Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ve Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, “Türk Hukuk Sisteminde Aile, Çocuk ve Kadın” konulu sempozyuma katıldı. Burada konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ramazanoğlu, arabuluculuk sisteminin yaygınlaştırılmasının, boşanma süreci danışmanlığının daha etkin hale getirilmesinin aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklara çözüm olacağını düşündüğünü belirterek, “Bu süreçte çocukların mağduriyetlerinin önüne geçmek için velayetin kötüye kullanılmasının ve para karşılığı çocuğun evlatlık verilmesinin önlenmesi için yasal düzenleme yapılması, çocuğun üstün yararını gözeterek Bakanlığımızın müdahale etmesine imkan sağlayacaktır. Aile bütünlüğünün bozulması; göç, savaşlar ve günümüzdeki en yakıcı tarafı terör gibi sosyolojik olaylar sonucu en çok çocuklar mağduriyet yaşamaktadır. Çocuk mağduriyetlerinin önlenmesine yönelik ülkemizde güçlü bir hukuki altyapı oluşturulmasına karşın uygulamalarda karşılaşılan aksaklıklar ve değişen şartlar mevzuatların yeniden gözden geçirilmesini, güncellenmesini zorunlu kılmaktadır” dedi.
“KRAVAT TAKIP, HAKİMİN KARŞISINA GEÇİP, BOYNUNU BÜKÜP BU HALDE ÇIKAN BİR SUÇLUNUN CEZA İNDİRİMİ ALMASI BENİ İSYAN ETTİREN VE İÇİMİ YAKAN BİR HUSUSTUR”
Çocuk istismarı konusunda gündemdeki temel sorunun ‘iyi hal indirimi’ olduğunu vurgulayan Ramazanoğlu, şunları kaydetti:
“Birçok defa düzenlemeler yapılmasına rağmen çocuk ihmal ve istismar vakalarında iyi hal indirimi diye adlandırılan ceza indirimlerinin bir kez daha gözden geçirilmesidir. Bakanlık olarak he türlü şiddet ve istismara karşı kararlı mücadelemizi sürdürmekteyiz. Bir kadın, bir anne, bir bakan olarak kravat takıp, hakimin karşısına geçip, boynunu büküp bu halde çıkan bir suçlunun ceza indirimi alması beni isyan ettiren ve içimi yakan bir husustur. Çocuk istismarı konusunda cezalar en üst düzeyde uygulanmalıdır. Doğrudan Bakanlığım sorumluluğunda olan, kendi çocuklarımız ile birlikte tüm çocuklarımızın yaşadığı sorunlara hukuki çözüm üretmek, orada bulunan tüm katılımcıların ortak sorumluluğudur.”
“KANUNLARI DEĞİŞTİRMEK, TEK BAŞINA CEZALARI ARTTIRMAK TOPLUMDAKİ SUÇLARI ÖNLEMİŞ OLSAYDI İDAM CEZASI OLDUĞU GÜNLERDE TÜRKİYE’DE TERÖR BİTERDİ”
“Bireyselleşme yönündeki tartışmalar ve gelişmeler bana göre aile bakımından en önemli tehlikelerden, tehditlerden birini oluşturmaktadır” diyen Adalet Bakanı Bozdağ ise, “Bireyselleşmeyi, aileyi yok etmek veya ailenin içindeki sevgi, saygı bağlarını azaltmak, zayıflatmak olarak görmek, değerlendirmek yerine ailenin de kendi özelliklerini koruyarak ama yine de insanların özgür bireyler olmalarını temin edecek şekilde geliştirmek ve buna dair çalışmaları elbette çoğaltmamız lazım. Toplumda yaygınlaşan şiddet kadına karşı, çocuklara karşı suçların çoğalmasına baktığımızda, elbette bunun birçok sebebi olabilir ama bunların sebeplerinden bir tanesi de aile ocağının, ana babanın çocukları yetiştirme konusundaki verdikleri eğitimin zayıflamış olduğunu gözler önüne sermemiz ve o konuda da ciddi tedbirler almamız gerektiğini buradan özellikle ifade etmek isterim. Çünkü kanunları değiştirmek, tek başına cezaları arttırmak, suç işleyene en ağır cezayı vermek toplumdaki suçları önlemiş olsaydı idam cezası olduğu günlerde Türkiye’de terör biterdi. Suç işleyenler esasında ceza kanunu maddelerine bakıp, ‘Ben gece işlersem şu kadar, gündüz işlersem şu kadar, kapalı yerde işlersem bu kadar; çocuğa karşı, kadına karşı işlersem şu kadar ceza alırım’ hesabını yapıp ondan sonra çıkan matematiksel sonuca göre suç işlemiyor” ifadelerini kullandı.
“ADLİ VERİ BANKASI OLARAK NİTELENDİRDİĞİMİZ BİR VERİ BANKASI KURMA HAZIRLIĞIMIZ VAR”
Adli Veri Bankası olarak nitelendirilen bir veri bankası kuracaklarını açıklayan Bozdağ, “Cezaların çokluğu, infaz sisteminin niteliği elbette ki yeni suçların işlenmesi konusunda caydırıcı bir fonksiyona sahiptir ama bilmemiz gerekir ki tek başına bu iş yeterli değildir. Onun için suçların işlenmesini önleyici mekanizmaları bizim daha da çoğaltmamız lazım. Hukuk sistemimiz içinde de, uygulamalarımız içinde de bunu arttırmamız lazım. Koruyucu bir hukuk mekanizmamızın, önleyici bir hukuk mekanizmamızın olması, geliştirilmesi son derece önemlidir. Bu anlamda Adalet Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışmalar içerisinde belki bu önleyici hukuk anlayışına zemin teşkil edecek çok önemli bir çalışmayı yaptığımızı buradan belirtmek isterim. Adli Veri Bankası olarak nitelendirdiğimiz bir veri bankası kurma hazırlığımız var. Bunun diğer bir adı ‘Adli Google Sistemi.’ Vatandaşlarımız ilgili kişiler buradan Türkiye’ye dair adli bütün istatistikleri elde etme imkanı bulacaklar. Örneğin kadına karşı şiddet başlığını girdiğinde en çok hangi ilde işleniyor, en çok hangi ilçede, hangi belde veya hangi mahalle, hangi köy. Gece gündüz, mevsimler, eğitim durumu, bunların ne kadar konuyla ilgili soru aklınıza geliyorsa bu soruların tamamının cevabını burada görebilme imkanı var. Bu cevapları alan; Milli Eğitim Bakanlığı, Aile Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, başkaca ilgili kurumlar, kuruluşlar kendilerine plan ve program yaparken bunlardan istifade edecekler ve önleyici mekanizmaları oralara nasıl genişleteceklerini karara bağlayıp, uygulayacaklardır. Hem hukuk sistemimizin gelişmesi bakımından hem aksayan yönlerimizi görmemiz bakımından hem de Türkiye’de suç ve cezayla ilgili gerçek bir fotoğrafın ortaya çıkması bakımından hepimiz için son derce önemli ve yol gösterici bir çalışma olacağını buradan ifade etmek isterim. 1 Ocak 2017 itibariyle veri bankasını uygulamaya koyuyoruz. Tabi verilerin toplanması zaman alacaktır, o zamanı alması da önemli değil. Çünkü sağlıklı bir sistem yapıyoruz, bir sene sonra 2017’nin verilerini alabileceğiz, ondan sonraki her yıl da o veriler üzerinden sağlıklı çalışmalar, önleyici konularda ciddi adımlar atabilme imkanını elbette bulacağız” şeklinde konuştu.
(İHA)