19 Ocak’taki Olağanüstü Genel Kurul’da rekor bir oy ile başkanlığa seçilen Ali Ay ile Bursaspor’un bugününü ve geleceğini konuştuk…
Genel Kurul’u, seçim sonrası yaşadıklarını ve mali tabloyu tüm samimiyeti ile paylaşırken, “Zaman zaman karamsarlığa kapıldığım anlar oldu ama üstesinden geleceğimize inandık” diyor başkanımız Ali Ay…
Hedeflerinden bahsederken ise heyecanı gözlerinden okunuyor…
Yüreğindeki Bursaspor sevdasıyla kolları sıvadığını ifade eden başkan Ali Ay, “2,5 sene sonunda bambaşka bir Bursaspor olacağının sözünü veriyorum. En büyük hayalim Dortmund gibi bir kulüp olmak” diyor…
İşte başkanımız Ali Ay’ın hayata geçirmek istedikleri, hedefleri ve hayalleri…
-Başkanım öncelikle yeni dönem camiamıza hayırlı olsun. İlk olarak seçim sürecinden bahsedelim. Nasıl karar verdiniz aday olmaya?
Ben daha önceki konuşmalarımda da söyledim. 1965 yılından beri Bursaspor’un maçlarına gidiyorum. Doğma büyüme Bursalıyım. Annem, babam da Bursalı… Doğal olarak Bursaspor’a büyük bir sevdamız var. Bursaspor’un maalesef uzun zamandan beri kötü gittiğinin hepimiz farkındayız. Bu sadece mali açıdan değil sportif açıdan da böyle. Arkadaşlarımızla oturup görüştük. Mali tabloyu inceledik. Eğer biz işin başına geçmezsek Bursaspor’un daha da kötüye gideceğini hissettik. Arkadaşlarımızın, birkaç sanayici dostumuzun ısrarıyla bu işe soyunduk. Kongre üyeleri teveccüh gösterdi ve bizi seçti. Biz de canla başla çalışmalarımıza başladık. Uzun senelerden beri hem bu camianın içindeyim, hem de sanayici kimliğimle benim ne kadar dürüst olduğumu, hakka, hukuka, adalete ne kadar önem verdiğimi herkes biliyor. Buraya da öyle bir başkan lazımdı. Eksik olmasınlar. Geldik, inşallah biz de başarılı oluruz da bizim arkamızdan “Allah razı olsun” derler. Onun için buradayız. Çok güzel bir sinerji oluştu, Allah bozmasın.
-Çok yüksek katılımlı bir genel kurul yaşadık. Rekor bir oy ile göreve getirildiniz. Kongreyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bugüne kadar birçok kongre yaşadık. Ama bu kongre çok daha farklı bir kongreydi. Biliyorsunuz 7 aday vardı. Sonradan çekilenler oldu ve 3 adayla kongreye gittik. En fazla korktuğum şey hava şartlarının kötü olmasıydı. Fazla katılım olmaz diye endişeleniyordum. Aslında daha da fazla katılım olması lazımdı. Çünkü dediğim gibi çok önemli bir kongreydi. Çok şükür ki bir olay olmadı. Herkes sağduyu ile hareket etti. Blok oylardan bahsediliyordu. Onların da bir hükmünün olmadığını gördük. Delegelerimiz teveccüh gösterdi, yüzde 67 gibi bir oyla işin başına geçtik.
-Adaylık sürecinde yaptığınız incelemeler ile kulübün içine girdikten sonra gördüğünüz tablo arasında çok büyük farklar var mıydı?
Yoktu… Sadece biraz daha ödemeler sıkışık geldi. Ödemeleri biraz daha uzun vadeli bekliyordum. Gelir de bekliyordum. Ama maalesef gelirleri de, bir bankamız var, o banka doğal olarak krediden sayıyor ve temlik ettiği için de kendi hesaplarına geçiyorlar. Hal böyle olunca bankalardan bir gelirimiz yok. Kazandığımız 3 tane maç vardı ocak ayında… O 3 maçın ikisini zaten daha önceki yönetim almış. Oradan da 3 bine yakın eksiğimiz oldu. Çok şükür ki ocak ayını geçirdik. Şimdi şubat ayına bakıyoruz.
-İçerideki tabloyu gördükten sonra hiç karamsarlığa kapıldınız mı?
Biz sanayici kimliğimizle geldik buraya. Para işini iyi bilenlerden biriyim. Paranın ne olduğunu, planlamanın, organizasyonun ne olduğunu çok iyi biliyorum. İnsan çalıştırmanın ne olduğunu bilenlerdenim. Karamsarlığa kapıldım mı? Kapıldığım zamanlar oldu açıkçası… Ne zaman oldu? Gerçek mali tabloyu kendimiz çıkardıktan sonra... O zaman işte biraz karamsarlığa kapıldım. Ama Allah da yardım ediyor. Ben ocakta bile korkuyordum, çok şükür atlattık. İnşallah şubatı da geçireceğiz.
-Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra ilk olarak ne yaptınız?
İlk olarak “Allah’ım sen beni utandırma” diye dua ettim. Çünkü Bursaspor’un buna ihtiyacı var. Tabi dışarıda konuşmak ile içeride olmak çok farklı bir duygu. Bütün yük sizin omuzlarınızda, gözler üzerinizde. Gaziantep maçını kazanmamız bizim için çok iyi oldu. O sinerjiyi dağıtmamış olduk. Ama maalesef bu Amed maçında çok fazla üzüldüm. Çünkü bizim ayarımızda olmayan bir takıma yenildik. Hocamızla, arkadaşlarımızla konuştuk. Bir iş kazası olarak görelim dedik ama büyük bir iş kazası. Bize hiç yakışmadı. İnşallah böyle şeyler bir daha başımıza gelmez. Dediğim gibi duamı ettim, hırslandım ve “Biz bu işin üstesinden geleceğiz” dedim.
-Sizce Bursaspor nasıl yönetilmeli?
Aslında burası da şirketlerle eş değer bir yapıda. Burada sadece bazı değişiklikler var. Ama bir şirketi yönetmek için her şeyden önce çok iyi disiplin olması lazım. Muhasebe bölümünün, pazarlama bölümünün çok iyi olması lazım. Bakıyorsunuz, muhasebe bölümümüz maalesef 15 sene önceki sistemle yönetiliyor. Hala kağıtlara not alınarak yapılıyor. Gelen giden her şeyi girersiniz bilgisayara, bütün herkes görür. Hatta bunu basın, görür, taraftar görür. Burası neticede bir dernek... Şeffaf olacağımızı da söyledik. Şuanda Allah’a şükür çok iyi gidiyoruz, herkes de çok memnun. Biz ne yapıyorsak onu söylüyoruz. Kendine güvenen, dürüst olan insan şeffaflıktan korkmaması lazım. Kongrede de söyledim bunu… Şeffaflığın olduğu yerde, dedikodu olmaz, yalan-dolan olmaz, art niyet, kıskançlık olmaz. Herkesin işini düzgün yapması lazım… Burada maalesef bazı şeyler gördüm. O onun adamı, bu bunun adamı. Hayır… Burada herkes Bursaspor’un adamı olması lazım… Benim hiç kimseden bir çekincem, korkum da yok. İnsan bir kere her şeyden önce kalbinin sesini dinlemesi lazım... Vicdanını dinlemesi lazım… Vicdanen rahatsanız, kim ne derse desin… Aksini söyleyenler zaten art niyetli olan insanlardır. Allah korusun, birkaç mağlubiyette çıkacaklardır ortaya… Maalesef bu spor camiasında kaostan, krizden beslenen insanlar var. Kaos ortamını çok seven insanlar var. İnşallah bunlara fırsat vermeyiz. Ben Avrupa’da da çok bulundum. Akdeniz insanın yapısı bu maalesef…
-Siz göreve geldiğinizde vergi borçları sebebiyle transfer çıkmazı vardı. Bu sıkıntıları aşmak adına ne gibi hamleler yaptınız?
Geldiğimizin ilk günü Batalla transferi konusu vardı. Onun transferi için, daha doğrusu lisansının çıkması için vergi dairesinden ve SGK’dan ‘borcu yoktur’ yazısının alınması lazımdı. Zaten Batalla’nın transferi yapılmıştı. Biz de ne yaparız, ne ederiz diye konuştuk. Burada, eksik olmasın, yönetici arkadaşlarımızın katkısıyla, Ankara’da Milletvekilimiz Hüseyin Şahin’in katkısıyla, Sağlık Bakanımızın, Maliye Bakanımızın katkılarıyla, gelirler vergi dairesi başkanının katkılarıyla çok kısa zamanda –bakın bu 1 aydan önce halledilecek bir olay değildi- biz 3 gün içinde hallettik bu işi… Planlamasını, yapılandırmasını yaptık. Yazımızı aldık. Borcu yoktur yazısından sonra Batalla ve diğer transferlerimiz oldu. Deniz’in transferinde biraz zorlandık. Ama çok şükür onu da hallettik.
-Göreve seçilmenizin ardından kamuoyundan çok ciddi bir destek aldınız. Size çok büyük bir güven var şuanda. Bu size neler hissettiriyor?
Çok açık söyleyeyim, gözlerim yaşarıyor. Çünkü insanlar böyle durumlarda ne kadar sevildiğini daha çok anlıyor. Burada valimizden tutun, belediye başkanımıza, BTSO Başkanımız İbrahim Burkay’a –kendisiyle zaten abi kardeş gibiyiz- artı sanayici arkadaşlarımız, ilce belediye başkanlarımız, bütün Bursa’nın ileri gelenlerine kadar herkes destek veriyor. Ben herkesin yüzüne söylüyorum. “Eğer loca alacaksanız ziyarete gelin” diyorum. Bunu özellikle de belirtiyorum. Bursaspor’un muhabbete ihtiyacı yok, şuan tek ihtiyacımız olan şey para…
-Camiadaki bölünmüşlüğü bir anda silip attınız ve bütünleşmeye çevirdiniz. Ne yaptınız da böylesi bir güven ortamı oluşturdunuz?
Küçük nüanslarla bu işi yapabilirsiniz. Geçen yönetimde stat bitti, kullanım hakkını Belediye Başkanımız Bursaspor’a verdi. Orada yapılacak olan hadise şuydu. Siz yönetim olarak 15 kişisiniz. Önceliği sizin yapmanız lazım. Ne yapmanız lazım? Bir tane loca almanız lazım. Bir tane loca alacaksınız ki arkadan sanayici arkadaşlarımız, “Siz hep bizden istiyorsunuz ama siz ne verdiniz” demesin. Bunlar çok önemli şeyler. Böyle yapmakla siz 1-0 önde başlıyorsunuz. Bütün sanayicilerimiz, taraftarlarımız biliyor bizim Bursaspor’u ne kadar sevdiğimizi. Bursaspor için neler verebileceğimizi... Bunun için de bize çok fazla güven duyuyorlar. Eksik olmasınlar. Biz de onları çok seviyoruz. Ben buradan şunun sözünü veriyorum, bunu da özellikle yazmanızı istiyorum; 2,5 sene sonunda Bursaspor’un yeri çok daha farklı olacak. Ama öncelikle benim bu bankaları sıfırlamam lazım. Bir kere her şeyden önce taraftarlarımız şunu bilsin; ben samimi bir insanım. Aklımdan ne geçiyorsa onu konuşurum. Politikacı değilim. Taraftarlarımız, camiamız samimiyetimi gördü. Samimi ve dürüst olan insandan da kötülük beklemezsiniz. Çok fazla konuşmayı sevmem. Basit ama öz konuşmayı seviyorum. İnşallah Bursaspor’umuzu çok güzel yerlere getireceğiz.
-Verilen bu destek sözde değil özde desteğe dönüşmeye başladı. Bu konudaki görüşlerinizi paylaşır mısınız?
Murat Yanıklar, Cavit Bey, Fan Clup, Orhangazi Belediyesi, birkaç tane daha var aklıma gelmeyen, şuanda 8-10 loca satıyoruz. Hedefim Martın 15’ine kadar bütün locaları satmak. Bütün yönetici arkadaşlarıma dedim ki; Biz 15 kişiyiz. Herkese 4 tane loca düşüyor. Herkes 4 tane loca satmak zorunda. Biraz bekledik Asset ile anlaşalım diye. Onlarla da görüşeceğiz.
-Göreve geldikten sonra daha önce Asset firması ile ilgili yapılan anlaşmadan ve bu konunun sizi çok üzdüğünden bahsetmiştiniz. Bu anlaşma neydi? Nasıl aşmayı düşünüyorsunuz?
Bu anlaşma Bursaspor tarihine kara leke olarak girebilecek bir anlaşma. Tabi daha önceki arkadaşlar paraya sıkışmışlar. Anlaşma şu; 7 milyon paraya ihtiyaç olmuş. bu 7 milyon ilave limit için Aktifbank, bu parayı veririz ama siz de Asset’in şartlarına imza atmanız lazım denmiş. Sözleşme şu; Bursaspor’un reklam gelirleri, buna forma reklamları da dahil, kombineler, localar, isim hakkı, bütün gelirleri 5+5 yıllık yüzde 12 artı KDV ile Asset firmasına verilmiş. Bu ne demek, yüzde 19 aşağı yukarı faiz alıyor. Artı yüzde 12 bunu da koyduğunuzda yüzde 30-32’ye yakın, Aktifbank veyahut yan kuruluşuna çalışmış oluyorsunuz. Böyle çalışırsanız zaten kulüp batar. Kazandığınız paranın 100 lirasının 30-32 lirası buraya gidiyor. Bunun için öncelikle mali açıdan yapılanmamız lazım. burada tabi devlet büyüklerine gittik belki yine gideceğiz. İlave bir kaynak bulmamız lazım. Herkes TFF’nin bir taslağı var onu bekliyor. Spor Bakanlığı ile bir taslak hazırlamışlar bütün kulüp borçlarını, banka borçlarını artı vergi borçlarını 10 seneliğine 3 bankaya verme gibi bir durumları var. Eğer öyle bir şey olursa bütün kulüplerin kurtuluşu olur. Aksi taktirde, geçenlerde Aktifbank’tan geldiler, Bursaspor’dan bahsedince “Siz yine iyi kulüplerden bir tanesisiniz” dedi. Demek ki diğer kulüplerin durumları bizden de kötü.
Bir de bu anlaşmanın cayma yaptırımı var…
Eğer cayarsanız, 5 milyon TL cayma bedeli ödemeniz lazım. Belki ben ona razı olacağım… Çünkü 5 yıl Bursaspor’un gelirini onlara vermem. Hukuku sokacağız belki burada devreye…
-UEFA ile ilgili durum nedir?
Bütün mali tablolar tam olarak henüz çıkmadı. Aşağısı çok karışık, cadı kazanı gibi… Aşağıdan bana söyleyen -19 Milyon Euro’dayız. Biliyorsunuz UEFA sadece 5 Milyon Euro’ya kadar tolerans veriyor. Bu da 14 Milyon Euro’luk satış yapmamız lazım. Eğer loca ve kombineleri satarsak bu rakamlara yakın bir meblağa ulaşırız. Normalde 2015 sonu itibariyle sonmuş. Ama martta tekrar bir çalışma yapılıp, karşı tarafa denilecek ki “Yeni stadımız bitti, loca satışına başladık. Şu kadar gelir geldi, bu kadar da bekliyoruz.” Belki o zaman bunun üstesinden yumuşak bir geçişle geleceğiz.
-Yıllardır kalıcı gelir konusu hep konuşulur ama bir türlü Bursaspor’un kalıcı gelir kalemleri çoğaltılamazdı. Sizin bu konuda ne gibi planlarınız var?
Benzin İstasyonu projesinde ben de vardım Erkan Körüstan yönetiminde… Onu biz belediye başkanımızla ve ilçe belediye başkanlarımızla görüştük. 5 tane daha alacağız. Onun için söylüyorum 2,5 sene sonra biz devrettiğimizde Bursaspor’umuzu güzel günler bekleyecek diye… Artı Milli Emlak müdürümüzle görüştük. Projelerimiz var. Belki bir AVM olabilir. Bu biraz sürpriz olarak kalsın. Az evvel dedik ya hayalci değiliz, gerçekleri konuşmayı severim diye. Önce bitirelim, alalım arazilerimizi sonra zaten kamuoyunu bilgilendireceğiz.
-Özellikle vurgu yaptığınız bir konu var. O da locaların satışı ile ilgili. Bu konuda kamuoyuna nasıl bir çağrıda bulunma istersiniz?
Loca sadece yalnız başına alınmayabilir. 3-4 kişi veya 5-6 kişi toplanıp alabilirler. Stadımız çok güzel. Orada festival havası var. Çok daha güzel olacak. Sürekli yaşayabilen bir Arena… Pazar günü belki 4 saatini orada değerlendirebilecekler. Bütün sanayicilerimize ellerini ceplerine sokmalarını, localarını almalarını, Bursaspor’a katkıda bulunmaları çağrısında bulunmak istiyorum. Bursaspor’un buna çok ihtiyacı var. 18 bin civarı kombine satılmış. Bir o kadar daha satabiliriz. Bankalarla görüşüyorum. Belki 3 yıllık kombine yapacağız. 3 yıla kredi kartına taksitlendirme yapabilirsek bu imkanımız olur. Burada taraftarımıza da fazla yükü olmaz. Tabi önce banka ile 36 ay olur mu olmaz bunu halletmemiz gerekiyor. Konuştum, cevap bekliyorum. Kiralanacak alanlarımız var, kapılarımız var bunlar satılacak. 80 adet kapı var. 200 bin liradan olsa 20 trilyona yakın gelir oradan var. Benim hedefim ne biliyor musunuz, ben borcu öyle veya böyle bir şekilde hallederim. Benim amacım bir an evvel bankadan kurtulmak… Bankadan kurtulursanız Bursaspor’un her sene 15 milyona yakın karı olacak. 15 milyon da burada çalışanların yıllık ücreti demek.
Ama sizin atmayı hedeflediğiniz temelin, gelecek yıllarda devamının da getirilmesi şart…
Onu da inşallah benzin istasyonu projeleriyle, Vakıfköy’de bir yer almayı düşünüyoruz. Orasını kompleks haline getirmeyi düşünüyoruz, belki bir kolej düşünüyoruz. Ben egosu olan bir insan değilim. Herkesle görüşürüm. Projeleri varsa, çekinmesinler. 1 ay içinde komisyonu kuracağız. Birkaç yönetici arkadaşımız da bu konuyla ilgilenecek. Taraftar meclisi olacak diye de söylemiştik. Arkadaşlar hepsini toplayıp bize getirecekler. Biz de eğer yapılabilecek gibiyse onları yapacağız. Bursaspor’u önce mali açıdan düzlüğe çıkartacağız. Zaten mali açıdan rahatladığında sportif başarı kendiliğinden gelecektir. Her zaman söylemişimdir, sportif başarı ve mali başarı birlikte olursa zaten Bursaspor’u kimse tutamaz.
-Yeni dönemde Bursastore’da yenilikler olacak mı? Ne gibi projeleriniz var?
Oraya da bu işin izinde olan bir arkadaşımızı görevlendirdik, Osman Dinçsever… Bir kere ürün kalitesini çok geliştirmemiz lazım. Koleksiyon hazırlığını çok güzel yapmamız lazım. Yılda normalde 4 defa koleksiyon yapılması lazım. Puma ile bu sene anlaşmamız bitiyor. Sadece puma değil, 3-4 firma daha var, görüşeceğiz. Bursaspor’a ne kar getirecek, Bursaspor’un menfaati ne olacak, ürün kalitelerine bakılacak ona göre de karar vereceğiz. Bu arada tabi bir ticaret erbabı, öncelikle gelir gideri görmesi lazım. Store’un geliri ne, gideri ne? Bütün satılanları gelir olarak görürseniz yanlış yaparsınız. Bunun kirası var, işçiliği var, acaba kar mı ediyor, zarar mı henüz bilmiyoruz. Onu da öğrendikten sonra çalışmalarımızı yapacağız. Genelde bayanlar alışverişi daha çok sevdiği için bayan ürün çeşitliliğimizin olması lazım. Çocuklarımız için de ne gerekiyorsa yapmamız lazım. Mağazalarımızın da büyük olması lazım. Bizim mağazalarda dönecek yer dahi bulamıyorsunuz. Onların hepsini konuşuyoruz. Çalışma yapıyoruz.
-Maddi konular çok büyük önem arz ediyor ancak camia için tabela da çok önemli. Gelir kalemlerini artırmak için yürüttüğünüz projelerin yanı sıra sportif anlamda elde edilecek başarılar da başlı başına birer proje aslında. Şampiyonluk gibi… Sportif anlamda ne gibi hedefleriniz var?
Bir kere başımızda Hamza hoca gibi çok değerli ve işi iyi bilen bir hocamız var. kafalarımız da uyuştu. Hedefimiz iyi takımı ucuz fiyatta kurabilmek. Bunun için de tabi iyi bir scout ekibinin kurulması lazım. Çalışmalarımız var. Bütün dünyayı gözleyen arkadaşlarımız olmalı. Gidecekler, gerekirse 1 ay, 1,5 ay kalacaklar. Bunun sayısını arttırmamız lazım. Menajerleri aradan kaldırmamız lazım. Biliyorsunuz kulüplerin bu hale gelmesinin bir sebebi de menajerler. Nokta atışı yaparsanız, altyapınızdan da oyuncuları çıkarmayı başarabilirseniz önünüz açılır. Tekrar söylüyorum; en az 4-5 altyapıdan oyuncu Bursaspor kadrosunda olması lazım. Eğer bu oyuncular gelmiyorsa, altyapı işi iyi yapmıyor demektir. O zaman altyapı hocalarımızla konuşmak lazım, ya da değiştirmemiz lazım. Tabi biraz onların da bütçesini artırmamız lazım. O işe de bakacağız. Sportif anlamdaki hedeflerimize gelince; bir kere sürekli Avrupa kupalarına oynamamız lazım. Bu bir… Ondan sonra da Bursaspor’un artık şampiyonluğa oynaması lazım. Hatta geçen gün televizyon kanallarından bir tanesi bağlantı yaptı. 4 büyük diye bahsedince ben kızdım ve müdahale ettim. Ne demek 4 büyük, 5 tane büyük var. Bursaspor’u niye işin dışında bırakıyorsunuz. Ama tabi İstanbul basını daha farklı düşünüyor. Bunların da üstesinden gelmemiz lazım.
Bu arada ara transferlerimizi kamuoyuna yansıtma şekliniz de takdir ile karşılandı. Kuruşu kuruşuna her şeyi açık ve net bir şekilde paylaşmış oldunuz…
Ama olması gereken bu… Herkesin de hoşuna gitti. Basın mensubu arkadaşlar da şaşırdılar. Aradılar teşekkür ettiler, böyle bir şey beklemiyorduk dediler. Sizin bir şeyden korkunuz yoksa açıklamamak yanlış… Biz ne dedik, Bursaspor’un sahibi taraftarıdır. O zaman taraftarımız her şeyi bilmek zorunda…
- Hamza Hocamızın gelişiyle de takımımızda yeni bir sayfa açıldı. Kupada bir üzüntü yaşadık ancak ligde son haftalardaki futbolumuzu ve Bursaspor’un küllerinden yeniden doğuşunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hep konuşulur birlik, beraberlik diye… Bir olmak, birlik olmak çok önemli. Kafaların uyuşması çok önemli… Egoların olmaması çok önemli… Ben en iyiyim, en büyüğüm demenin ne kadar yanlış olduğunu herkes gördü. Hocamız özünde çok düzgün ve işini iyi yapan bir insan. Ben daha önce de söyledim, eski yönetimin bize en büyük katkısı Hamza hocadır. İyi ki anlaşmışlar. Keşke daha önce anlaşılsaydı. O da hırslı… İnşallah beraberce başarılara doğru gideceğiz. Kendisi de çok pahalı transferlerden yana değil. Kulüplerin ne durumda olduğunu kendisi de biliyor. Amed maçındaki sonuç tekrar söylüyorum çok üzdü bizi. Orada hocanın bahsettiği şey sahanın bozuk olması, pas yapamamamızdı. Biz pas yapan bir takımız. Ama bunlar bahane değil. Çocuklar bu işin ciddiyetinde değillerdi. Kendileri de üzüldü ama iş işten geçmiş oldu. Allah bir daha göstermesin diyelim…
-Başkanım sahanın durumu ile ilgili ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Onu düşündük, konuştuk da. Belediye başkanımızla da görüştük. Belediye başkanımız Kayseri’den ışıklandırma cihazını getirtiyor. Altta ısıtmada da bir problem vardı. O da hallolduktan sonra çim daha iyi seviyeye gelecek. biliyorsunuz çimin en çok ihtiyaç duyduğu şey ısı ve ışık…
-Bursaspor ile ilgili en büyük hayaliniz ne?
Ne biliyor musunuz? Üst üste 3 sene şampiyon olmak… En büyük hayalim Borussia Dortmund gibi olmak… Bir bakıyorsunuz 80 bin taraftar ve sürekli dolu. Yense de yenilse de dolu… Öyle bir gün gelsin ki 45 bin kişilik stadımıza sığmayalım. İnsanlar loca almak için, kombine almak için sıraya girsin. Bizim çok büyük bir eksikliğimiz var, bayanlar ve çocuklar… Onları aramıza katmamız lazım. İstanbul’daki veya Avrupa’daki maçlara bakıyorsunuz. Aileleriyle gelmişler. Formalarını giymişler, atkılarını takmışlar maç izliyorlar. Niye bizde olmasın bu olay. Mesela benim hanım, basketbol maçına geldi. Çok hoşuna gitti. Bizim bunlara öncülük yapmamız lazım. Çocukların, torunların gelmesi lazım. O stat dolduğunda zaten başarı da arkasından gelecektir.
-Üyeliklere bir kriter getirmeyi düşünüyor musunuz?
Burası Bursaspor kulübü… Bursaspor kongre üyeliğinin, nasıl bir üniversiteden diploma alıyorsunuz, duvara asıyorsunuz, aynı şekilde olması lazım. Fiyatların yükselmesi lazım. Bugün Fenerbahçe’de 10 bin lira, Galatasaray’da 10 bin dolar gibi bir rakam alınıyor. Bizim o kadar olmaz elbette ama bir değişiklik şart. Tüzüğümüzün hazırlanması lazım. Hepsi olacak. Görüşeceğiz. Başkan adaylığı da ucuz olmaması lazım… Bursaspor’a seçilecek olan başkanın bir kere maddi gücünün olması lazım. Yahut 500 tane imza getirmesi lazım. Kongre sürecinde bana sorulmuştu. Maddi güç mü yoksa zeka mı? diye… Ben şuan için konuştum, ikisinin de olması lazım. Ama kalıcı gelirleri oluşmuş, borcu olmayan bir Bursaspor’a zeka gerekiyor. Dürüstlük de gerekiyor. Maddi güç şuan ihtiyacımız olan şey. Yönetici katkısından bahsetmiyorum. Acil durumlarda hiç olmazsa çıkartıp cebinden verebilecek düzeyde olman lazım. 15 gün sonra para geldiğinde alır bu tarafa koyarsın. Bankalara bağımlı olmazsın. Pahalı transferler Bursaspor’un en büyük problemi. Gelire göre hareket edilmemiş. Harcanmış, ilerisi görülmemiş. En büyük sorun bu şuanda… Onun için de 2,5 senede bunu temizlememiz lazım…
-Son olarak camiamıza dergimiz aracılığıyla neler söylemek istersiniz?
Bütün taraftarlarımıza sesleniyorum, öncelikle şu küfrü kaldıralım… Çünkü şuan Bursaspor’un parası çok kıymetli... Boşu boşuna ceza almayalım. Ellerinden gelen katkıyı yapsınlar, maçlarımıza gelip destek olsunlar, yanımızda dursunlar başka da bir şey istemem…