Dünyada gıda fiyatları düşerken, Türkiye’de artmaya devam ediyor. Yaz aylarında sebze ve meyvenin en bol olduğu dönemde bile zamlar durmadı. Kış yaklaşırken şimdi de kışlık gıdalara zam gelmeye başladı. Halkın severek tükettiği kuru fasulye, nohut, yeşil mercimek ve kuru soğan daha tarladayken zamlandı. Tarla fiyatlarının üstüne aracı ve nakliye farkı bindikten sonra markete gelecek ürünler vatandaşın cebini yakacak.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) tarafından hazırlanan, gıda ürünlerine ait üretici, hal, pazar ve market fiyatları araştırmasına göre, eylül ayında üreticiden çıkış fiyatı geçen seneye göre, kuru fasulyede yüzde 33.7, kuru soğanda yüzde 21, nohutta yüzde 19.2 ve yeşil mercimekte yüzde 15.6 oranında arttı. Bu ürünler pazar ve markete gelinceye kadar aracı kârları ve nakliye bedellerinin de eklenmesiyle kat kat yükselecek.
‘Hasat miktarı etkiledi’
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, eylül ayındaki üretici fiyat artışlarıyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Hasat edilen ürün miktarındaki değişime bağlı olarak salatalık ve yeşil fasulye üretici fiyatlarında artış meydana geldi. Kuru fasulyede yeni sezon üretici fiyatı, geçen yıla göre yüzde 33.7 arttı. Kuru üzümde meydana gelen artış ise don nedeniyle rekoltede görülen düşüşten kaynaklandı. Yeni ürünün piyasaya girmesiyle birlikte kuru kayısı fiyatlarında düşüş meydana geldi. Limonda da hasadın başlamasıyla birlikte fiyatlarda düşüş oldu.”
‘Çiftçi bakliyata küstü’
Ulusal Bakliyat Konseyi Genel Sekreteri İsmail İnam, “Türkiye’de 1990’lı yıllarda 2 milyon 100 bin ton olan bakliyat üretimi 2014 yılında 900 bin tona geriledi. Destek kaldırılınca çiftçi bakliyata küstü, artık bakliyat ekmiyor. Daha kolay ve daha verimli olan ayçiçeği ve buğdayı ekiyor” dedi.
Eylül ayındaki kuru fasulye ve nohut fiyatlarının sezunun ilk fiyatları olduğunu ve zamanla oturacağını kaydeden İnam, rekolte konusunda şöyle konuştu:
“Rekolte tahmini ciddi sorunlardan biri. Tarım Bakanlığı’nın rekolte tahmini için kullanacağı uydu sistemi projesi vardı. Uydu verileri Çiftçi Kayıt Sistemi’yle karşılaştırılıp daha gerçekçi tahmin yapılabilecekti. Ancak 3-4 yıldan beri sistem kurulamadı. Dolayısıyla gerçekçi tahmin yapılamıyor. Bakanlığın, İl Tarım Müdürlükleri kanalıyla yaptığı tahminler de gerçekçi değil. Örneğin bu tahminlerde Mersin’de 36 bin ton nohut rekoltesi görünüyor. Mersin’de 30 yıldan beri nohut rekoltesi 5 bin tonun üzerine çıkmadı. Biz de Konsey olarak arazi gezerek tahmin yapmaya çalışıyoruz ama ne kadar arazi gezebiliriz ki?”
‘Yüzde 60 düştü’
Türkiye’de bakliyat üretiminin yüzde 60 düştüğünü vurgulayan İnam, şu bilgileri verdi:
“Türkiye 1990’lı yıllarda bakliyatta söz sahibiydi, şimdi ithalatçı konumuna geldi. Bakliyat işleme sanayinin yüzde 80-85’i Mersin’de kurulu. Bu fabrikalar işleme ve paketleme için ürün bekliyor. İç piyasada yeterli ürün yoksa fabrika ne yapacak, boş mu kalacak? Tabii ki ürün ithal edecek. Üretim yapılan alanlar hızla azalıyor. Biz bakliyat ekmesi için çiftçiyi ikna etmeye çalışıyoruz. Bunun için teşvik gerekli. Üretici 7 yıl teşviksiz kaldı. 2009’da yeniden başladı hatta 2014’te verilen teşvik yüzde 100 artırıldı ama çiftçi ekmiyor artık. Çiftçiye sertifikalı tohum desteği verilmesi lazım. Bunun için konsey olarak bakanlığa başvurduk.”
Tarlada 50 kuruş markette 2.5 lira
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üretici ile market market fiyatları arasındaki farkın eylül ayında da kapanmadığını belirterek, şunları söyledi:
“Üreticide 49 kuruş olan domates markette 2.5 liraya, 1 lira olan limon 4.5 liraya, 68 kuruş olan salatalık 2.5 liraya, 1 lira olan sivri biber 3 lira 26 kuruşa, 7 lira olan kuru incir 33 liraya satılıyor.”
Domatesin yüzü kızardı!
Şemsi Bayraktar, “Tarlada 49 kuruşa kadar inen domatesin markette 2 lira 31 kuruşa satılmasının izahı yok. Üretici de tüketici de kaybediyor” dedi. Bayraktar, şunları söyledi: “Tüketicimiz, markette, üretici fiyatlarına oranla, domateste 4.7, maydanoz ve limonda 4.3 kat, kuru kayısıda 3.9, salatalıkta 3.6 kat, sivri biberde 3.1 kat, elma, kabak, patlıcanda 3 kat, sütte 2.9 kat fazla para ödediğini bilsin. Bu fark kapatılmalı, üretici de kazanmalı, tüketici de makul fiyatlarla ürün alabilmeli.”