Başbakan Yıldırım, Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme ve Destekleme Programına (EYDEP) katıldı. Burada bir konuşma yapan Yıldırım, “Savunma Sanayi, bölgemizde yaşanan olaylara baktığımızda gittikçe daha önemli hale geliyor. Bunu; terörle mücadelede, Fırat Kalkanı Harekatında, Zeytin Dalı Harekatında gördük. Bunu yakın tarihimizde ilk olarak Kıbrıs Barış Harekatında gördük. Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatından sonra savunma sanayinde ciddi şekilde yeterliliğimizin, yetkinliğimizin olmadığını gördü. 2002 yılına kadar savunma sanayi alanında tabi ki çalışmalar oldu ancak zamanı etkin kullanan çalışma pek yapılamadı. 2002 de AK Parti iktidarı savunma sanayine özel bir önem verdi. Biriken projeleri hayata geçirmeye başladı. Aynı zamanda yerlilik oranını arttırdı. Şimdi yüzde 65’in üzerinde. Savunma sanayinde bizim dünya ekseninde şirketlerimiz var. Geçmişten gelen bir altyapımız var ama bu altyapıyı değişen teknolojik gelişmelere, dünya şartlarına göre uyumlu hale getirmek bu dönüşümü gerçekleştirmek şu anda bu şirketlerin kaderini, geleceğini belirleyecek. Şimdi önümüzde yeni bir dönem var. Bu dönem sanayi 4.0 ve sanal gerçeklik. Daha fazla insan faktörünün devreden çaktığı, bilişimin, teknolojinin, yazılımın; alın teri yerine akıl terinin daha fazla kullanılacağı bir döneme giriyoruz. Sanayi 4.0’ı eğer bundan sonraki süreçte bizim üretim alanımıza hızlı bir şekilde uygularsak bu konuda elde ettiğimiz katma değeri en az 2 kat arttırma imkanımız var. Aynı şekilde bilişim teknolojilerini daha fazla kullanırsak, ürünümüzün küresel anlamdaki albenisi, rekabeti çok daha önemli hale gelecek” ifadelerini kullandı.
Dünyada yüz büyük şirket içerisinde Türkiye’nin 3 savunma sanayi şirketinin ön plana çıktığını kaydeden Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Burada bir ekosisteme ihtiyacı var. Bu projenin amacı ekosistemi tamamlamaktır. Savunma sanayine bakıyoruz, önümüzde 60 milyar dolarlık bir iş hacmimiz var. 600’den fazla proje var. 10 yıl içerisinde bu projeler gerçekleşecek. Bunların 12-13 milyarlık kısmı sözleşmeye bağlanmış durumda. NATO ve diğer ülkelerle geliştirdiğimiz yeni nesil uçak projeleri ortak yapılıyor. Orada da Türkiye hem ortak hem de tedarikçi konumunda. 2023’e kadar ciddi miktarda hava filomuzu yenilemeyi düşünüyoruz. Önümüzde bolca proje var. Bu projeleri yaparken yetkinliğe sahip firmaları oluşturmamız gerekiyor. Yani savunma sanayi ekosistemini oluşturmamız gerekiyor. Sadece Savunma sanayinin kamuya ait firmalarıyla bu işi yapamayız. Bu artık eski model. Yeni model herkesin işin içine dahil olması. Belirli uzmanlıkların görev taksimi yapılarak belirli firmalara verilmesi. Savunma Sanayinde önümüzde böyle bir fırsat var ve mutlaka kendi kendimize yeterli hale gelmeliyiz. Yani yerli ve milli aklı, fikri, yazılımları kendimize ait olmalı. Teknolojisini alıp kullandığımız değil, sahip olduğumuz bir altyapı. Bunu yapamazsak savunma sanayide biz bağımsız hale geldik diyemeyiz. Bu yönde attığımız olumlu adımlar var.”
“Afrin harekatının kaderini değiştiren SİHA ve İHA’lardır” diyerek konuşmasını sürdüren Yıldırım, “Orada bir üstünlük oluşturdu. Karşı tarafa verilen mühimmatlar, silahlar bizim bu mukayeseli üstünlüğümüzün altında kaldı. Türkiye’nin amacı hiçbir ülkeyi işgal etmek değil. Saldırgan bir politikamız yok. Dostlukları arttırma, düşmanlıkları azaltma politikamız var. Elinde imkan ve kabiliyetlerinin olduğunu bilirse, hasımlık yapmaya kimse cesaret edemez. Caydırıcı kabiliyeti mutlaka Türkiye’nin geliştirmesi gerekir. Caydırıcı kabiliyetimizi de geliştirirsek bölgesel krizlerin, sorunların üstesinden daha kolay geliriz. Özellikle küçük ve orta ölçekli firmaların tespiti, bunların desteklenmesi, yönlendirilmesi ve belirli konularda uzmanlaşmalarının sağlanması olmazsa olmaz. Savunma Sanayii Müsteşarlığının başlattığı bu proje tam bu amaca hizmet ediyor. Buradaki ayrılan kaynak miktarını çok düşük gördüm. 50 milyon lira bir şey değil. Bu kaynağın mutlaka çok daha fazla arttırılması gerekir” açıklamasını yaptı.
Zeytin Dalı Harekatı’nın başarıyla tamamlandığını sözlerine ekleyen Başbakan Yıldırım, terör unsurlarının tuzakladığı El Yapımı Patlayıcı’nın (EYP) infilak etmesi sonucu 3 askerin şehit olduğunu açıkladı. Bölgede çalışmaların devam ettiğini söyleyen Yıldırım, “Hayatı normale döndürecek; sağlığıyla, eğitimiyle, sosyal hayatıyla, ticaret hayatıyla insanların oraya dönüp hayatlarını sürdürebilmesi için altyapıyı oluşturuyoruz. Tehdit neredeyse biz oradayız. İster içerde ister dışarıda terör örgütü Türkiye’nin hedefidir. Milli güvenlik meselesidir. Vatandaşın can ve mal güvenliğinin yüzde yüz sağlanması gerekiyor. Bu terör unsurlarının bir daha ortaya çıkmamak üzere tamamen yok edilinceye kadar bu mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız. Bu konuda da hiç kimsenin icazetine ihtiyacımız yok. Dostlarımız bizi düşünüyorsa gölge etmesinler. Terör örgütleriyle iş tutmasınlar, onlara silah vermesinler. Stratejik ortak olduklarını, dost olduklarını Türkiye’ye göstersinler” dedi.
(İHA)