İşte Erdoğan'ın STK'larla buluştuğu yemekte yaptığı o konuşmadan önemli satırbaşları;
ALMANYA BU HAİNLERİ VERDİ VERDİ, VERMEZSE…
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bana kaçacak diyenlerin Gürcistan'dan Ermenistan'a oradan da Almanya'ya kaçtığını görüyoruz. Şimdi Almanya'yı da göreceğiz. Öyle zannediyorum bunlarla ilgili süratle, büyük ihtimalle kırmızı bülten çıkacaktır. Ve bu kırmızı bültenle beraber Almanya'yı da göreceğiz, bakalım ne yapacak?
Oldu oldu, olmadığı takdirde Almanya bizden herhangi bir suçluyu bundan sonra Tayyip Erdoğan imzasıyla isteyemez, alamaz. Vermem. Herkes uluslararası hukukun gereği ne ise yerine getireck. Getirmezse biz de aynen mukabili ile cevap veririz. Türkiye bir muz cumhuriyeti değildir. Türkiye topraklarına bir defa ayağa kalkışı farklı olan bir ülke olmuştur. 2002 Kasım'ı ortada, 2015 ortada. Nereden nereye geldik her şey ortada. Buradan ifade ediyorum paralel devlet yapılanmasının mezhepçi örgütün ve sözde aydınların dünyanın neresinde imkanı gücü varsa tamamı da Türkiye'yi karalamak için seferber edilmiş durumda. Yalan ve iftira makinası haline dönüşen bunlara destek veren hatta bunların karşısında sessiz kalan herkes bunların ortağıdır. Gün tarafsız olma günü değildir. Şunu açık söylüyorum taraf olmayan bertaraf olur. Hazreti mevlana adaleti çiçeği sulamak zulmü de dikeni sulamak olarak tarif ediyor. Bugün dikeni sulayan herkes ortaya çıkan zulme ortaktır.
KİM NEREDE OTURUYOR EN İYİ SEN BİLECEKSİN
Türkiye tıpkı Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi yeni bir dirilişin, yeni bir çıkışın yeni bir uyanışın eşiğindedir. Buna katkı sunan herkes tarihte şerefli yerini alacaktır. Yapmayanlar da tarih önünde hak ettiği sıfatlarla anılacaklardır. Önceki gün ağırlıklı Karadeniz'den gelen muhtarlarımızla toplantı yaptık. Biz bu coğrafyadaki varlığımızı bu bedeli ödemeye borçluyuz. Bugün karşı karşıya kaldığımız meseleler sadece hükümetin, kamu görevlilerinin değil tüm Türkiye'nin meselesidir. İstihbarat gelsin de benim mahallemdeki bölücü terör örgütünü bulsun demeyeceksiniz. Hangi evde kim var kim oturuyor bunu en iyi bilen sizsiniz dedim muhtarlara. Muhtar olarak hangi evde kim olduğunu kimin mezhebinin ne olduğunu iyi biliyorsunuzdur. Bunları teröristse, adil suçlar işlemişse bunları gelip tüm emniyet mensuplarımıza, kaymakama, adli görevlilere herkese bildirecek olan sizsiniz. Çünkü siz atanmış değilsiniz, seçilmişsiniz. Seçilmiş atanmıştan her zaman üstündür bunu böyle bileceksin. Atanmışlar değil seçilmişler üstündür. Türkiye'nin bekasının söz konusu olduğu yerde Rize'nin Edirne'nin Van'ın Erzurum'un en ucra yerinde yaşayan insanından Cumhurbaşkanı'na kadar herkesin sorumluluk alması gerekir.
BEN TARAFSIZ DEĞİLİM, BENİM TARAFIM MİLLETTİR
Cumhurbaşkanı her şeye karışıyor diyorlar. Cumhurbaşkanı koalisyon istemiyor, Başbakan istiyor diyorlar. Bunu neye dayanarak söylüyorsun. Bunu geçmişte hep cumhurbaşkanlarına pislik atarak onları karalayarak yıpratarak indirmeye alışmışlar. Onlar milletin seçtiği Cumhurbaşkanlarını da görmediler. Asıl tüm bu olup bitenler karşısında sessiz, atıl kalırsam millettimin bana verdiği gücü kullanmazsam, sorumluluklarımın gereğini yerine getirmemiş olurum. Böyle bir Cumhurbaşkanı arzu edenler mutlaka vardır. onların da kim olduğunu iyi biliyorum ama kusura bakmasınlar. Ben böyle bir Cumhurbaşkanı olmayacağım. Çünkü bu makama gelirken milletime verdiğim bir söz var. Alışılmış bir cumhurbaşkanı olmayacağımı söyledim. Bana tarafsızlık diyorlardı ben hayır dedim tam aksine taraf tutacağım ve milletimin tarafında olacağım dedim. Biliyorsunuz biz mevcut anayasayı değiştirmek için hükümete geldiğimiz günden beri mücadele ediyoruz. Biraz dürüst olun dürüst. Biz yeni anayasa kuralım diye o kadar ilginç bir teklif getirdik ki. Onların miletvekili sayısı ne olursa olsun bizim o zamanlar 326 milletvikili sayımız var diğerlerinin toplamı 219-220 civarında. Onlar 9 üye ile yer alıyor komitede biz 3 üye ile. Böyle bir adalet olur mu? Bunların biri de kalkıp olmaz canım haksızlıktır bu demediler.
HİÇBİR GÜÇ VE İHANET 2023 HEDEFLERİNE ULAŞMAKTAN ALIKOYAMACAK
Dürüst davranmadılar çekildiler. Bunlar bize dürüstlük dersi veremez. Bunlar hiç bir zaman dürüst olmadılar. Bu ülkede dürüstlüğün sembolü her zaman daha önce mensubu olduğum parti olmuştur. Milletimizin istediği ve bizim istediğimiz anayasa malesef uygulanmadı. Bugün bizi anayasadaki yetkilerimizi aşmakla suçlayanlar var. Mevcut Anayasa'nın Cumhurbaşkanına verdiği yetkiyi bilmiyor bunlar. Bunlar damdan düşmediler. Bunlar sadece önlerine konanı okudular. Biz siyasetin içinde tırnaklarımızla bu toprağı eşeleye eşeleye 40 yıl bunun mücadelesini verdik. Ne nedir, kim kimdir bunu iyi biliriz. Seçildiğim andan bu yana yasaların bize verdiği yetki ne ise bunu uyguluyor, asla bunun dışına taşmış değiliz. Toplu açılışlara katılıyormuşum onlar rahatsız oluyormuş. Bana anayasal engel gösterebilir misin? Bundan sonra da oralarda bulunacağım, milletimle iç içe olacağım. Milletimle benim bağımı koparamazsınız. Onlara Rize'den şunu söylemek istiyorum. Türkiye 10 Ağustos 2014 tarihi ile milletin Cumhurbaşkanını seçmesi ile yeni bir döneme geçmiştir. Cumhurbaşaknı elbette sınırları çizilen yetkiler çerçevesinde ama doğrudan millete karşı sorumlulukla görevini yürütmektedir. İster kabul edilsin ister edilmesin Türkiye'nin yönetim sistemi değişmiştir. Hem buna engel olup hem de Cumhurbaşkanı her şeye karışıyor demek yağmur altında yürüyüp ıslanmaktan şikayet etmekten farksızdır. Bu topraklar üzerinde nice badireler atlattık, nice hain emel sahiplerini hüsrana uğrattık. Bugün de oynanan oyunların ve amaçlarının farkındayız. Zalim sadece vicdansız ve ahlaksız değil, aynı zamanda şunu iyi bilin korkaktır. Hiç bir müslümanın ümitsizliğe düşmeye hakkı yoktur. Bize müjdelenen zaferin yakın olduğuna inanıyorum. Yeter ki birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi ferasetimizi kaybetmeyelim. Terör belası sakın ha bizlere korku vermesin. Şehitlerimiz geliyor tabii ki üzülüyoruz ama şunu unutmayalım ki Kabil ve Habil bir sürecin başlangıç noktasıdır. Bu kıyamete dek sürecek mi evet sürecek. Bu olaylar sürerken gönlümüz bunun minimize olmasıdır. Dünyanın şu anda bir çok yerinde ne olaylar yaşanıyor.
DEMOKRASİ SİLAHLA YAPILMAZ
Parlamentoda insanca çalışırsınız ya da sizler de kendinize uygun yerleri bulursunuz. Eğer demokrasi hak ve özgürlük diyorsanız bunun yeri bellidir. Demokrasi silahla yapılmıyor. Fikirle, düşünce ve sözle yapılıyor. Bunlar birşey daha aldılar bir de sazla yapılıyor. Bunlar saz elindeyken arkalarında da farklı bir orkestra var. Benim milletim eminim bunun hesabını soracaktır. Bu millet ayağa kalktığı zaman tam kalkar. Ya kandilin hesabını sorun yoksa bizi bunu sormaya mecbur bırakacaksınız dedik ve sorduk. Bu milletin kimse ne zaman nasıl tavır alacak bunu sınamaya kalkmasın. O bizim kendimize ait stratejimizdir ve bu da uygulamaya girmiştir. Allah yar ve yardımcınız olsun.