İlk önce ortaokulu daha sonra ise liseyi dışarıdan bitiren Songül Eltiş, 2014 yılında oğlu Melih ile birlikte üniversite sınavlarına girdi. Anne, Hitit Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü birincilikle kazanırken, oğlu Melih Eltiş ise Makine Mühendisliği bölümünü kazandı. Melih Eltiş ile aynı üniversitede olmalarına rağmen farklı fakültelerde eğitim gören anne Eltiş, oğluna evde annelik üniversitede ise okul arkadaşlığı yapıyor. Ailesinin en küçük bireyi olduğunu ilkokulu bitirdikten sonrada ailesinin eğitim hayatına devam ettirmesine izin vermediğini dile getiren Songül Eltiş, bu yüzden günlerce ağladığını söyledi. Okumaya çok hevesli olmasına rağmen babasının inadının üstesinden gelemediğini anlatan Eltiş, “Bizim toplumda birazda ‘kız çocuklarının okumasına gerek yok evlendir gitsin’ anlayışı var ya beni okutmadılar” dedi.
"OKUMA İSTEĞİM DAHA DA ARTTI"
16 yaşında evlendirildiğini anlatan Eltiş, çocuk yaşta evlendirildiği için de o yaşlarda evliliğinde ne olduğunu, ne anlama geldiğini bilmediğini ifade etti. Evliliğinin ilk yıllarında çok zorlandığını belirten Eltiş, bir yıl sonra da çocuk yaşta anne olduğunu kaydetti.
Evlenmesine rağmen içindeki okuma azminin asla dinmediğini vurgulayan vurgulayan Eltiş, “Hala okuma isteğiyle yanıp tutuşuyordum. Çocuklarım biraz büyüyünce bende kendi kendime ‘ben hala eğitimime devam edebilirim’ dedim. O yıllarda da Hitit Üniversitesi’de kurulmuştu. Dışarından ortaokulu bitirmeye karar verdim. Ortaokuldan sonra açık liseyi bitirdim. Sonra üniversite sınavına girdim. Kazanınca çok mutlu oldum. İlk tercihim Edebiyat bölümüydü. Fen Edebiyat Fakültesi’ne de birincilikle girince buda beni iyice motive etti. Okuma isteğim daha da arttı. 43 yaşında üniversite kazanmak eğitim azmimi de ateşledi” ifadelerini kullandı.
Hitit Üniversitesi’nde olmaktan çok mutlu olduğunun altının çizen Eltiş, adeta bir aile ortamının bulunduğu üniversitede akademisyenlerinde çok kıymetli ve değerli olduklarını aynı zamanda öğrencilerin sorunlarıyla da yakından ilgilendiklerine vurguladı.
“4 YILDIR HAYATIMIN EN GÜZEL YILLARINI BURADA YAŞADIM DİYEBİLİRİM”
Üniversiteye başlamasıyla birlikte adeta çocukluk ve gençlik yıllarına geri döndüğünü anlatan Eltiş, “Çok mutluyum. Mutlu bir süreç. 4 yıldır hayatımın en güzel yıllarını burada yaşadım diyebilirim. Arkadaşlarımla diyalogum çok iyi. Çok güzel ve iyi bir ortamımız var. Birlikte gezip eğleniyoruz. Her türlü etkinliği birlikte yapabiliyoruz. Aramızdaki o yaş farkı ortadan kalktı. Her şeyimizi paylaşabiliyoruz. Kısacası Hitit Üniversitesi’nde ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde olmaktan çok mutluyum” dedi.
“HEDEFİM YÜKSEK LİSANS YAPMAK”
Hedefinin yüksek lisans yapmak olduğunun altını çizen Eltiş, “Bu yıl son sınıftayım. Yaklaşık 2 ay sonra okul bitecek. Arkadaşlarımdan okulumdan ayrılacağım için üzülüyorum. Bu sıraları çok özleyeceğimi düşünüyorum. Ama hedefimi sorarsanız galiba okuldan da ayrılamayacağım. ALES sınavlarında başarılı olursam yüksek lisans yapmayı düşünüyorum. Üniversitemizin de bu yıl Edebiyat bölümümüzün yüksek lisans programı açılıyor. Bu benimde büyük bir şans oldu tabi. Başka şehirde olsa evli olduğum için gidemezdim. İnşallah yüksek lisans yapmayı çok istiyorum” şeklinde açıklamalarda bulundu.
“Oğlumla okul arkadaşı olabiliriz ama annelik damarım tutuyor bazen”
Oğluyla aynı üniversitede okumanın çok farklı bir duygu olduğunu anlatan Anne Eltiş, “Bazen ben ders çalışırken o uyuyor çalışmıyor yada geziyor. Bir anne olarak tabi ki fırça atıyorum. Fırçalıyorum. Ama oğlumla arkadaş gibiyiz. Gençlerin içinde olmak beni de gençleştirdi. Bazen annelik damarım tutuyor. Oğlumla birlikte okula gelmek, birlikte sınava hazırlanmak müthiş bir duygu”
Toplumdaki kadın-erkek ayrımının ortadan kalkması gerektiğinin altını çizen Songül Eltiş, “Kız çocuğu okutulmaz, erkek çocuğu iş sahibi olmak zorundadır’ ayrımı ortadan kaldırılmalı. Kız çocuklarının okutulması daha da önemli. Bu konuya özen gösterilmeli. Kız çocukları evlendikleri zaman eşiyle sorunlar yaşayıp, şiddet görebiliyor. Onun için kız çocukları aileleri tarafından kendi ayakları üzerinde duracak hale getirilmeli” dedi.
Eltiş, üniversite eğitimiyle birlikte hayallerini gerçekleştirdiğini ve bundan dolayı da çok mutlu olduğunu belirtti.
“BABAM OKUTMADI AMA EŞİM OKUTTU”
43 yaşında üniversite öğrencisi olduktan sonra sınıf arkadaşları ve çevresinden gelen tepkilerle ilgili de açıklama da bulunan Eltiş, şunları kaydetti; “Sınıfa ilk geldiğimde arkadaşlarım önce alışamadı. Biraz yadırgadılar ama sonra aramızdaki yaş farkı ortadan kalktı. Beni de aralarına aldılar. Bende arkadaşlarından birisi oldum. Birlikte güzel vakitler geçiriyoruz. Birlikte ders çalışıyoruz. Çevremin tepkisine gelince komşularım ben okula gelip giderken gülüyorlar. Bu yaşta yeniden öğrencimi oldular. Sağolsun eşim sürekli destek oluyor. En büyük destekçim eşim. Babam okutmadı ancak eşim okuttu sağolsun. Benim genç arkadaşlarıma söylemek istediğim şu okumak, üniversite olmak meslek sahibi olmak için çok önemli. İnsan eğitimini alamayacağı yaşlara gelince okumanın kıymetini daha iyi anlıyor. Okumanın değerini eğitimini erken fark etsinler. Erken yaşta çalışmaya başlasınlar”
“ANNEMLE GURUR DUYUYORUM, ONUNLA AYNI ÜNİVERSİTEDE OKUMAK MÜTHİŞ BİR DUYGU”
Annesiyle birlikte aynı üniversitede okumanın müthiş bir duygu olduğunu ve annesiyle gurur duyduğunu dile getiren Melih Eltiş ise, “Ben ortaokula başladığımda annemde böyle bir heyecana kapıldı. Bende seninle okumak istiyorum dedi. Okumak içimde bir uhde kaldı dedi. Sonra beraber ortakokula başladık. Liseyi de beraber okuduk. Liseden sonra üniversite sınavına da beraber girdik. Üniversite sınavına gayet güzel hazırlandığımı düşündüğüm zamanlarda annem dışarıdan destek almadan, kendi çabalarıyla çalışarak sınava birlikte girdik. Sınav sonuçları açıklandı. Önce kendiminkine baktım sonra anneminkine bakınca güzel bir tabloyla karşılaştım. İlk sınavda 200 bin öğrenci arasındaydım. Annemde o sıralarda sanıyordum. Sonra sınav sonucuna bakınca 20 bin kişi arasında olduğunu gördüm.Aynı üniversitede beraber okumak farklı bir duygu. İnsanlar bize dışarıdan baktığında “anne-oğul aynı üniversite okuyorlar” dendiğinde “ya gerçekten mi” diye soruyorlar. Annen ne iş yapıyor diye sorduklarında öğrenci olduğunu belirtince nasıl öğrenci ya, öyle şey olur mu diye tepkiler geliyor. Ama beni yine her zamanki gibi müthiş gururlandırıyor. Mükemmel bir insan mükemmel bir anne olarak onunla gurur duyuyorum” şeklinde konuştu.
SINIF ARKADAŞLARININ GÖZÜNDEN SONGÜL ABLALARI
Eltiş’e eğitim hayatı boyunca Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emre Güler ile Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Meral Demiryürek’te azmiyle hem çevresinde hem de üniversitede öğrencilere örnek olan Eltiş’le yakından ilgileniyorlar. Eltiş’e üniversite yönetiminin yanı sıra sınıf arkadaşları da gıpta ile bakıyorlar. Bölüm öğrencileri bazen bir anne bazen bir abla gibi gördükleri Eltiş boş zamanlarında fakülte ders çalışmayı ihmal etmiyorlar.
Abla diye hitap ettiği Songül Eltiş’in büyük bir azme sahip olduğunu anlatan sınıf arkadaşı İsa Ünal, “Songül ablayla konuştuğumuzda yaş kavramını görmüyorum. Onunla sosyal anlamda olsun, kültürel anlamda olsun sohbetlerimizi yaparken bizi anlayabilecek kapasiteye inebiliyor. Ayrıca Songül ablanın evine de gittik. Güzel yemekler yapıyor. Tanıdığım için çok mutluyum” ifadelerini kullandı.
Eltiş’i çevresine örnek olarak gösterdiğini dile getiren Tuğçe Yalçın ise, “Derslere gösterdiği azmi örünce Songül ablaya hayranlığım arttı ve yanında olmaya çalıştım. Ailemde, evimde, çevremde hep onun azmini anlatırım. Biz sınavlara girerken veya çıkarken oflarız, puflarız. Ama Songül abla hep pozitiflik bir enerji vardır. Ondaki azim bizde olsa neler yaparız. Örnek alıyorum ve gıpta ile bakıyorum.
Songül ablalarının sınıflarının veli nimeti olduğunu kaydeden Şeyma Türkmen ise, “Sınavlardan çıktığımızda sanki o sınavları hazırlamış gibi gidip ilk önce ona soruyoruz. Abla şu soruya hangi cevabı verdin diye. Enerjisi çok yüksek. Giyimiyle, tarzıyla hepimize örnek. Gıpta ile bakıyoruz. Bize ayak uydurabiliyor. Sınıfça çok seviyoruz. İyi ki var”
(İHA)