hastalıkları temel olarak üst solunum yolunu ilgilendiren alerjik rinit ve alt solunum yollarını ilgilendiren alerjik astım olmak üzere ikiye ayrıldığını belirtti. Ancak her ne kadar iki ayrı sistem gibi görünse de temelde hava yollarının bir bütün olduğunu söyleyen Dr. Cengiz, alerji astım ve alerjik rinitin tek hava yolu hastalığı olarak ele alınması gerektiğini ifade etti.
Alerji sıklığının günümüzde gelişmiş ülkelerde, çevre kirliliği gibi faktörlerin artması ile giderek arttığını belirten Dr. Cengiz, alerjilerin hayatın herhangi bir anında ortaya çıktığını, ancak daha çok çocukluk ve genç erişkin dönemde bulgu verdiğini dile getirdi. Türlerine göre alerjinin ortaya çıkma yaşının değişiklik gösterdiğine dikkat çeken Dr. Cengiz, “Alerjik hastalıklar toplumun yüzde 25 ila yüzde 40’ını etkilemektedir. Yaklaşık yüzde 80’i ise yaşamı süresince en az bir alerjik sorun yaşamaktadır. Alerji, bağışıklık sisteminin vücuda giren veya temas eden maddelere karşı oluşan aşırı tepkisidir. Alerjik reaksiyona sebep olan maddelere ’alerjen’ denilmektedir. Alerjinin bazen çok hafif belirtilerle kendini gösterirken bazen de hayati tehlikeye sebep olacak kadar ciddi belirtilere yol açmaktadır" dedi.
Alerji belirtilerinin kişiden kişiye farklılık gösterdiğine işaret eden Dr. Cengiz “Alerjinin şiddeti de belirtiler üzerinde etkilidir. Kaşıntı, burun tıkanıklığı, sık hapşırma, kronik öksürük, nefes darlığı veya hırıltı, vücutta döküntü veya şişlik belirtiler arasında sayılabilir. Alerjene bağlı olarak gelişen alerji belirtileri solunum yollarını, sinüsleri ve burun kanallarını, cildi ve sindirim sistemini etkileyebilir. En sık olarak burun, akciğerler, boğaz, sinüsler, kulaklar, mide ya da ciltte oluşan belirtiler ile kendini gösterir. Bazı insanlar için alerjiler astım semptomlarını da tetikleyebilmektedir. En ciddi vakalarda, anafilaksi (alerjik şok) adı verilen hayatı tehdit eden bir reaksiyon meydana gelebilir” diye konuştu.
Bahar mevsiminin gelmesiyle birlikte havaya saçılan polenlerin alerjik rinit, göz alerjisi ve astıma yol açabileceğini hatırlatan Dr. Cengiz, bu belirtilerin bahar aylarında şiddetlendiğini, sık hapşırma, burun tıkanıklığı, gözlerde yaşarma ve kaşıntı, öksürük, hırıltı ve hatta nefes darlığı gibi belirtilerin görüldüğünü söyledi.
Dr. Cengiz astımı ise “hava yollarının genellikle alerjenlere bağlı olarak daralması sonucu gelişen bir solunum sistemi hastalığı” olarak tanımlayarak; tıpkı polen alerjisinde olduğu gibi vücuttaki antikorların solunum yollarına giren alerjenlere karşı savaş açtıklarını, bunun sonunda tıpkı bir akciğer enfeksiyonu gibi öksürük, hırıltı, nefes darlığı oluştuğunu anlattı.
Alerji teşhisinin, hastanın şikayetlerinin dinlenmesi, muayenesi, çeşitli kan tetkikleri ve alerjik deri testleri ile konulduğunu, bununla birlikte teferruatlı bir hasta öyküsü ve fizik muayene belirtileri, kan tetkikleri ve deri testleriyle desteklendiğini belirten Cengiz, "Bazen alerjenlerden tamamen kaçınmak mümkün değildir. Örneğin polen, özellikle saman nezlesi mevsimi boyunca havada sürekli olarak bulunur. İlaçlar alerjik reaksiyon belirtilerinde yardımcı olabilir, ancak alerjiyi iyileştirmezler. Bireyde görülen alerjiye bağlı olarak kullanılabilecek ilaçlar bağışıklık sistemi reaksiyonunu azaltmaya ve belirtileri hafifletmeye yardımcı olabilir. Diğer tedavilerle tamamen rahatlamayan şiddetli alerjiler için doktor tarafından alerjen immünoterapisi önerilebilir" dedi.