İktidarın Başkanlık Sistemi getirme telaşına düştüğü ve teröre, savaşa, Türkiye’nin içinde bulunduğu tüm sorunlara rağmen önceliğini bu yönde bir Anayasa yapmaya verdiği şu günlerde Başkanlık Sisteminin doğru olmadığını, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteminin olması gerektiğini her yerde vurguladıklarını söyleyen Karabıyık, bu konuda mücadelelerinin süreceğinin altını çizdi.
Konuyu farklı açılardan da değerlendiren Karabıyık, her şekilde ülkemiz için iyi olmayacağını ifade ettiği başkanlık sistemini, aynı zamanda hem sivil hem de siyasi muhalefetin zor yapıldığı, hukukun üstünlüğünün değil üstünlerin hukukunun ön planda olduğu ve kapsayıcı kurumlarında sıkıntılı olduğu bir rejim şekli olarak tanımladı. CHP’li vekil, “Başkanlık Sisteminin ekonomi açısından da bir iyileşme sağlamayacağı gibi zaten sorunlu olan ekonomik aktivite, gelir dağılımı, büyüme oranı dış ticaret ve ödemeler dengesini de olumsuz etkileyeceği aşikârdır” açıklamasında bulundu.
BAŞKANLIK SİSTEMİ EKONOMİYİ DAHA KÖTÜYE GÖTÜRÜR!
Bir ülkenin parlamenter sistem veya başkanlık rejimi ile yönetilmesinin ekonomi ile ilgisi var mıdır? Ekonomiyi nasıl etkiler? gibi sorulara yanıt veren Lale Karabıyık, konunun ekonomik boyutunun da oldukça önemli olduğunu kaydetti. Karabıyık ayrıca konuyla ilgili İngiliz York Üniversite’nden Prof. Dr. Gülçin Özkan ve İktisat Profesörü Richard Manus’un yaptığı, 119 ülkenin ele alındığı ve söz konusu ülkelerin 1950-2015 arası ekonomik verilerin incelendiği çalışma sonuçlarından örnekler verdi. CHP’nin ekonomist vekillerinden Karabıyık, “Çıkan sonuç çok net ortada; başkanlıkla yönetilen ülkeler, parlamenter sisteme kıyasla yönetilen ülkelere göre ekonomik açıdan oldukça kötü. Büyüme oranları başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerde daha düş&uu ml;k, enflasyon oranları daha yüksek.” şeklinde konuştu.
İki sistem gelir dağılımı açısından değerlendirildiğinde de çok büyük farklar var olduğunu açıklayan Karabıyık, başkanlık sisteminde gelirlerin daha düşük ve gelir dağılımının adaletli olmadığının altını çizdi ve ekledi: “Söz konusu fark az değil. Başkanlık sistemi, özellikle parlamenter sistem ile yönetilen ülkelere kıyasla yaklaşık yüzde 20 daha bozuk bir geliri sergiliyor. İşte bu nedenle, başkanlık sitemini tüm olumsuzluklarıyla birlikte tartışırken, milli menfaatlerimize, dokumuza tarihimize uyumlu mu bu da değerlendirilmeli. Siyasi istikrar ve ekonomi üzerindeki etkilerini de tartışmak gerekli.”
YATIRIMCI GÖZÜYLE TÜRKİYE’DE RAHATSIZ EDİCİ DURUMLAR VAR
Doların Türkiye’de çok farklı yükseldiği ve başka ülkelerin paralarının dolara karşı değer kaybetmesiyle, TL’nin değer kaybı arasında önemli farklar olduğunu da ifade eden Karabıyık, Türkiye’nin dolar karşısında değer kaybetme hızının diğer ülkelere göre daha yüksek, yaklaşık iki katı olduğunu söyledi.
CHP’li vekil ayrıca, “Dolar Türkiye’ye kâr elde etmek için yabancıların yatırımlarıyla geliyordu ve Türkiye de yabancıların söz konusu tasarruflarını kullanarak cari açığını dengeliyor yani yamalıyor ya da daha açık bir ifade ile günü kurtarıyordu. Dolar Türkiye’ye doğrudan yani kalıcı yatırımlardan ziyade dolaylı, kısa vadeli yani borsaya, faize geliyor, kazanıp çıkıp gidiyor. Uzun vadeli gelmesi için istikrar görmesi, güven duyması ve kâr ihtimali görmesi lazım. Son dönemde yatırımcı daha az geliyor, mevcut yatırımcıları da çekiyor. Bu durumda da Türkiye’de dolar azalıyor ve değeri artıyor. Neden artık yatırımcı gelmeyi tercih etmiyor dersek cevabı şu; Türkiye’de yatırımcının gözüyle rahatsız edici durumlar var ” açıklamalarıyla, dolardaki artışın nedenle rini masaya yatırdı.
VATANDAŞI UYUTMAYA DEVAM MI? AKP İKTİDARINDA 14 YIL VE İŞTE KRAL ÇIPLAK!
Darbe girişiminin etkilerinin sürüdüğü, OHAL’in kötüye kullanıldığı, ülkenin borçları, cari açığı ve tasarruf eksiği olduğu bir süreçten geçildiğini hatırlatan Karabıyık, “Ülkede gerilim yüksek, terör var, AB ile sorunlar var, dış ülkeler ile sorunlar var. Kaldı ki bu kadar sorunu çözmek için önce yönetenlerin sorunu görmezden gelmemesi, kabul ederek çözüm üretmesi gerekir. Ancak Cumhurbaşkanı da Başbakan da önemli bir sorun yok diyorlar. Özellikle Başbakan’ın bütçe konuşması ağızları bir karış açıkta bıraktı. Türkiye’de ekonomik sorun yok, elle gelen düğün bayram demişti. Eğer sorun yoksa Ekonomi Koordinasyon Kurulu neden bu kadar sık toplanıyor? Kimi kandırıyorlar? Vatandaşı uyutmaya devam mı? O pembe tablo tasviri tüm ger çekleriyle ortaya çıktı, 14 yıl ve işte Kral çıplak. Şimdi de iktidar FETÖ'den teröre, ekonomiden biten hukuk sistemine kadar hem suçlu hem güçlü. Düzeltmek şöyle dursun, ülkeyi yeni bir maceraya ve başkanlık sistemi ambalajına paketlenmiş tek adam rejime götürme telaşındalar.” sözleriyle iktidara sert eleştirilerde bulundu.
CHP’li vekil açıklamasını şöyle tamamladı: “İhracatın yüzde 70 ini yaptığı ABD ve AB ile, neredeyse ithalatının büyük bir çoğunluğunu yaptığı Rusya ve Çin de bir tarafta, altına dönme sözleri bile var ama altının karşılığında da dolar hesabı olduğu unutulmamalı. Şangay ile ekonomi ne kadar gider? İşte tüm bu sorunlar bir tarafa iktidar için tek eksik var o da başkanlık sistemi. Bu sorunlar bir tarafta beklerken, iktidarın başkanlık telaşına düşerek, “Cumhurbaşkanı Başkan olmak istiyor, yapalım o zaman önceliği” esas dışarıya da içeriye de güven vermeyen en önemli unsur. Sonuç olarak, ekonomik açıdan da değerlendirildiğinde, Başkanlık sistemini iktidarın bir mucize ilaç olarak sunması ve bu konuda vatandaşı aldatması bir tarafa, diğer taraftan iktisadi kalkınmanın ö ;zünde özgürlükler ve özgür bir ekonomik sistem olduğunu da unutmayalım. Yine saydamlık, katılımcılık, yöneticilerin hesap verebilmesi bunların hepsi önemli.”