Bazı Türk sivil toplum kuruluşlarınca Frankfurt’taki otelde düzenlenen panelde konuşan Başbuğ, ordunun bir ülke için çok önemli olduğunu söyledi. Başbuğ şöyle konuştu.
"Görevimiz esnasında 'Güçlü ordu, güçlü Türkiye' demiştik, hatırlarsınız bu sloganı. Yok efendim, 'Önce ordu söylenmiş' dediler?Tamam kardeşim, ters çeviririz. Zaten biri olmadan öbürü olmaz. Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) yönelik bazı medya ve siyasi grupların tavrını biliyorsunuz ama bugüne geldiğimizde güçlü bir orduya ne kadar ihtiyacımız olduğunun farkına varıyoruz."
400 ŞEHİT VERDİ HANIMEFENDİ...
Konuşması esnasında salondaki bir dinleyicinin "Şimdi ordu mu var paşam?" sözlerine tepki gösteren Başbuğ, şunları dile getirdi:
"Hem de öyle bir ordu var ki o ordu 400 tane şehit verdi hanımefendi, siz neden bahsediyorsunuz? Yapmayın, ben geçtiğimiz günlerde Gülhane Hastanesine gittim. Orada Diyarbakır Sur’da çenesinden yaralanmış bir teğmeni ziyaret ettim. Bana odasına girerken 'Konuşamıyor, zorlanıyor, kanaması oluyor' dediler. Odasına girdik, teğmen bir şeyler anlatmaya çalıştı ve zorlanarak, 'Komutanım, şu anda Sur’da görev yapan arkadaşlarımı yalnız bıraktığım için üzülüyorum.' dedi.
Böyle bir orduya sahip olduğu için Türk milleti oturup kalksın, dua etsin. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir ordu bulmazsınız."
SURİYE POLİTİKASI YANLIŞ
Başbuğ, dış politikanın milli menfaatlere dayanması gerektiğine dikkati çekerek, Türkiye'deki terör eylemlerinin sonlandırılmasının, Suriye ve Irak'taki gelişmelere bağlı olduğunu anlattı.
Başbuğ, "2015 yılının temmuz ayından bu yana Türkiye, şiddetli bir terör sarmalının içine girdi. Elbette bunun arkasında birden fazla neden var ama bence ana neden, Irak ve Suriye’deki gelişmelerdir. Irak ve Suriye'de olan gelişmeler kritik bir noktada ve nereye gittiği belli değil. Nasıl sonuçlanacağı da belli değil." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin, Suriye meselesinde İran, Rusya ve merkezi hükümetle hareket etmesi halinde Suriye'de etkili olabileceğini belirten Başbuğ, Türkiye’nin Suriye politikasının yanlış olduğunu ve revize edilmesi gerektiğini savundu.
DÜNYA AÇISINDAN BİR DRAM
İlker Başbuğ, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını cevapladı.
Anayasa'ya göre genelkurmay başkanının TSK'nın komutanı olduğunu anlatan Başbuğ, "TSK’nın komutanlığını yapan bir kişi olarak emekli de olsam bir sorumluluğum var. Ben kendimi siyaset üstü görüyorum. Hiçbir zaman beni kimse siyasi konulara çekmez. Bu, uygun bir şey değil. Geçtiğimiz dönemlerde siyasi teklifler de aldım ama o tekliflere de olumlu bakmadım." ifadelerini kullandı.
Mülteci sorununa da değinen Başbuğ, "Mülteci sorunu, dünya açısından bir dram. Allahhiçbir ülkeyi, hiçbir ülkenin insanını Suriye'deki insanların yaşadığı duruma düşürmesin. Bu konu Türkiye açısından çok ciddi bir sorun." görüşünü paylaştı.
Avrupa'nın da mülteciler konusunda iyi bir sınav vermediğine dikkati çeken Başbuğ, "Hatta Türkiye ile Avrupa Birliği arasında yapılan anlaşma da sorunlu bir durum olarak gözüküyor ama tüm bunların yanında Suriyeli insanların yaşadığı dramda da dünyanın ciddi şekilde hatası var. Bu olayların oluşumunda bütün ülkelerin belirli boyutta payının olduğunu kabul edebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
Başbuğ, terör sorununun devletin terörle, güvenlik güçlerinin de teröristle mücadelesiyle çözülebileceğini vurguladı.
2010 yılı itibarıyla terör örgütüne en fazla katılımın İstanbul'dan gerçekleştiğini savunan Başbuğ, devletin, politikalarıyla terör örgütüne katılımların önüne geçmesi gerektiğini sözlerine ekledi.