Bu konuda mücadele için kanunlarını birbiriyle uyumlu hale getirme konusunda ilk kez mutabakata varan ülkelerin dışişleri bakanlarının imzaladığı anlaşmaya göre ayrıca şüpheli şahıslar hakkında 7/24 istihbarat paylaşımını sağlayacak bir ağ kurulacak.
Üye ülkelerin "terör amaçlı bir grup ya da derneğe katılmak", "terör eğitim almak" ve "yurt dışında terör amaçlı seyahat etmek" gibi eylemleri suç saymasını öngören anlaşmayla ilgili konuşan Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Brüksel'deki basın toplantısında, "Bir üye ülkenin polisi, bir şüpheli tutuklandığında diğer ülkenin polisiyle irtibata geçebilecek" dedi.
ÇAVUŞOĞLU: NEDENLERİ ORTADAN KALDIRMALIYIZ
Dönem Başkanı Belçika'nın ev sahipliğindeki Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise komitede kabul edilen Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesi'ne Ek Protokol'ün önemli bir adım olduğunu belirtti.
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, aşırılık ve radikalleşmeyle mücadelenin çok boyutlu yaklaşımla yapılması gerektiğini söyleyen ve bu kapsamda iki önemli ikazda bulunan Çavuşoğlu, "Öncelikle radikalleşmeyi doğuran nedenleri ortadan kaldırmalıyız. Bu kapsamda Avrupa Konseyi'nin toplumsal dışlanmayla mücadele programlarının uygulanması zaruri. İkincisi aşırılıkla mücadele ve temel hakların korunması arasında hassas bir denge tutturulması. Şiddeti benimseyen aşırılığı herhangi bir grupla ilişkilendirmek aşırı grupların elini güçlendirir" şeklinde konuştu.
Çavuşoğlu, "Fransa, Danimarka ve Makedonya'daki son terör saldırıları önemli bir uyandırma alarmıydı. Şiddet ve aşırılık kültürünün derinleşmesini hızla engellemek ehemmiyet arz ediyor" dedi.
1949 yılında kurulan Avrupa Konseyi, AB üyesi olmayan Türkiye ve Rusya gibi ülkeleri de bünyesinde barındırıyor.