MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.
Bahçeli'nin konuşmalarından satır başları:
Türk Milliyetçileri olmasaydı, devrilen bir imparatorluğun altından yeni bir devlet nasıl çıkardı? Bugün bol keseden sallayan siyasetçilerin buna bir cevabı var mıdır? MHP, Türkiye'nin lehine ve yararına olmadığını düşündüğü her konuda sonuna kadar direnmiştir. Bu direniş ve mücadele sonuna kadar bundan sonra da korunacaktır. Demokrasi dışı arayışlara heves edenler, dış güçlerden medet umanlar, alayınızı uyarıyorum. Girdiğiniz yolun sonu uçurumdur. MHP teslim alınmadan bu milleti parçalayamaz, yıkamaz, karanlığa çekemezsiniz. Yaparız diyen varsa hodri meydan. Vallahi buradayız.
İkaz ile hatırlatıyorum, Türkiye düşmanlarının dolduruşuna gelip maşalık yapanla, mahşeri vicdan karşısında hesap vereceklerini unutmasınlar.
CHP ile HDP arasındaki görüşme trafiği, sonrasındaki sisli ve bir o kadar da sinsi manzara gözümüzden kaçmamıştır. HDP heyetinin CHP yönetimiyle görüşmesinden hemen sonra, aşinası olduğumuz müşterek olduğumuz ortak basın toplantısı CHP'nin kurnazlığı nedeniye yapılamamış HDP kendi çalıp kendi oynamıştır. Anlaşıldığı kadarıyla CHP Başkanı siyasi koronadan dolayı sosyal mesafe koymuştur.
CHP ile HDP kimi kandıracaklarını zannediyorlar. Madem basının karşısına çıkmaya cesaretiniz yok, o zaman niye görüşüyorsunuz? Haydi korkuyorsunuz diyelim, o zaman neden yürek yemiş gibi konuşuyorsunuz. Birbirlerinin yanında dahi duramayanlara Türkiye emanet edilir mi? Arka kapıda buluşmayın, aile fotoğrafına girmekten kaçınmayın, çıkın sahneye de boyunuzu görelim, kaç kilo olduğunuzu öğrenelim.
CHP'nin HDP ile görüşmesi demek PKK ile görüşmesi demektir. CHP Genel Başkanı son günlerde paniğe kapılmış ve su kaynatmıştır. CHP'ye bakınca Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü görmemiz gerekirken, onun eserlerine ve emanetlerine düşman kesilmiş mihratların köşe başlarını nasıl da tuttuğunu endişeyle takip ediyoruz. CHP savruluyor, bu partinin küçük kuklası İP sallanıyor. CHP'nin HDP tarafından asimile edilmesi kaçınılmazdır. Tavsiyem CHP Yönetimi'nin Kandil'e değil, Anıtkabir'e bakmasıdır.
İzmir BB devlet içinde devlet değildir, devlet tektir, herkes bilsin ki bu devlet Türkiye Cumhuriyeti'dir. Eğer belediye dış finansman kullanacaksa bunun onay makamı Hazine ve Maliye Bakanlığı'dır. İzmir'de özerk bir yönetim kuruldu da bizim haberimiz mi yok? CHP'li belediye başkanları belediye işlerinden başka her şeye burnunu sokmaktadır.
Bu devran böyle gitmeyecek, bu kervan bu şekilde ilerlemeyecek.
BOĞAZİÇİ EYLEMLERİ
Biz öğrenciyi de biliriz teröristi de biliriz. Boğaziçi Üniversitesi'nde yasal ve meşru sınırlar çerçevesinde ataması yapılan rektöre itiraz edenler ana dinamiği, provokasyon merkezi, saldırı üssü marjinal örgütlerdir. Bir öğrencinin DHKP-C ile ne işi olur. İnsanlık düşmanlarının değirmenle su taşıması, militan açığını takviye etmesi akılla mantıkla insanlıkla izah edilebilir mi? "Rektör atanması yasal olabilir ama demokratik değildir" diyenler, kendi fikir ve düşüncenizden başka her türlü hazımsızlık ve tahammülsüzlük göstermeniz demokrasinin neresi ile bağdaşmaktadır. Kadıköy'de polis otolarını taşlamak, esnafa saldırmak, sivillere sataşmak ifade ve düşünce özgürlüğünün neresine sığmaktadır.
1 Şubat'taki olaylarda gözaltına alınan 108 kişiden 101'nin Boğaziçi Üniversitesi ile ilgsi ve ilişiği yoktur. Bu 101 kişinin 79'u DHKP-C ve TKP-ML örgüt üyesidir.
Evlatlarını üniversiteye gönderen muhterem analarımız çocuğunuz bu örgütlerin eline düşerse memnun olur musunuz? Kılıçdaoğlu, Türkiye'nin evlatlarını serbest bırakın diyor. Kendisine göre hava hoş. Muhterem analarımız, evlatlarınıza sahip çıkın. Öğrenci başka, terörist başkadır. Hain başka, kahraman başkadır. Bunların birbirlerine karıştırılması felakettir. Öğrencilerimizin endişelerine kulak vermek elbette görevimizdir. Fakat terör örgütleriyle irtibatlı olanlar öğrenci değil suçludur.
AKŞENER'E 'İKİNCİ CUMHURİYET' YANITI
Yeniden anayasa yazılmasını ikinci cumhurieyt olarak tercüme edenlerin ciddiye alınacak hiçbir yanları yoktur. Cumhuriyet nedir sorsanız iki cümle kuramayan siyasetçilerin işlemeye başlayan süreci hezeyanla perçelenmiş polemikleri hapsetme niyetleri siyasi hafifliğin sonucudur.
Sayın Cumhurbaşkanımızla yaptığımız konuşma verimli geçmiştir. Gelişmeler Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte yeni bir anayasa yazılmasının mecrubiyet olduğunu göstermektedir.