Antalya Yat Limanı’nın yaklaşık 400 metre açığındaki 2. Dünya Savaşı’ndan kalma mühimmat yüklü ticari gemi batığı, dalgıçlar tarafından adeta yağmalandı. Dalış meraklılarının çıkarken yanlarında ’hatıra’ amacıyla bir eşya aldığını aktaran Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu, "Saint Didier’a her dalış yapan hatıra amacıyla gemiden bir obje aldığı zaman gemide bir müddet sonra bir şey kalmayacak. Gemi bir nevi soyuluyor" dedi.
MÜHİMMAT GEMİSİ
Antalya açıklarında birkaç tane batık olduğunu aktaran Doç.Dr. Gökoğlu, "Kaleiçi açığında ’Saint Didier’ batığımız var. Bu batık dalış turizmi için çok önemlidir. Dalış turizminde malesef kurallarına uyulmuyor. Geçenlerde Karayipler’de bir batık bulundu. 500 yıllık olduğu tahmin ediliyor. Bu batığın içindeki hazine çıkarılmaya çalışılıyor. Kayıp bir İspanyol batığı olduğu tespit edildi. Bizde ise malesef yağma ediliyor. Saint Didier’deki mermiler, silahların kabzaları, dipçikleri bulunduğu yerden sökülüyor. Dalış yapan turistlere göstermek için bir babanın üzerinde sergileniyor" diye konuştu.
"HATIRA AMACIYLA GÖTÜRÜLÜYOR"
Batıktaki hiçbir eserin orijinalliğinin bozulmaması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Gökoğlu, "Dalış yapanlar eserleri hatıra amacıyla da alıyor. Her geçen gün gemi ağır ağır soyuluyor. Üstündeki kalıntılar azalıyor. Hatıra amacıyla bilinçsizce de yapılıyor. Antalya ve çevresindeki antik kalıntıları da bulunduğu yerde sökülüyor. Her antik kalıntı yerinde şahittir, belgedir" dedi.
"DÜNYANIN SAYILI BATIĞI"
Saint Didier batığının İkinci Dünya Savaşı’nı gösteren en önemli batıklardan olduğunu aktaran Doç.Dr. Gökoğlu, "Batığın hala üzerinde 3 adet cip, cephaneler var. Hala bütünlüğünü koruyor. 100 metre büyüklüğünde bir gemi. Babaya bağlı olan şamandıra zinciri sürekli gemiyi hırpalıyor. Bu şamandırayı gemiden ayırmamız gerekiyor. O zincir zımpara gibi gemiyi her geçen gün parçalıyor. Ayrıca bu gemi balıklar için önemli bir resif alanı ve dünyanın sayılı batakları arasında yer alıyor" şeklinde konuştu.
"GEMİ BİR NEVİ SOYULUYOR"
Yetkililerin batıkla ilgili gereken tedbirleri almasını isteyen Doç. Dr. Gökoğlu, "Her şey bulunduğu yerde güzeldir. Batığın orjinalliğiyle korunması gerekir. Dalışın kaidesi şudur; hiçbir cisme objeye dokunmazsınız. Deniz dibiyle temas edilmez. Saint Didier’a her dalış yapan hatıra amacıyla gemiden bir obje aldığı zaman gemide bir müddet sonra bir şey kalmayacaktır. Gemi bir nevi soyuluyor. Bu nedenle diğer dalışçılara gösterilecek bir şey kalmayacak. Buna dikkat edecekler de dalış turizmi yaptıranlardır. Dikkat edilirse kimse gidip oradan bir parça alamaz, orijinalliğini bozamaz" ifadelerini kaydetti.
SAİNT DİDİER BATIĞININ HİKAYESİ
Batığın hikayesi 2. Dünya Savaşı’na dayanır. Almanlarla işbirliği yapan Fransız Hükümeti, Suriye’ye girip Lübnan’a doğru ilerleyen İngilizlere karşı, bölgedeki birliklerine asker ve mühimmat desteği göndermek ister. Savaşta tarafsız kalan Türkiye kendi topraklarından mühimmatın ve askerlerin geçişine izin vermez. Alman işgalindeki Selanik Limanı’na getirilen mühimmat, Qued Yquem ve Saint Didier adlı ticari gemiye yüklenir. Qued Yquem gemisi, 4 Temmuz 1941 tarihinde Kumluca ilçesine bağlı Adrasan açıklarında Kıbrıs’tan kalkan İngiliz savaş uçağı tarafından batırılır. Kıç tarafına Türk Bayrağı çeken Saint Didier ise, Antalya Limanı’na sığınır. Limanın 400 metre açığında demirleyen gemi, aynı gün saat 16.00 sıralarında 2 İngiliz uçağının hedefi olur. Uçaklardan birinin attığı torpil gemiyi ıskalar ve iskele Mescidi ile gümrük binası arasındaki bölgeye düşer. Patlamanın şiddetiyle yat limanında 10-15 metre yüksekliğinde dalga oluşur. İkinci uçağın attığı torpil ise geminin arka kısmına isabet eder. Su almaya başlayan gemi gecenin ilerleyen saatlerinde sulara gömülür. Savaş gemisi batarken, 5 asker yaşamını yitirir. 15’i yaralı 275 asker ise balıkçıların da yardımıyla kurtulur. 1946 ve 1974 yılları arasında yapılan çalışmalarda geminin içindeki yükün büyük bir bölümü çıkarılmıştır. Ancak geminin üzerinde hala 3 jip, silahlar ve askeri mühimmat bulunmakta.