Kestane üretiminde Türkiye’de söz sahibi olan Aydın dağlarında üreticileri hasat telaşı sardı. Lezzeti ile cezbeden, kış aylarının vazgeçilmez ürünü kestanenin bahçeden sofralara zorlu yolculuğu bu yıl erken başladı. Geçen yıllara göre bu sezon oldukça yüksek olan rekolte üreticileri sevindirirken, toptan fiyatların ise geçtiğimiz yıllara göre daha düşük olacağı tahmin ediliyor.
Aydın’da, üreticileri yaklaşık bir ay sürecek kestane hasadı telaşı sardı. Geçtiğimiz yıllara göre bu yıl on gün önce başlayan kestane hasadında, işçilerin bahçelerdeki hummalı çalışması sürüyor. Sırıklarla ağaçlardan yere düşürülen kestaneler işçiler tarafından toplanarak, gömü denilen yerlerde 10-15 gün kaldıktan sonra, dış kabuğundan ayrılarak sofralara ulaştırılıyor.
Yurt içi, Orta Doğu ve İtalya pazarı olmak üzere dünyanın pek çok ülkesine ihraç edilen kestanedeki rekoltenin yüksekliği yüz güldürüyor. Geçtiğimiz yıl tarlada 130-160 lira bandında fiyatları gören kestanenin, bu yıl rekolte yüksekliğinden dolayı fiyatının geçen yıla oranla düşeceği tahmin ediliyor.
Erkeklerin çırpıcı ve taşıyıcı, kadınların ise toplayıcı olarak iş bölümü yaptığı kestane hasadında adeta zamanla yarışılıyor. Sabah erkenden işe başlayıp, akşam saatlerine kadar çalışan işçiler ise adeta el üstünde tutuluyor. Zahmetli ve yorucu iş olduğu için kestane hasat işinde çalışan işçilere tarla sahipleri tarafından her gün özel ve bol kalorili yemekler veriliyor. Yevmiyesi de diğer işlere göre daha pahalı olan kestane işçiliğinin bilen için kolay olduğunu belirten işçiler, sabah erkenden tarlaya gelip akşama kadar çalıştıklarını, işçilikte en zor şeyin yüksek ağaçlara çıkıp sırıkla kestane düşürmek olduğunu belirttiler. “Hasat erken başladı”
Geçen yıllara göre kestane hasadının on gün önce başladığını söyleyen kestane üreticisi Metin Yağcı, “Son dönemde az da olsa görülen yağışla birlikte ağaçlar kendini besledi, olgunluğunu tamamladı ve yıl hasat sezonu biraz erken geldi. Bu uğraş biraz zor bir iş, bakım isteyen bir iş. Kestane, hemen oluveren, sofraya hızlıca gelen bir ürün değil. Önce kestaneyi ağaçtan dökeriz, gömü dediğimiz yere dökeriz. Orada bekleme süresi var, 10 gün ile 20 gün arasında. Kabuğu nemli havada daha çabuk çürür. Daha sonra kabuğu soyulduktan sonra depolara gider ve boylama yapılır. Nereye gidecekse bir kilodan bir tona kadar ambalajlama işlemi yapılır. Kestane fabrikalarında işlenir ve ihracata gider” dedi. “İnsanı tok tutar”
Kestanenin tadının güzel bir ürün olduğunu ifade eden Yağcı, “İnsanı tok tutar, vitaminlidir, kalorisi fazladır. 4-5 tanesi doyurur. Ekmekten daha çok tok tutar ve insanı iyi besler” diye konuştu. “Savaş pazarı etkiledi”
Son zamanlarda İsrail’in bölgeyi savaşa sürüklemesinin ardından Orta Doğu’da kestane ihracatının sekteye uğradığını söyleyen Yağcı, “İsrail ile ilişkiler bozulunca Arabistan ağırlıklı işler olmadı. Lübnan, Suudi Arabistan, Suriye, Ürdün, Kuveyt gibi ülkelere çok ihraç yaptık. Sonra İtalyanlar bunu pazarladı ve kestane konusunda dünyaya hakim oldu. Türkiye İtalya’dan daha fazla üretiyor ama kestane pazarı İtalyanların eline geçti” açıklamasında bulundu. “Bu sene rekolte yüksek”
Yağcı, rekolte ve fiyat konusunda ise, “Bu sene rekolte daha fazla ama geçen seneki gibi boylama beklemiyoruz, daha küçük olacak. Geçen seneki fiyatlara ulaşmak bu sene mümkün değil. Geçen sene 160 liraya kadar kestane sattık ama bu fiyatları bulmamız zor” diye konuştu.