İzmir
Buca ilçesinde yaşayan 48 yaşındaki Ziya Solmuş'a askerlik yaptığı yıllarda kalıtsal böbrek yetmezliği teşhisi konuldu.
Yaklaşık 15 yıl diyaliz tedavisi gören Solmuş ile aynı hastanede diyaliz tedavisi gören 41 yaşındaki Nalan Özgün Solmuş, tanışarak 2014 yılında evlendi.
Nakil için uygun organ bekleyen Ziya Solmuş'a 2016 yılında, eşine de ertesi yıl, Prof. Dr. Erhan Tatar tarafından kadavradan böbrek nakli yapıldı.
Ziya Solmuş'un diyaliz tedavisi gören kuzeni Hakim Solmaz'ın da 2019 yılında aynı doktorun yaptığı nakille sağlığına kavuşmasının ardından ailedeki 4'üncü diyaliz hastası olan, Nalan Özgün Solmuş'un kuzeni Gülcan Koçer de 1 Ocak'ta operasyona alındı.
Koçer'e İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi'nde Prof. Dr. Erhan Tatar tarafından yine kadavradan böbrek nakli yapıldı.
Son 8 yılda kadavradan yapılan nakillerle sağlığına kavuşan aile üyeleri, akrabaları Koçer'i hastanede ziyaret ederek Prof. Dr. Tatar ile bir araya geldi.
Kadavradan bağış oranı daha düşük
Nakil ameliyatlarını yapan Prof. Dr. Erhan Tatar, AA muhabirine, kalıtsal böbrek hastalığı bulunan kişilerde, akrabalar arasında böbrek nakli yapma ihtimalinin azaldığını, bu hastaların mutlaka kadavradan uygun organın çıkmasını beklediklerini söyledi.
Ailenin nakil yapılan son üyesinin de taburcu edilmeye hazırlandığını anlatan Tatar, "Kadavradan nakil ülkemizde sınırlı. Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında oldukça düşük. Bu aile bu konuda şanslı. Kadavradan aynı aile içerisinde dört kişiye böbrek nakli yapılması büyük şans." dedi.
Türkiye'de daha çok canlıdan organ nakli yapıldığını, kadavradan nakil konusunda çoğu aileden onay alamadıklarını ifade eden Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son üç aydır 6 beyin ölümü gerçekleşti. Son ailemiz organ bağışı yaptı. Diğer 5 aileden maalesef organ bağışı onayı gelmedi. Eğer gelmiş olsaydı 40'a yakın organ, hastalarımız için bir şans olacaktı. Maalesef gerçekleştiremedik. Gülcan Hanım bu anlamda son acılı ailenin bağışıyla hayata döndü."
Gülcan Koçer ise akrabaları böbrek nakli olurken kendisinin de hasta olabileceğini düşünmediğini, böbrekleri işlevini yerine getirmeyince ne kadar hayati bir organ olduğunu anladığını belirterek, kadavradan uygun organ bulunabildiği için kendisini çok şanslı hissettiğini söyledi.
Koçer, bu süreçte daha önce nakil olan akrabalarının kendisine moral verdiğini, ailedeki diğer bireylerin de artık böbreklerine daha iyi bakma konusunda farkındalıklarının oluştuğunu dile getirdi.