Çağımız psikolojik hastalıklarından biri olan obsesif kompulsif bozukluk çocuklarda özellikle ergenlikte sıkça karşılaşılmaya başladı. Bilim insanların bu hastalığa yakalanmış olanların depresyona da daha yatkın olduğu görüşünde. Peki bu hastalık nedir? Çocuklarda nasıl anlaşılır? Tedavi yöntemlerini nelerdir? Dokuz Eylül Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Dr. A. Mert Beşenek sorularımızı yanıtladı.
Obsesif kompulsif bozukluk (Takıntı-Zorlantı Bozukluğu) nedir?
Obsesif – Kompulsif Bozukluk (OKB) yineleyici, sürekli ve belirgin bir kaygıya neden olan, mantık dışı oldukları kabul edildikleri halde uzaklaştırılmakta güçlük çekilen düşünceler (takıntılar) ve bu düşüncelere tepki olarak doğan davranış kalıpları (zorlantılar) belirgin özellikleridir denebilir.
ERKEK ÇOCUKLARDA GÖRÜLME OLASILIĞI DAHA YÜKSEK
Çocuklarda OKB kendini nasıl gösterir?
Çocuklarda OKB, 10-11 yaş ve 19-23 yaş olmak üzere en sık iki yaş grubunda kendini gösterir. Erken yaşta başlaması, bu bozukluğun daha ağır ve tedavide daha dirençli seyredebileceğinin göstergesidir. OKB erkek çocuklarda daha sık görülür, daha erken başlar, aile öyküsü daha sıktır ve diğer psikiyatrik bozukluklarla (duygudurum bozuklukları, tik bozukluğu vb.) birlikteliği erkek çocuklarda daha fazladır. Hastalığın başlangıcı genelde sinsidir ve işlevsellikte bozulma zamanla kendini gösterir.
Çocuklarda en sık görüler takıntılar: kirlenme ve bulaşma, kuşku, kötü bir şey olacağı düşüncesi, hastalık-ölüm düşünceleri, seksüel takıntılar, simetri ve düzen takıntıları, dini takıntılar, yasak ve saldırgan düşünceler, idrar-kaka kaçırma ile ilgili kaygılar ve kendine veya başkasına zarar verme korkusudur.
Çocuklarda en sık görülen zorlantılar ise: yıkama, kontrol etme, düzenleme-sıralama, sayma, dokunma, tekrarlama, biriktirme ve zihinsel zorlantılardır.
Çocuklarda tanı konurken erişkinlerden en önemli farkı, “kişi takıntı ve zorlantılarının mantıksız olduğunu bilir” tanı kriterinin çocuklarda aranmamasıdır. Ayrıca çocuklar zorlantılarının amaçlarını tam olarak da dile getiremeyebilirler. Bu nedenle tanı süreci karışabilir.
AİLELER EĞİTİLMELİ
Çocuğuna OKB tanısı konan aileler nasıl davranmalıdır?
Çocuğun tedavisine başlamadan önce ailenin hastalık hakkında eğitilmesi gereklidir. Bu durumun, bir hastalık olduğu, kendi haline bırakıldığında düzelmeyeceği, başka psikiyatrik bozuklukların da eklenebileceği, tedavisinin mümkün olduğu ancak tedavi sürecinin zor ve uzun olduğu anlatılmalıdır. Tedaviye başlamadan önce çocuk ve aile ile tedavi sözleşmesi uyumu artırmaktadır. Tedavi sırasında aileden kaynaklanabilecek güçlükler ortadan kaldırılmalıdır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: Eğer ailede benzer belirtileri olan bir birey varsa aile çocuktaki belirtileri normalize edebilir veya çocuk belirtilerine aileyi ortak etmiş ve işbirliği içine girmiş olabilirler. Bu durumun tam tersi de mümkündür; belirtiler nedeniyle çocuk ve aile arasında büyük çatışmalar oluşabilir ve bu durumun tedaviyi aksatabilir. OKB’li çocukların aileleriyle çalışırken bu konuların düzeltilmesi gereklidir.
OKUL HAYATLARINDA DİKKAT DAĞINIKLIĞI OLABİLİR
OKB tanılı çocuklar okulda ne gibi zorluklar yaşayabilirler?
OKB’nin doğası gereği belirtiler çok çeşitli olduğu için, çocukların da yaşayabilecekleri sorunlar da çok çeşitli olabilir. Örneğin temizlik takıntısı olan bir çocuk okulda toplu kullanılan tuvaletleri kullanmakta ve hatta sınıfa girip sıraya oturmakta bile zorlanabilir. Ayrıca el yıkama zorlantıları olan bir çocuk okuldaki vaktinin çoğunu lavaboda geçirebilir. Bu durumlar derse olan konsantrasyonlarını ve arkadaş ilişkilerini olumsuz etkileyecektir. Dışarıda yemek yemekte güçlük çeken çocuklar, okul ortamındaki yemekleri de yiyemeyebilir. Saldırgan düşünceler gibi zorlantıları olan çocuklar topluluk içine girmekten çekinecek ve arkadaşlarından uzak duracaklardır. Simetri takıntısı olan bir çocuk, takıntıları nedeniyle derse adapta olmakta güçlük çekebilir. Görüldüğü gibi hastalığın doğası nedeniyle çocukların okulda yaşayacakları sorunlar da çok fazla şekilde kendilerini gösterebilirler.
OKB’nin genetik yönü var mıdır?
OKB’de yapılan ikiz çalışmalarında; tek yumurta ikizlerinde, çift yumurta ikizlerine göre daha yüksek oranda eş zamanlılık saptanmıştır. İkiz çalışmalarından çıkarılan sonuç ise; OKB için genetik geçişin önemli olduğu ancak tek başına genetik geçişle ortaya çıkar demenin yanlış olacağı yönündedir. Aile çalışmalarında ise; OKB’li çocukların ailelerinde OKB görülme oranının, toplumda beklenenden daha fazla olduğu saptanmıştır. Ailesel geçiş, özellikle erken başlangıçlı OKB’de belirgindir. Ayrıca yapılan çalışmalarda OKB ile tik bozukluğu arasında da bir genetik ilişki saptanmıştır. Tik bozukluğu olan OKB’lilerin akrabalarındaki OKB oranı, tik bozukluğu olmayanların ailelerine göre daha yüksektir.
Çocuklarda OKB tedavisi nasıl yapılır?
Çocuklarda OKB tedavisi iki ayakta incelenebilir. Bunlardan ilki “Bilişsel Davranışçı Terapi”lerdir (BDT). BDT, takıntılarının farkında olan, OKB belirtilerinden rahatsız olan ve bunlardan kurtulmak isteyen çocuk ve ergenlerde iyi bir seçenektir. BDT’de kullanılan başlıca yöntemler; karşı karşıya bırakma (exposure) ve tepkiyi önleme (response prevention) teknikleridir. Tedavinin ikinci ayağı ise ilaç tedavisidir. İlaç tedavisinde en sık tercih edilen grup ilaçlar antidepresanlardır ve etkinlikleri kanıtlanmıştır. Ancak özellikle takıntılarla seyreden ve tedaviye dirençli olgularda tek başına antidepresan tedavisi yeterli olamayabilir. Bu tip olgularda başka grup ilaçlarla (örneğin antipsikotikler) güçlendirme tedavisi yapılması gerekebilir.
Sağlık
Anne babalar dikkat!
Küreselleşen dünyamızda günlük hayatımızda stresin etkisiyle de obsesif kompulsif bozukluk , çocuklarda sık görülmeye başlandı. Peki halk arasında “takıntı hastalığı” olarak bilinen obsesif kompulsif bozukluk nedir? Nasıl anlaşılır? Tedavi yöntemleri nelerdir?