Yazar ve ressam olan Muammer Erkul, 6 Şubat günü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli gerçekleşen deprem felaketini ve sonrasında yaşananları unutmamak ve unutturmamak amacıyla sanata dökerek resimler ortaya çıkardı. Lise yıllarından bu yana dergicilik ile iç içe olan ve 2018 yılına kadar 5 yıl boyunca “Divanyolu” kültür, sanat, tarih, edebiyat ve yaşam dergisinin genel yayın yönetmenliğini yapan Muammer Erkul, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli gerçekleşen deprem felaketini ve sonrasında yaşananları unutmamak ve unutturmamak amacıyla resme döktü. Çizdiği eserleri ise sosyal medyada paylaştıktan sonra ücretsiz olarak dergilerin kullanımına sundu. “Bir gece uyandık, dünyanın gördüğü en büyük deprem ile karşılaştık”
Yaşanılan depremin büyüklüğüne dikkat çeken ve günlerce bu konuda neler yapması gerektiğini düşündüğünü dile getiren ressam Muammer Erkul, “Bir gece uyandık, dünyanın gördüğü en büyük deprem ile karşılaştık. Hepimiz şoka girmiştik ve insanlar ne yapacağını bilemez durumdaydı. Kimi ceketini gönderdi kimi Azerbaycan’dan yatak yorgan alıp onları Türkiye’ye ulaştırmaya çalıştı. Parası olan para gönderdi kıyafet gönderdi yiyecek içecek gönderdiler. Herkes bir şey yapmaya çalışıyor ben ne yapabilirim? diye düşünmeye başladım. Günler geçtikçe ben ne yapabilirim? noktasına geldim. Herkes elinden gelen her şeyi yapıyor, paralar vermek güzel ama bana yeterli gelmedi. ’Bu benim bir borcumdur’ dedim. Herkesin yapmadığı benim yapabileceğim ne olabilir? diye düşündüm. Orada unutulmaz manzaralar vardı depremde. Kedilerden köpeklerden tutun çocuklara kadar, kurtarılma hikayelerine kadar. Sayısız ve akla gelmeyen o ana kadar düşünülmeyecek şeyler yaşanmaya başlandı. Onların unutulmaması lazım diye düşündüm” dedi. “Bunun unutulmaması için ne yapmamız lazım dedim ve çizim yapmaya başladım”
Sözlerine devam eden ve yaşanılan bu hadisenin unutulmaması gerektiğini bunun içinde yaşananları çizerek resme döktüğünü belirten ressam Erkul, “Asrın felaketi olarak nitelendirilmiş bir hadise, deprem yaşıyoruz. Fakat zaman geçtikçe her insan gibi, her acı gibi bunu da unutacağız. Her zaman da böyle oluyor gerçekten. Bunun unutulmaması için ne yapmamız lazım dedim ve çizim yapmaya başladım. Bizden sonraki kuşakların da bunun ne olduğunu bilmesi manasında bu durumun sanat anlamında kayıtlara geçmesi gerektiğine inandım ve bazı denemeler yapmaya başladım. Çizdikçe iyi olduğunu düşündüm. Gören arkadaşlarla paylaştım çizdiklerimi. Onların da takdirleri olunca devamını getirdim. Bunları herkesin kullanabilmesi manasıyla dergici arkadaşlarla dergi gruplarında paylaştım. Kullanma isteyen arkadaşlar ücretsiz olarak kullanabilirler dedim. Çizimler yayılmaya başladı ben de her fırsatta bunları çizmeye devam ettim. Çizimleri dergi gruplarında paylaştıktan sonra kullanan arkadaşlar oldu epey dergi kullandı. Dergi konusunda ben hassasım çünkü lise yıllarından itibaren dergiciliğin içindeyim. Birçok dergide çalıştım. En son kendi dergim olan Divanyolu dergisini çıkarttım. Ayda yüz sayfa çıkıyordu. Bundan dolayı dergiciliğin ne kadar etkili olduğunu da biliyorum. Çünkü bugün Türkiye ve dünyayı yöneten insanlar yöneticiler ve iş adamlarının hemen hemen hepsi mutlaka okul kitaplarının yanında dergi de okumuş insanlar. Bundan dolayı dergicilik benim için önemli. Dergici arkadaşlar bunları kullanmaya başladıktan sonra bunların popülaritesi daha da artmaya başladı. Resimlerin tesiri de arttı ve yayıldı en azından” şeklinde konuştu.