Suriye’de DEAŞ’a katıldığı iddiasıyla “terör örgütü üyeliği” suçundan 6 yıl 3 ay hapse mahkum edilen Musa Göktaş’la ilgili Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen gerekçeli kararda, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün DEAŞ’la ilgili hazırladığı bilgi notu yer aldı. Eymen El Zevahiri liderliğindeki terör örgütü El Kaide ile karşılıklı ‘cihat’a giren DEAŞ’ın Irak ve Suriye topraklarının bir bölümünde hakimiyet kurduğu, Türkiye Cumhuriyeti’nin DEAŞ’ın bölgedeki temel hedeflerinden birisi olduğu bir gerçektir” denildi. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen gerekçeli karardaki, Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı’nın DEAŞ’ın terörle mücadele kapsamında bir terör örgütü olduğuna yönelik bilgi notu özetle şöyle:
PROPAGANDA: Örgütün eleman kazanma noktasında en fazla başarı gösterdiği alanların başında, geçmişte de örneklerine rastlanıldığı gibi yabancı terörist savaşçılardır (YTS). Çatışma bölgesine geçiş yapan YTS’lerin örgüte kazanımı kapsamında kullanılan en etkin yöntemlerden birisi, örgütün sosyal medya üzerinden profesyonel anlamda hazırlanan görüntü ve video klipler (dini faaliyetler, açıklamalar, infazlar, askeri görüntüler, operasyonlar...) ile yaptığı propagandadır. İnternet kullanımı konusunda daha önce örneği görülmemiş düzeyde etkinlik yakalayan örgüt, internet aracılığıyla takipçilerine (muhtemel YTS) ulaşmaktadır.
NETİCE VE KANAAT: DEAŞ’ın halen Irak ve Suriye topraklarının bir bölümünde hakimiyet kurduğu, kendi stratejileri doğrultusunda hedef belirleyerek ilerlemesini sürdürdüğü, bulunduğu alanlarda otoritesini sağlamlaştırdıktan sonra çevresinde bulunan diğer ülkeleri hedef alarak saldırılar gerçekleştirebileceği, bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti’nin, DEAŞ’ın bölgedeki temel hedeflerinden birisi olduğu bir gerçektir. Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz’ın ve diğer konsolosluk görevlilerinin de olduğu 49 kişinin (46’sı Türk) kaçırılarak rehin tutulması eylemi, uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde değerlendirildiğinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı yapılmış eylem niteliğinde olduğu, DEAŞ’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nun terör örgütü niteliği taşıdığıyla ilgili kararları da ele alındığında, dini istismar ederek, sözde dini kuralları esas alan devlet kurmaya yönelik ideolojik bir hedefinin olması, bu hedefe ulaşmada kullanabileceği birden çok silahlı ve örgütlü elemanın olması da gözönüne alındığında, takdiri adli makamlara bırakılmak üzere ‘Terörle Mücadele Kanunu kapsamında bir terör örgütü’ yapılanması olduğu değerlendirilmektedir.”