Burtom Konur Cerrahi Tıp Merkezi Dahiliye Uzmanı, Uzm.Dr Cemal Nuri Gürbüz, kanda şeker seviyesinin düşmesi ile ilgili önemli bilgiler verdi. Gürbüz, Evde, işyerinde veya sokakta birinin aniden ellerinin titremeye başladığına, soğuk soğuk terlediğine, anlamsız anlamsız konuşmaya başladığına, durup dururken şaşkın, sinirli ve adeta dağılmış bir hale geldiğine tanık oldunuz mu hiç? Belki de baş ağrısı, baş dönmesi ve çarpıntıdan yakınan, acıktığını söyleyen rengi solmuş bu kişinin nesi olduğunu hemen tahmin edip bir yerlerden kesme şeker veya meyve suyu bulup iyileştirdiniz onu. Hipoglisemiye bazen o kadar da kolay çözüm bulunamaz. Acil tıbbi müdahale gerekebilir. Müdahalede gecikme olduğunda nöbetler başlayabilir, kalp ritminde bozulma, kalp krizi, göz içi kanaması ve hatta koma bile görülebilir. Özellikle yaşlılarda uzun süren şeker düşüklüğü hayati tehlikeye sebep olabilir. Şeker düzeyinin 50 miligramın altında olması, hipoglisemiye ait belirtilerin varlığı, şeker veya şekerli sıvı ile düzelme olması tanı için yeterlidir" dedi.
Tedavi ve takibi iyi yapılmayan ve şekeri genellikle yüksek seyreden şeker hastalarında 50 mg’ın çok üstünde de hipoglisemi bulguları görülebildiğine dikkat çeken Uzm.Dr Cemal Nuri Gürbüz, "Uzun yıllardır şeker hastalığıyla yaşayan bazı hastalar zamanla gelişen ve nöropati adı verilen sinir hasarı nedeniyle şeker düşmesini hissedemeyebilirler. Kullandıkları bazı ilaçlar da bu olumsuzluğa katkı yapabilir. Şekerin hızlı düşmesi durumunda, örneğin 500 miligramdan hızla 200 miligrama düşmesi halinde bile, hipoglisemi belirtileriyle karşılaşmak hiç şaşırtıcı değildir. Şeker hastalığı hipogliseminin tek değil ama en sık görülen nedenidir. Şeker hastaları öğünlerin gecikmesi, ara öğünlerin ihmali, yetersiz beslenme, ağır egzersizler, aşırı alkol, kullanılan insülin veya ilaç dozunun yüksek olması gibi nedenlerle hipoglisemiye girebilirler. Kilo kaybı, adet dönemleri ve doğum sonrası dönemde de şeker düşmesine rastlanabilir. Eski şeker hastalarında mide boşalmasında gecikme olması da şeker düşmesine neden olabilir" diye konuştu.
Hipoglisami'ye nasıl müdahale edilmeli
Burtom Konur Cerrahi Tıp Merkezi Dahiliye Uzmanı, Uzm.Dr Cemal Nuri Gürbüz şeker hastalarındaki hipogliseminin tedavisi için şu önerileri yaptı.
"Hafif hipoglisemi durumlarında hastaya hemen 4 adet kesme şeker veya bulunabilirse 150 cc portakal suyu verilmeli, 15 dakika sonra tekrar şeker ölçülmeli, şeker 80 mg’ın altında ise tekrar aynısı yapılmalı.
Orta derecedeki hipoglisemi durumlarında 5 adet kesme şeker veya 200 cc portakal suyu verilmeli, on beş dakika sonra şeker 80 mg’ın altında ise aynısı tekrarlanmalı. Daha ileri durumlarda acil tıbbi yardım istenmeli.
Reaktif hipoglisemiler
Yemekten bir kaç saat sonra görülen şeker düşmelerinin nedeni insülin direnci olabilir. Gizli şeker diye bahsedilen bu dönem şeker düşmelerinin görüldüğü dönemdir. Yemeklerden sonra bazı kilolu kişilerde uyuklama olur ya, işte bu durum gizli şekerin en bilinen belirtisidir. Bu kişilerin üç ana ve üç ara öğün yemeleri, şekerli yiyecek ve içeceklerden uzak durmaları önerilir.
Mide ameliyatı geçirenlerin yüzde 15’inde görülebilen hipogliseminin nedeni midenin hızla boşalıp gıdaların ince bağırsağa ulaşmasıdır. Bu durumlarda kan şekeri önce hızla yükselip sonra hızla düşer. Bu kişiler azar azar ve sık sık yemek yerlerse sorunları bir ölçüde azalır. Aşırı miktarda alkol alanlarda karaciğerden kana şeker geçişi yavaşlayıp şeker düşmesi görülebilir. Karaciğer sirozu, viral hepatitler, böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği ve sepsis ( Mikropların kana yayılması ) şeker düşmesine neden olabilir. İleri derecede yeme bozukluğu, örneğin anorexia nevroza şeker düşmesi sebeplerinden biridir. Hamilelik sırasında şeker düşebilir. Pankreasın insülin veya insülin benzeri etki gösteren bir hormon salgılayan tümörlerinde ciddi hipoglisemilerle karşılaşılabilir. İnsüline zıt etkisi olan glukagon, büyüme hormonu, tiroid hormonu ve kortizolün eksik üretiminde açlık sırasında hipoglisemi görülebilir. Şeker hastası olmayanlardaki hipogliseminin acil tedavisi şeker hastalarındaki gibidir. Fakat önemli olan altta yatan neden neyse onu bulup tedavi etmektir.