Kahramanmaraş merkezli yaşanan iki büyük depremin yıkıcı psikolojik etkilerine karşı Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde "afet polikliniği" hizmet veriyor.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Furkan Bahadır Alptekin, “İlk olay anından sonra belki ilk bir ay, belki kişilere göre daha uzun süreler, belli tepkiler aslında olağan. Zaman içerisinde kişinin hayatına devam ettirmesine engel olan şikayetler ortaya çıkarsa bu psikiyatrik, psikolojik bir desteği gerektirecektir. Bu anlamda bizim hastanemizde ilk günden itibaren afetzedelere hizmet vermek üzere bir afet polikliniği hizmete girdi” dedi. Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler 10 ilde büyük yıkımlara neden olurken 30 binin üzerinde can kaybı yaşanmıştı. Binlerce vatandaş yaralanırken uzmanlar, yıkıcı depremin insan psikolojisi üzerinde oluşturduğu etkilere yönelik açıklamalarda bulundu. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Furkan Bahadır Alptekin ve psikolog Çetin Daşlı, hastanede oluşturulan afet polikliniğinin vatandaşlara yönelik hizmet sunduğunu ifade ederken, sürecin etkilerine ilişkin uyarılarda bulundu. Hastanenin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları bloğunda sunulan hizmet çerçevesinde depremzedeler randevu almadan uzmanlar ile görüşebiliyor.
"Zorlayıcı olaylarla birlikte destek alma ihtiyacı hissedebilirler”
Depremin insanlar üzerindeki etkilerine yönelik değerlendirmelerde bulunan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Furkan Bahadır Alptekin, “Kötü bir afet yaşadık, bu ister bölgedeki insanlar olsun ister uzaktan olaylara şahit olan insanlar olsun hepimizi bir şekilde etkiledi. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarını kaybedenlere de sabır diliyorum. Tabi böyle zamanlarda psikolojik destek kısmını belki iki türlü düşünmek gerekebilir, bir; hali hazırda bir psikolojik destek alan, psikiyatrinin takibinde olan kişilerin bu yoğun stresle birlikte var olan şikayetleri daha artabilir, tetiklenebilir. Bir de daha önce hiç psikiyatrik destek alma ihtiyacı hissetmemiş kişiler bu yaşanan zorlayıcı olaylarla birlikte bir destek alma ihtiyacı hissedebilirler. İlk olay anından sonra belki ilk bir ay, belki kişilere göre daha uzun süreler, belli tepkiler ruhsal olarak verdiğimiz aslında olağan tepkiler. Olay anını tekrar tekrar yaşama, bazı durumlardan kaçınma, sanki her an tekrar deprem oluyormuş hissini yaşama, kapalı alanlara girmekten korkma, kaçınma gibi ya da bir yakınını kaybeden kişinin yoğun bir mutsuzluk, hayattan keyif alamama, hayatın amacını sorgulama gibi şeyler aslında böyle bir olaydan sonra yaşadığımız olağan ve yerinde tepkiler. Yani bir hastalık bir bozukluk belirtisi değil ancak süreç uzadıkça bu şikayetler geçmiyor, artıyor, kişinin olan hayatına dönmesine ve hayatını tekrar yaşamasına engel oluyorsa burada ekstra bir psikolojik, psikiyatrik bir destek alma ihtiyacı gündeme gelebilir” şeklinde konuştu.
“Afet polikliniklerinden hizmet alabilirler"
Depremzedelerde oluşan etkilerin geçmemesi durumunda profesyonel destek alınabileceğine yönelik konuşan Dr. Alptekin, “Zaman içerisinde de kişinin yine de başa çıkmakta çok zorlandığı ve olağan dışı sayabileceğimiz hayatına devam ettirmesine engel olan bazı şikayetler ortaya çıkarsa bu psikiyatrik, psikolojik bir desteği gerektirecektir. Bu anlamda bizim hastanemizde de ilk günden itibaren afetzedelere hizmet vermek üzere bir afet polikliniği hizmete girdi. Ayrıca bizim hastanemiz afet bölgesinden, göçük altından çıkan ya da başka türlü bir şekilde travmaya maruz kalmış kişilerin destek almak üzere getirildiği bir hastane. Bu servislerimizde, diğer servislerimizde yatan hastalarımızın da ihtiyaç halinde oluşturduğumuz psikososyal destek birimimizle beraber onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. İlk etapta yaptığımız şey; daha çok destek olmakla alakalı, kişinin acısını görmek. Onu anladığımızı iddia edemeyiz çünkü o acı kişinin yaşadığı biricik bir şey, kendine ait bir şey, o acıyı gördüğümüzü, onu önemsediğimizi ve ona yardımcı olmak istediğimizi gösteren bir tavır ve tutum içerisinde olmayı öneririz. Bazen yoğun strese karşı vücudun gösterdiği tepkiler aslında kendi devamını sağlamakla alakalı, gerçekten korkma sanki burada değilmişsin gibi, sinir krizi geçirmek gibi tepkiler ortaya çıkabilir. Eğer bu şekilde başa çıkmak da zorlandıkları tepkiler olursa ya da depremzedelerimizin yakınları bunun psikolojik, psikiyatrik koşuluyla bağlantılı olarak hayatıyla ilgili bir endişe hissederlerse ya da çok yoğun uykusuzluk ve diğer semptomların başa çıkmakta zorlanacak düzeyde olduğunu hissederlerse bizim başlamış olduğumuz ya da aslında sadece bizim hastanemizde değil tüm Türkiye’de açılmış olan bu afet polikliniklerinden hizmet alabilirler" ifadelerini kullandı.
“Eğer azalmazsa yeniden psikiyatriye başvurması gerektiğini iletiyoruz”
Sürece ilişkin bilgiler veren psikolog Çetin Daşlı, “Öncelikle hepimize çok geçmiş olsun, ülkecek bu acıyı bir şekilde beraber yaşıyoruz. Servislere gidiyoruz, servislerde kişilerle görüşüyoruz, bizim psikolojik ilk yardımda amacımız şu; olası travmatik stresten etkilenecek tepkileri azaltmak. Kişinin deprem travmasından yaşayacağı travmatik stresin düşmesini bekliyoruz ve genel işlevsellik düzeylerine ulaşmalarını bekliyoruz. Kişinin engelli olması, dezavantajlı olması, daha önceki psikiyatrik geçmişinin olması, utanç ve suçluluk gibi duyguları anlamaya çalışıyoruz. Öfke, suçluluk, tahammülsüzlük gibi tepkilerin son derece normal olduğu bu 1 aylık süreç içerisinde azalmasını beklediğimizi söylüyoruz. Eğer azalmazsa psikiyatriye başvurması gerektiğini iletiyoruz. Tabi ki bu süreçte hepimiz bir şekilde etkilendik. Kimimizin yakınları oldu orada kimimiz tanıklık ediyoruz” dedi.