İşte Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından satır başları:
Terör yuvaları darmadağın edildi. Mücadele devam edecek. Türkiye'nin sınırlarının dışında da tehdit var olduğu müddetçe bu tehdit kimden gelirse gelisin Türkiye bunların hepsine gereken karşılığı verir. Önemli olan ülkemizin güvenliğidir.
Amerika ile DEAŞ'a karşı mücadelede tavrımız çok açık ve net. Nasıl işbirliği yapacağımız her seviyede kendilerine aktarılımıştır. Bu şartlar altında karar ABD'nin kararı olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı, ABD'nin yeni Başkan'ı Trump ile görüşme yapacak ve ona göre hareket edilecek. Dolayısıyla şu an varsayımlarla kanaat oluşturmak yanlış olur. Yanlılş olmayan tek şey Türkiye'ye içerde ve dışarda zarar verecek kim varsa gereğinin yapılacağıdır.
Millete gittik. Kararı millet verdi. Yönetim kararını mahkemelerde şikayetle düzeltmek demokrasinin bir yolu değildir ama tabii ki itiraz hakkını herkes kullanma durumundadır buna diyecek bir şeyimiz yoktur. Ama millet sözünü söylemiştir. %51.4 vatandaşımız evet demiştir. Evet sonucu böylece tecelli etmiştir. Bu meselenin milletin iradesine, kararına rıza göstermemek demokrasiye gerektiği kadar inanmamak anlamına gelir. Çözümü başka yerlerde aramak anlamına gelir. Milletin zamanını daha fazla israf etmenin manası yok. YSK yapılan her seçimle ilgili itirazları karara bağlar ve mesele biter. YSK'nın verdiği karar kesindir. Yargı yolu yoktur. İstedikleri yere gidebilirler. Neticede milletin kararının üzerine hiçbir mahkeme karar veremez.
Yenilen pehlivan güreşe doymaz. Böyle bir yol benimsiyorlar, demokratik bir yol değil. Milletin kararını içselleştirmemek anlamına gelir. Ana muhalefet partisine yakışmıyor. Bu günlerde ana muhalefet partisinde her kes ayrı bir telden çalıyor.