Başbakan Ahmet Davutoğlu, katıldığı bir televizyon kanalında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu, "Çok faydalı bir görüşme oldu. 2,5 saate yakın sürmesi bazı konularda detaya girmek ihtiyacından hasıl oldu. Ben zihnimdeki konuları birer birer kendileriyle paylaştım. Ümit ederim bu anlayış devam eder" dedi.
"GÖRÜŞMEYİ ÖNEMLİ GÖRÜYORUM"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Meclis'te gerçekleştirdiği görüşmenin detayları hakkında konuşan Davutoğlu, "Biz siyasi rakibiz doğru. Ama hiçbir zaman demokrasilerde siyasi liderler birbirlerini hasım gibi görmemeliler. Gerektiğinde oturup konuşabilmeliler. Desteklemek gerektiğinde de birisi doğru söz söylediğinde 'Doğru söylüyor' demekten de çekinmemek gerekir. Bugünkü görüşmemizi sadece muhteva itibariyle değil yeni bir gelenek başlatması itibariyle önemli görüyorum. Bundan sonra her başbakan görev aldığında kendi perpektifinin önündeki 4 yılla ilgili muhalefet liderleriyle paylaşıp belli konularda iş birliği imkanlarını araştırması ülkenin menfaatinedir. Bazı işlerin çabuk görülmesini, bazı gerilimlerin giderilmesini sağlar. Bu görüşmeyi o bakımdan önemli görüyorum" diye konuştu.
"ZİHNİMDEKİ KONULARI BİRER BİRER KENDİLERİYLE PAYLAŞTIM"
Kılıçdaroğlu ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini dile getiren Davutoğlu, NTV canlı yayınında yaptığı açıklamada, ülkenin iyiliği için çalıştıklarını belirtti. Davutoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu'yla görüşmemiz gayet misafirperver ekibiyle sıcak bir ortamda cereyan etti. Tabi ki farklı görüşlerimiz var. Tabi ki ben sizin kanaatinize katılmıyorum, dediğimiz çok vesileler oldu. Ama nihayetinde hepimiz bu ülkenin iyiliği için çalışıyoruz. Çok faydalı bir görüşme oldu. 2,5 saate yakın sürmesi bazı konularda detaya girmek ihtiyacından hasıl oldu. Ben zihnimdeki konuları birer birer kendileriyle paylaştım. Başta da söyledim. Böyle bir geleneği başlatmak amacıyla bu girişimde bulundum diye. Ümit ederim bu anlayış devam eder. Muhtevada ve üslupta belli bir seviyeyi yakalamak toplumumuz açısından da ümit verici gelişme oldu" ifadelerini kullandı.
"FARKLILIKLARIMIZ VAR"
Farklı görüşlere sahip olduklarının da altını çizen Davutoğlu, "Mümkün olan en geniş mutabaktı sağlamak itibariyle bir ortak zemin olabileceği kanaatindeyim. Farklılıklarımız var. Mesele sadece Anayasa meselesi değildi. Anayasa bağlamında ele aldığımızda da kendisiyle de çok açık perspektifimi paylaştım. O da kendi perspektifini anlattı" dedi.
"KİŞİSELLEŞTİRMEYELİM"
Yeni Anayasa konusundaki görüşlerini açıklayan Davutoğlu, "Anayasa'nın ruhu önemli. Anayasa'nın iskeleti kurumlar arası ilişkiyi tanımlar. Ruhu ise insan-devlet ilişkisine nasıl bakıldığı ve insana nasıl bakıldığıyla tanımlanabilir. Bu anlamda ben öyle bir Anayasa yapalım ki bugünkü konjonktüre bağımlı olmasın, dedim. Yani kişiselleştirmeyelim. Sayın Cumhurbaşkanımız, siz, benim ya da başkaları üzerinden Allah ne kadar ömür verir bilemiyoruz ama 40 yıl sonra muhtemelen hiçbirimiz bu dünyada olmayacağız. O zaman dahi yaşayabilir bir Anayasa yapmamız lazım" açıklamasında bulundu.
"MUTABIK KALDIĞIMIZ HUSUSLARDAN BİRİ 12 EYLÜL DARBESİYLE GELEN ANAYASAL HUKUKUN TÜMÜYLE KALDIRILMASI"
12 Eylül Anayasası'nın değiştirilmesi konusunda mutabık kaldıklarını vurgulayan Davutoğlu, "Mutabık kaldığımız hususlardan birisi 12 Eylül darbesiyle gelen Anayasal ve yasal hukukun tümüyle kaldırılması ve ciddi bir darbeden arındırılmış, sivil bir siyasete geçiş. Bunlar Anayasa'dır, Siyasi Partiler Kanunu'dur, Seçim Kanunu'dur. Bütün bunlar çerçevesinde. Önemli olan esasta anlaşmak. Esas da şu, bu Anayasa değişmeli. Bizim kanaatimiz bir Anayasa revizyonu değil. Biz yeni bir Anayasa, bir Anayasa reformu istiyoruz. Bu anlaştığımız hususlardan biri. 12 Eylül Anayasa'sı kalkacak" diye konuştu.
"AZ, ÖZ, NET BİR ANAYASA"
Yeni Anayasa'nın ruhunu açıklayan Davutoğlu, "İkinci husus, 12 Eylül Anayasa'sı devleti esas alan, devleti tanımlamadan yukarıda bir yerde görüp vatandaşı devlete göre tanımlayan ve bu anlamda da vatandaştan harekeret bir Anayasa olmaktan daha çok özgürlükleri verdikten sonra kısıtlayan detaycı bir Anayasa. Öyle bir Anayasa yazalım ki insanı esas alsın. Temel hak ve hürriyetler konusunda hiçbir kısıtlamanın gelmediği az, öz, net bir Anayasa. Herhangi bir şekilde gücün tekelleşmediği, güçler ayrılığı prensibinin en iyi şekilde gerçekleştirildiği bir Anayasa. Yargıda da güç tekelleşmeyecek" ifadelerini kullandı.
"BUGÜNKÜ SİSTEM PARLAMENTER SİSTEM DEĞİL"
Yeni Anayasa üzerinden yönetim biçiminin tartışılması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Başkanlık sistemi bu ruhu hayata geçiriyorsa doğrudur. Parlamenter sistem bu ruhu hayata geçiriyorsa doğrudur. 200 yıllık parlamenter geçmişin uygulamalarına baktığımızda bizde aslında hiçbir zaman gerçek parlamenter uygulanmadı. Bugünkü sistem parlamenter sistem değil. Bizim teklifimize Kılıçdaroğlu'na açık bir şekilde söyledim. Bu şekilde evrildikten sonra doğru olanın başkanlığa geçmek olduğunu, başkanlık sistemini de bu ruha uygun şekilde tanımladığımızda iddia edildiği gibi diktatörlüğe ya da herhangi bir şekilde otoriter yapıya dönüşmeyeceğini; ama bu ruha sahip olmazsa parlamenter sistem de buna dönüşebilir"
"TABULARI KENARA BIRAKALIM"
Başbakan Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Tabuları kenara bırakalım. Nerede anlaştığımıza bakalım. O anlaştığımız zemin üzerinde hiçbir kısıtlama ve ön yargı olmaksızın Türkiye için hangi sistem doğruysa siz de teklifinizi koyun biz de koyalım ve tartışalım. 12 Eylül Anayasa'sıyla devam etmeyeceğiz diye anlaşmışsak herkesin kendi çözümünü ortaya koymamız lazım. Sonra da bunu tartışmamız lazım"
"ANAYASA HUKUKÇULARIYLA TEKRAR BÜTÜNÜYLE KENDİ İÇİNDE DEĞERLENDİRECEĞİZ"
Kılıçdaroğlu ile uzlaştıkları konuları sıralayan Davutoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu ile mutabık kaldığımız tabi Sayın Bahçeli ile de bunu görüşeceğiz. Anayasa Uzlaşma Komisyonu kaldığı yerden çalışmalarını süreli olarak 6 ay gibi 3 ay gibi anlaşacağımız bir sürede geri kalan çalışmayı sürdürsün. Ulaştığı sonuçları bize aktarsın. Bu çalışmayı yaparken biz başkanlık sistemiyle ilgili modelimizi gündeme getiririz. Anayasa hukukçularıyla tekrar bütünüyle kendi içinde değerlendireceğiz. Tekrar konuşacağız" dedi.
"BAŞKANLIK SİSTEMİNDEN RAHATSIZ OLUNAN NEYSE TARTIŞALIM"
Başkanlık sistemi üzerinde tartışılması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, "Başkanlık sisteminden CHP'nin ya da diğer partilerin rahatsız olduğu neyse bunu tartışalım. Şurada biz başkanlık sisteminin yanlış olduğunu düşünüyoruz, dedikleri yerde gerekiyorsa birlikte o yanlışı gidermek için çözüm yolu üzerinde düşünelim. Biz başkanlık sistemini doğru görürüz. Bunun eksikliklerini giderecek şeyleri diğer partilerden duymak isteriz. Onlar bir sistem getirirse onu tartışırız. Burada olmaması gereken şey şu. Konjonktürel bir tartışma yapmayalım. Bir önceki dönemde ne yaşanmışsa onun zıttını yapalım, doğruyu buluruz gibi" ifadelerini kullandı.
"12 EYLÜL'Ü RAFA KALDIRAN DARBE İZLERİNİ SİLEN BİR ANAYASA YAPALIM"
Başkanlık sisteminin kişiselleştirilmeden tartışılması gerekliliğinin altını çizen Davutoğlu, "Bizim tepkisel olmayan oturup soğukkanlı bir şekilde kişiselleştirmeden, hiçbirimiz baki değiliz. Bunu ben başbakanlık-cumhurbaşkanlığı ilişkisi olarak da telakki etmeyi çok büyük bir zillet olarak görürüm. Ülkem için doğru olan neyse onu yaparım. Bunu büyük bri vazife olarak da tarihe kayıt olarak geçecek bir vazife olarak da telakki ederim. Keşke biz 12 Eylül'ü rafa kaldıran darbe izlerini silen bir Anayasa yapalım. Bundan daha büyük bir paye olabilir mi bir devlet adamı için?" diye konuştu.
"HERKES TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYMALI"
Başbakan Davutoğlu, "Herkes taşın altına elini koymalı. Anayasa'yı muhalefetle uzlaşarak yapacağız. Yapamazsak toplumsal kesimlere görev düşüyor. Her bir toplum kesiminin bize ve muhalefete baskı yapıp 12 Eylül Anayasası'ndan bizi kurtarın demesi lazım. Bu toplumsal talep uyanırsa eminim herkes elinden geleni yapacak. Bu olacak. Değilse biz kendi teklifimizi ortaya koyar ve bu teklif için kamuoyu desteği bekleriz. Tek başımıza Meclis'ten geçirecek gücümüz yok" açıklamasında bulundu.
"ÖNCE TANSİYONU DÜŞÜRÜP DAHA SONRA OTURUP TARTIŞIP DOĞRU OLAN NEYSE YAPALIM"
Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Şöyle bir şey doğru değil. 'Başkanlık sistemi diktatörlüğe yol açar, başkanlık sistemi federal bir yapıyla ülkeyi böler'. Başkanlık sisteminin federalizmle doğrudan alakalı değil ki. Üniter devletlerde de başkanlık sistemi olabilir. Ön yargı olmadan yapalım. Latife olarak da 'Ben sizin yerinizde olsam başkanlığı tercih edebilirdim, çünkü nihayet yapılacak bir seçimde mutlaka AK Parti kazanacak değil. Herkes için aynı şey geçerli'. Herkesin adayı çıkacak. Önemli olan ön yargısız ve kişiselleştirmeden konuşabilmek. Hele hele tartışmayı Sayın Cumhurbaşkanımız üzerinden kesinlikle yapmamak. Bunu kendisine de ifade ettim. Cumhurbaşkanlığı makamı itibariyle bu doğru değil. Neyin iyi olduğunu tartışalım. Hepimiz elimizi taşın altına koyup önce tansiyonu düşürüp daha sonra oturup tartışıp en doğru olan neyse bunu yapalım"
"BAŞKANLIK KARARNAMESİ DENETİM DIŞI DEĞİLDİR"
Dünyadaki başkanlık modellerinin değerlendirilmesi gerektiğine değinen Davutoğlu, "Başkanlık kararnamesi denetim dışı değildir. ABD başta olmak üzere diğer ülkelerde nasıl uygulandığını beraber değerlendirebiliriz. Diyebiliriz ki burada başkanın şu yetkileri fazla veya şurada eksik var. Başkan bir kararname çıkarır. Yasama bunu beğenmezse onu ilga eden bir yasa çıkarabilir. Burada mutlak anlamda bir ferman gibi başkanın yasa çıkarması diye bir husus yok. Böyle denetimsiz bir güç kullanamaz. Burada önemli olan hiçbir gücün bütün erkleri elinde toplamaması. Bu anlamda başkanlık sistemi güçler ayrılığına daha uygun bir sistem. Doğru uygulandığında" dedi.
"KİMİN BAŞKAN OLACAĞINA MİLLET KARAR VERECEK"
Başkanlık isteminde başkanın kim olacağına halkın karar vereceğini ifade eden Davutoğlu, "Başkanlık sistemini savunan herkes Türkiye'de gücün biriktiği, tek elde toplandığı, otoriter bir yapıyı savunuyor, gibi bir ön yargı olduğu zaman konuşamaz hale geliyoruz. Hele hele kişiselleştiğinde sanki AK Parti'nin seçeceği bir başkan bugün için Sayın Cumhurbaşkanımız böyle bir güç kullanacak, bize hayat alanı kalmayacak gibi bir psikoloji varsa benim girişimim bu psikolojiyi önce yok etmek için. Gelin sizi rahatsız eden neyse onu konuşalım. Kimin başkan olacağına seçime gidilecek, millet karar verecek" diye konuştu.
"YENİ BİR ANAYASA YAPIM SÜRECİ BAŞLAMIŞ OLACAK"
Kılıçdaroğlu ile görüşmelerinde mutabık kaldıkları başlıkları aktaran Davutoğlu, "Pozitif ve somut adımlar şeklinde birkaç hususun altını çizdik. Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun çalışmaya başlaması, Anayasa'yla ilgili bir süreç devreye giriyor. Yeni bir Anayasa yapım süreci başlamış olacak. Buna CHP evet cevabı vermiş oldu. İkincisi içtüzükle ilgili. Bizim seri reformlar yapmamız lazım. İçtüzüğün gözden geçirilmesi konusunda da mutabakata vardık. İçtüzük Komisyonu'nun tekrar çalışması konusunda mutabakata vardık. AB uyum yasaları başta olmak üzere özellikle vize muafiyetiyle ilgili Sayın Kılıçdaroğlu destek vereceklerini ifade ettiler. Bu önemli bir adımdır. Bu konuda kendisine de teşekkür ettim. Bu konuda da mutabakat sağlandı" ifadelerini kullandı.
"ÇAY MESELESİ AYRI BİR BAHİS"
HDP ile Meclis'teki görüşme randevusunu iptal etme gerekçesine ilişkin konuşan Davutoğlu, "Kimseye karşı özel bir tavır, bariyer, ötekileştirme gibi bir tutumu hiç yapmadım. Randevu talep etmemden sonraki iki açıklama, açıklamanın biri şuydu. Eş başkanlardan yine 'Davutoğlu geldiğinde biz ona Cizre'nin, Sur'un hesabını soracağız'. Sanki ben hesap vermek için oraya gidiyorum veya onlar hesap sorma makamındalar. Bu samimiyetsizlik. Çay meselesi ayrı bir bahis. Daha biz gitmeden gündemi terörle operasyonları eleştiriye odaklayan bir üslup. Kusura bakmasınlar ben yetkiyi onlardan almadım. Ben size siz olduğunuz için gelmiyorum. Size oy veren seçmenlere saygım dolayısıyla geliyorum. Bizim saygımız size değil ki. Size oy veren seçmene olan saygım dolayısıyla görüşmeye geliyorum. Sanki onlar bizden hesap soracakmış gibi havaya girdiler. Bunu ben kabul etmem" dedi.
"HDP YOL AYRIMINDA"
HDP yöneticilerinin açıklamalarından dolayı randevusunu iptal ettiğini vurgulayan Davutoğlu, "Bunun üzerine bir de dediklerimizi yapmazsa kaçak çayımızı içer gider. Böyle ciddiyetsizlik mi olur? Ne samimiyet var ne ciddiyet var. Ne görüşeceğim ben onlarla? HDP yol ayrımında hala bunun farkında değiller. Şimdi öz yönetim ve özerklik konusunda birtakım kavramlar üretiyorlar. Türkiye Cumhuiyeti'nin sistemine Meclis dışında kimse karar veremez. Meclis'ten geçmeyen, halkın onaylamadığı hiçbir yönetim biçimi meşru olamaz. Bunları de facto hayata geçireceğim, ondan sonra da size şunu empoze edeceğim, tarzında bir yaklaşım zaten meşruiyet sınırının dışına çıkmak olur" açıklamasında bulundu.
"NİYE DEVLET HASTANESİNE 20 ROKET ATIYORLAR?"
Şırnak'ta devam eden operasyonlarda dedesiyle birlikte hayatını kaybeden 3 aylık Miray bebeğin ailesine taziye telefonu açtığını hatırlatan Davutoğlu, şöyle konuştu: "Tavırlarını değiştirsinler, samimi olsunlar. Türkiyeli olduklarını göstersinler. Dedesiyle Miray bebeği kim katletti? Miray bebeği de dedesini de katleden bunlar. Samimi olduklarını göstersinler. Miray bebeğin babasıyla konuştum. Biz size güveniyoruz. Devletimize sadığız, bu milletin parçasıyız dediler. Teşekkür ettiler. Niye devlet hastanesine 20 roket atıyorlar? Bu mu özyönetim, özerklik dedikleri şey? 20 roket atıyorlar ki orada bir facia olsun ve halk provoke edilsin"
"HİÇBİR FARKLI GÖRÜŞE BUNLARIN TAHAMMÜLÜ YOK"
İptal olan Meclis randevularının üzerine HDP tarafından tekrar randevu talep edilmesinin sorulması üzerine Davutoğlu, "Madem bir randevu talep edeceklerse önce bir ispat etsinler. Üsluplarını değiştirdiklerinden emin olmamız lazım. Bu ülkenin bütünüyle ilgili herhangi bir operasyonun parçası, aracı, piyonu olmayacaklarını da bilelim. Moskova'da bir türlü Washington'da başka türlü konuşup var olan bütün Türkiye karşıtı lobilerle temas edip Türkiye üzerinde operasyon yapmayı planlıyorlarsa ki öyle bir tavır içindeler o zaman konuşacak zemin olmaz. Önce olumlu bir açıklama görelim. Şiddetin ve terörün her türlüsüne karşıyız. Barikatlara, hendeklere karşıyız. Biz mücadelemizi siyaset içinde veririz, diyecekleri bir demokratik üsluba geldiklerinde, bunların demokrasi sadece kullandıkları bir araç kendilerince. İstiyorlar ki HDP ve PKK yanlıları dışında hiçbir hareket bu bölgede olmasın. Hiçbir farklı görüşe bunların tahammülü yok. Ne yaptıklarını bir görelim de ondan sonra bakılır" diye yanıt verdi.
"ADIM ADIM YÜRÜTÜLEN BİR MÜCADELEDE AMA BAŞARILI ŞEKİLDE YÜRÜYOR"
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonların ne zaman biteceği sorulan Davutoğlu, "Bu mücadelenin biraz zaman almasının arkasında demokratik hukuk devleti kuralları içinde bir mücadele yürüttüğümüz gerçeği var. Bütün sokakların tek tek temizlenmesi gerekiyor. Bu mücadeleyi sabırla en az zayiatla ve en etkin şekilde yürütmeye kararlıyız. Şu anda alınan neticeler de o anlamda başarılı neticelerdir. Önemli ölçüde temizliğin yapıldığını ve ilerlenildiğini söyleyebilirim. Adım adım yürütülen bir mücadelede ama başarılı şekilde yürüyor" açıklamasında bulundu.
"TERÖRE YAPTIĞI DESTEĞİ KESECEKLER"
Bazı HDP yöneticileri hakkında açılan 'özerklik' soruşturması hakkında görüşleri sorulan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir belediye eğer devletten aldıkları kaynakları birtakım terör örgütlerine aktarıyorsa bu demokratik hukuk devleti kurallarında yoktur. Onun için birtakım soruşturmalar yapılıyor. Bazı belediye başkanlarının açığa alınması ve gözaltına alınmasının sebebi de budur. Teröre yaptığı desteği kesecekler. Biz parti kapatılmasına karşıyız. Kişilerin tek tek işledikleri suçlar konusunda buna kayıtsız kalınamaz. Kişisel olarak yaptıkları eylemler hukuk açısından hesap sorulabilir eylemlerdir. Bunlar hukuki süreç içerisinde değerlendirilir. Ama parti kapatma gibi demokrasinin askıya alınması intibanı verecek uygulamalara sıcak bakmayız. Herkes hesap verme makamındadır"
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ÜST DÜZEY YETKİLİLERİYLE BİR YERDE BULUŞUYORSA BUNLARIN GEREĞİ YAPILIR"
Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu: "Bazı il binlarında eğer silahlar bulunuyorsa veya bazı milletvekilleri arabalarında dokunulmazlık zırhına sığınıp bazı silahları bir yerden diğer yerlere aktarıyorsa hukuki süreç içinde gereği yapılır. Terör örgütünün üst düzey yetkilileriyle bir yerde buluşuyorsa bunların gereği yapılır"
"BÜYÜKŞEHİR YASASIN AKSAYAN HUSUSLARI TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİRİZ"
Büyükşehir Yasası'nda değişiklik yapılacağı yönündeki haberler sorulan Davutoğlu, "Büyükşehir Yasası sadece terörle mücadele bağlamında değil uygulamasının üzerinden 2 yıl gibi bir süre geçtiği için yeniden değerlendirme ihtiyacı doğdu. Belli yerlerde eğer büyükşehir belediyesi bir partiden ilçe belediyesi bir başka partidense bir şekilde kaynakların eşit dağılmaması gibi bir durum doğabilen haller olabiliyor. Bu anlamda Büyükşehir Yasasın aksayan hususları tekrar gözden geçiririz. Ama bu salt bir bölgeye ait mesele olarak değerlendirilmez. Bütün Büyükşehir Yasası birlikte değerlendirilir" diye konuştu.
"KAMU DÜZENİNE HERKES SAYGI DUYACAK"
Bölgedeki toplum kesimleriyle görüşmelerinin devam ettiğini belirten Davutoğlu, "Kamu düzeninin olmadığı yerde hiçbir süreç işlemez. Kamu düzenine herkes saygı duyacak. Bölgedeki değişik toplum kesimleriyle irtibat noktasındaysa bunu devamlı yapıyoruz" dedi.
"BÖYLE BİR TEMAS SÖZ KONUSU DEĞİL"
Abdullah Öcalan'la hükümet kanadı olarak bir görüşme gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği sorulan Davutoğlu, "Çözüm süreci esnasında bizim doğrudan siyasiler olarak hiçbir temasımız olmadı. İstihbarat birimlerimizin herkesle teması olur. Öcalan'ın son mesajı geçen Mart ayında bir silahsızlanma konferansı tertip edilip oradan silahların bırakılması yönünde mesaj çıkmasıydı. Ne oldu? Dolmabahçe Mutabakatı da buna dayalıydı. Orada hedef olan silahsızlanmaydı. Arkadaşlarımız da onu görüştüler orada. Başka bir şey değil. Yoksa Türkiye'nin bölünmesi gibi bir mutabakat herhalde kimse düşünemez. Silahsızlanmaydı mesele. Ne oldu? Demirtaş yaptığı 2-3 açıklamayla berhava etti. Bu temaslar bir fayda getirmeyecekse niye yapılsın? Böyle bir temas söz konusu değil" ifadelerini kullandı.
"HDP SİYASİ PARTİ Mİ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN UZANTISI MI?"
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'la bazı HDP yöneticileri hakkında 'özerklik' açıklamalarından dolayı başlatılan soruşturmaya yönelik düşünceleri sorulan Davutoğlu, "Hukuki süreci göreceğiz. Yapılan suçlama ve eldeki verileri değerlendiririz. Kimse milletvekili zırhına sığınarak suç işleme hakkına sahip değil. Kendilerine bir an önce çekidüzen vermeleri lazım. Terörle bir an önce aralarına mesafe koymaları lazım. HDP karar verecek. Siyasi parti mi terör örgütünün uzantısı mı? Bu hukuki bir süreçtir" açıklamasında bulundu.
"HALKIMIZIN BİR KAYGI DUYMASINI İSTEMEM"
Ankara'nın Mamak İlçesi'nde polis ekiplerinin gerçekleştirdiği operasyonda yılbaşı için eylem hazırlığında olan 2 IŞİD mensubu canlı bombanın yakalanması sorulan Davutoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Takip edilen şahıslardı zaten. Aslında bu şekilde çok operasyon yapılıyor. Ama çoğu zaman halkta kaygı uyandırmasın diye gündeme getirilmiyor. Canlı bomba olarak eyleme hazırlanan 2 kişi yakalandı. Bundan sonra da bu tür çalışmaları devam ettireceğiz. Halkımızın bir kaygı duymasını istemem. Yılbaşında veya değişik günlerde şu veya bu meydanlara gitmek doğru değil gibi. Merak etmesinler bütün gücümüzle Türkiye'nin her yerinde elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz"