Haber erişim engeli kararındaki boşluğa ilişkin açıklama yapan Avukat Alper Osman Genç, “Yayın İstanbul’da yapılmış, yayıncı kuruluş İstanbul’da, haberin konusu eylem de İstanbul’da ama kişi Anadolu’nun küçük ücra bir ilçesinde bulunan Sulh Ceza Hakimliğinden erişim engeli kararı alabiliyor.
Bu tür kararlarda insanlarda neden ve nasıl sorusunu akla getiriyor? Niye İstanbul’da çalışan bir avukat İstanbul’da bulunan Sulh Ceza Hakimliğinden değil de Anadolu’nun ücra bir köşesinde bulunan Sulh Ceza Hakimliğinden karar alıyor diye insanlarda şüphe oluşmasına neden oluyor” dedi. Genç, ayrıca mahkeme kararının haberin yapıldığı ildeki ceza hakimliğince alınması gerektiğini, yeni yasanın hazırlanması sürecinde buna dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Avukat Alper Osman Genç, kişinin veya kurumların hak ihlali gördüğü haberleri, Türkiye’nin başka vilayetlerindeki Sulh Ceza Hakimliğinden çıkardığı erişim engeli kararı üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Yaptığı açıklamalarda Avukat Genç, “Ülkemizde internet ortamında yapılan yayınları düzenleyen ve bu yayınlardaki suçlarla mücadeleyi düzenleyen bir kanun var; 5651 sayılı kanun. Meşhur bir kanun bu. Bu kanun çerçevesinde internet ortamında yapılan yayınlarda, kişilik hakları ihlal edilenler başvuru yaparak yayınların kaldırılmasını veya bu yayınlara erişim engeli getirilmesini talep edebiliyorlar. Bu başvuru Sulh Ceza Hakimliklerine yapılıyor. Sulh Ceza Hakimliklerine başvurup yapılıp, erişim engeli kararı alınıyor. Fakat uygulamada bir terslik var.
Mesela yayın İstanbul’da yapılmış, yayıncı kuruluş İstanbul’da, haberin konusu da İstanbul’da ama haberden rahatsız olan kişiler haberin yayından kaldırılması için Anadolu’nun küçük ücra bir ilçesinde bulunan Sulh Ceza Hakimliğinden erişim engeli kararı alabiliyor. Mesela Sivas’ın, Erzincan’ın bir ilçesinden, bu şekilde bir karar alınabiliyor. Bakıyorsunuz kararı alan avukat İstanbul’da mukim bir avukat, haber İstanbul’da hazırlanmış, yayını yapan kuruluş İstanbul’da olan bir şirket ama karar küçük bir ilçenin Sulh Ceza Hakimliğinden çıkmış. Bu zaten çok eleştirilen bir durumdu. Anayasa Mahkemesi bunu geçtiğimiz Ocak ayında gündemine aldı. Konuya ilişkin itirazlar vardı. 5651 sayılı kanunun Sulh Ceza Hakimliklerinden erişim engeli kararı alınmasını düzenleyen 9. maddeyi iptal etti. Bu iptal kararı 10 Ekim itibarıyla yürürlüğe girecek. 10 Ekim’e kadar halihazırdaki kanun devam ediyor. Fakat 10 Ekim’den sonra Meclis tarafından yeni bir düzenleme yapılması lazım. Bizim kanaatimiz yeni yapılacak düzenlemede belirttiğimiz hususun dikkate alınması gerekir” ifadelerini kullandı.
“‘İfade özgürlüğüne ölçüsüz bir müdahale teşkil etmektedir’”
Anayasa Mahkemesi tarafından haber erişim engeline yeni bir düzenleme getirildiği belirten Genç, “Sulh Ceza Hakimliği demek Türkiye’nin herhangi bir vilayetindeki Sulh Ceza Hakimliği olmaması lazım. Yayının yapıldığı yerdeki Sulh Ceza Hakimliğinden talep edilmesi lazım. Yayıncı kuruluşunun savunmasının alınması lazım. Zaten Anayasa Mahkemesi iptal gerekçesinde çok önemli bir hususa dikkat çekmiş. Bu madde; ‘İfade özgürlüğüne ölçüsüz bir müdahale teşkil etmektedir’ diyor. Yani kanunun 9. maddesi ifade özgürlüğüne ölçüsüz bir mücadele teşkil etmektedir. Gidilip herhangi bir Sulh Ceza Hakimliğinden hemen erişim engeli kararı alınması basın özgürlüğüne de bir müdahale. Anayasa Mahkemesi’nin dikkat çektiği husus bu. Dolayısıyla meclis tarafından yeni yapılacak düzenleme de boşluk doldurulurken, bu hususlara dikkat edilmesi lazım. Anayasa Mahkemesi bir düzenlemeyi iptal ettiği zaman kanun koyucuya süre verir. Bu 6 veya 9 ay olur. Bu süre zarfında aynı kanun maddesi uygulanmaya devam eder. Fakat o süre dolduktan sonra yeni bir düzenleme yapılması lazım. Hatta o süre dolmadan yapılıp boşluk oluşmadan sürekliliğin sağlanması lazım. İstanbul’da hazırlanmış bir haberle ilgili Erzincan’ın küçücük bir ilçesinin Sulh Ceza Hakimliğinden karar getirmek insanlarda farklı şüpheli düşünceler oluşmasına neden olmaktadır. Yeni düzenlemede bunun önüne geçmek, daha şeffaf olmasına hizmet edecek bir düzenleme yapılması lazım. Kanuna ve yargı yoluna, yargılama yapanlara güven duygusunun sarsılmasına neden olacak düzenlemelere neden olmamak lazım” şeklinde konuştu.