CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, beraberindekilerle birlikte Tahir Elçi’nin evine geldi. Yaklaşık 40 dakika içeride kalan Baykal, çıkışta basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Baykal, Tahir Elçi’nin hayatını kaybetmesinin, değerli bir hukukçunun, Diyarbakırlı bir aydının kaybı olmanın ötesinde bir anlam ve önem taşıdığını söyledi. Baykal, "Tahir Elçi, hukuka demokrasinin temel ilkelerine inançla sahip çıkan, şiddeti, terörü silahı siyasetin dışında tutmak gerektiğini düşünen ve bu anlayışıyla tutarlı bir çizgiyi yıllarca sürdürmüş bir insan. Bu ölümü bölgede sık sık rastlanan silahlı saldırılardan herhangi birisi diye değerlendirmek mümkün değil. Hepimizin bu konuyu gündemde tutmasının bir görev olduğu kanısındayım, bu duyguyla bu ziyareti yapıyorum. Bunu düşünelim bunu sorgulayalım. Birbirimizi anlamaya çalışalım şiddetsiz, terörsüz, silahsız bir siyaset ortamının artık kaçınılmaz olduğunu bu vesile ile bir kez daha değerlendirelim istiyorum" dedi.
"ŞİDDETİN, TERÖRÜN ARTIK DAĞ BAŞINDAN MAHALLEYE İNDİĞİ BİR ORTAMDAYIZ"
Yaşanan olayın niteliği hakkında bir hüküm vermenin, eldeki bilgilerle mümkün olmadığını ifade eden Baykal, şunları söyledi:
"Benim bu konuda herhangi bir kanaat söylemem de mümkün değil. Ama bir şey biliyorum, Tahir Elçi silahlı bir saldırı sonucunda katledilmiştir. Bu planlı mıdır, kim planlamıştır, hangi amaçla bu yapılmıştır, Tahir Elçi’nin şiddetten hoşlanmayışı hangi tarafı rahatsız etti de bu oldu ya da onun duruşundan rahatsız olan birileri mi onu tasfiye etmeye yöneldi yoksa bütün bunların dışında oradaki çatışma ortamının şartları içinde mi ortaya çıktı bunları bilmek mümkün değil. Bunları hepimiz öğrenmek istiyoruz."
Sur’da yaşanan çatışmaları da değerlendiren Baykal, şöyle dedi:
"Çok üzüntü verici bir manzara yaşıyoruz. Biz burada düşüncelerimizi ifade ederken biraz ötede zaman zaman çatışmaların yaşandığı bir tablo var. Bir an önce bundan kurtulmak zorundayız. Bu tablo 90’lı yıllardan beri zaman zaman ortaya çıkıyordu. Ama şimdi daha farklı bir durum var, şiddetin, terörün artık dağ başından mahalleye indiği bir ortamdayız."
Baykal, daha sonra Diyarbakır Barosu’nu ziyaret etmek üzere Tahir Elçi’nin evinden ayrıldı.
Tahir Elçi, 28 Kasım 2015’te, Dört Ayaklı Minare’nin sütunlarından ikisinin tahrip edilmesinin ardından bölgede basın açıklamasında bulunmuş, açıklama sırasında çıkan çatışmada başından aldığı kurşunla hayatını kaybetmişti.