USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Yaşam

Asrın felaketinde 17 akrabasını kaybetti, deprem araştırmacısı oldu

17 Ağustos Gölcük Depremi’nde 17 akrabasını göçük altında kaybeden 37 yaşındaki Ahmet Yakut, başka insanlar da aynı acıyı yaşamasın diye deprem araştırmacısı oldu. Yaptığı araştırmalarla yaşanabilecek depremleri önceden tahmin eden Yakut, kendisini sosyal medyadan takip eden 250 bin takipçisine hiçbir karşılık beklemeden bilgi veriyor.

Asrın felaketinde 17 akrabasını kaybetti, deprem araştırmacısı oldu
16-08-2020 14:51
Google News

Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde yaşayan 27 yaşındaki deprem araştırmacısı Ahmet Yakut’un ‘asrın felaketi’ olarak bilinen 17 Ağustos Depreminde, Gölcük ilçesinde 17 akrabası göçük altında kalarak yaşamını yitirdi. 16 yaşında yakınlarını kaybetmenin, evinin yıkılmasının acısını yaşayan Ahmet Yakut, insanlar aynı acıyı yaşamasın diye hobi olarak deprem araştırmacılığına başladı. Jeofizik alanında çalışma yapan bir şirkette yıllar önce çalışan Yakut, iş yerindeki jeolog ve jeofizikçilerden öğrendiği bilgilerle evinde araştırmalar yapıp depremleri önceden tahmin etmek için çalışmalara başladı. Yıllardır evinde kurduğu sistemden ve deprem ile ilgili bilgi sağlayan internet sitelerinden elde etiği verilerle hesaplamalar yapan Yakut, birçok depremi önceden tahmin ediyor. Yakut, tahminlerini bir sosyal medya platformunda açtığı hesap üzerinden kendisini takip eden 250 bin kişi ile paylaşıyor. Daha önce birçok depremi önceden tahmin ederek vatandaşlara duyuran Yakut, gece gündüz yaptığı çalışmalar için hiçbir karşılık beklemiyor.

“Teyzemin 3 tane çocuğu gözlerimin önünde vefat etti”
17 Ağustos Depremi’nde yaşadıklarını anlatan Yakut, “16 Ağustos 1999 gününe kadar ben de sizler gibi, en azından diğer insanlar gibi depremi bilmeyen, depremin ne olduğunu anlamayan bir insandım. 19 Ağustosla karşılaşmak gerçekten büyük bir hüzün. İnsanı sarstığını ve bambaşka bir hayata sürüklediğini gördüm. Depremde 17 akrabamı kaybettim. Komşularımı, sevdiklerimi de kaybettim. O gece çok garip bir geceydi. Ben daha önce öyle bir gece görmemiştim. Yıldızların çok net görülmesi ve sürekli kayması çok garipti. Hatta o gece arkadaşlarla aramızda bir sohbet geçmişti, ‘Dilek tutalım’ demiştik. Gece ne olacağını bilmiyorduk ve öyle ayrılıp evlerimize gitmiştik. O gece çok kötüydü. Denizevler Mahallesi’nde yaşadık biz. Teyzemin 3 tane çocuğu gözlerimin önünde vefat etti. Enkaz sürecine girmek bile istemiyorum. Çok kötüydü. Depremden çıkıp, enkazı görmek çok kötü. Yaşamasanız bile o enkazın altında kalıyorsunuz. Ruhunuz, bedeniniz, düşünceleriniz çekiliyor, adeta bir betona dönüşüyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“Ben depremi iyi ya da kötü bir şekilde halk diliyle anlatmak için buna kendimi yönlendirdim”
İnsanların deprem acısını yaşamaması için araştırmalar yapmaya başladığını dile getiren Yakut, “Deprem araştırma işine, depremi yaşayan biri olarak istiyordum. Sürekli depremlerin nasıl olduğunu merak ediyordum. Depremi yaşadığınız için de böyle bir düşünceye giriyorsunuz. Allah nasip etti jeofizik alanında çalışma yapan bir şirkete işe girdim. Yaklaşık 4,5-5 sene orada çalıştım. Jeologlarla, jeofizikçilerle çalıştım, laboratuvarda koşuşturduk uzun bir süre. Ben sadece bir jeolog değilim, aynı zamanda elektrik teknisyeniyim. Orada jeologların yaptıkları zemin testlerini gördüm. Oradan merak saldım. Ben o gün 17 Ağustos Depremini yaşadığımda sonraki süreçte ne olacağı ile ilgili hep haber bekledim. Bir daha deprem olacak mı, ölecek miyiz gibi birçok soru vardı aklımda. Ben bunu iyi ya da kötü bir şekilde halk diliyle halka anlatmak için buraya kendimi yönlendirdim. Merakla başladı. Belki bir hobiydi benim için ama şu son 6 seneden iyi sonuçlar aldık” diye konuştu.

“Fotoğrafları bile yok, onlara ait hiçbir hatıra kalmadı"
Depremde hayatını kaybeden yakınlarından geriye hiçbir hatıra kalmadığını belirten Ahmet Yakut, bu durumun yıllardır kendisini derinden etkilendiğini kaydederek, “17 Ağustos’u yaşamadan önce benimde hayallerim vardı. Benim de umutlarım, bambaşka düşüncelerim vardı. 17 Ağustos bende çok şey değiştirdi. Sadece sevdiklerimizden geriye kalan bir mezar var. Fotoğrafları bile yok, onlara ait hiçbir hatıra kalmadı. Hepsi enkazın altına gömülmüş, tarumar olmuş bir şekilde” şeklinde konuştu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ