Komsic, Bosna Hersek ve Türkiye ilişkilerini, Bosna Hersek'in Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik sürecini ve gündemlerindeki konuları AA muhabirine değerlendirdi.
Türkiye'nin oldukça önemli bir ülke olduğuna dikkati çeken Komsic, "Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan'ın yönetiminde önemli ölçüde büyüyen bir ülke. Bunu da ancak kötü niyetli olanlar durdurabilir. Türkiye'nin kilit bir jeopolitik oyuncu haline geldiği çıplak gözle görünür bir gerçek." dedi.
Komsic, Türkiye'nin jeopolitik bir güç haline de geldiğini vurgulayarak, "Bizim için değerli olan Türkiye'nin dostluğu. Bunu daha çok geliştirmeliyiz. Türkiye, zararına olsa bile Bosna Hersek'in bazı somut adımlarını destekliyor. Bosna Hersek'te herkesin dostça karşıladığı yabancı bir ülkenin olması inanılmaz. Siyasi görüşü ne olursa olsun her yetkili 'Türkiye kardeş ülkedir.' diyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye ile ilişkilerimizi geliştirmeli ve güçlendirmeliyiz"
Bosna Hersek'te her kesimin Türkiye ile işbirliğine açık olduğunu belirten Komsic, "Türkiye ile ilişkilerimizi geliştirmeli ve güçlendirmeliyiz. Yönetimde olacağım 3 yıl boyunca Türkiye ile ilişkilerin daha da güçlenmesi için çalışacağımı temin ederim." görüşünü aktardı.
Komsic, Türkiye'nin, siyasi anlamda her zaman Bosna Hersek'in yanında olduğunu ifade ederek, "NATO üyeliği söz konusu olduğunda da Türkiye, en büyük destekçimiz. Ne zaman yardım isterseniz, her zaman orada. Önümüzdeki dönemde özellikle savunma ve özel sektör alanlarında işbirliğimizin güçlenmesini çok isterim zira, Türkiye bu alanlarda oldukça ileride." diye konuştu.
"Brüksel, Bosna Hersek ile katılım müzakerelerine sıcak bakmıyor"
Bosna Hersek'in, Mart 2024'e kadar belirli koşulları yerine getirmesi durumunda AB ile katılım müzakerelerine başlamak için yeşil ışık aldığını anımsatan Komsic, "Katılım müzakerelerine tam olarak ne zaman başlanır, bunu kimse bilmiyor. Brüksel'dekiler bile öngöremiyor." dedi.
Brüksel'in de Bosna Hersek ile katılım müzakerelerine başlamaya sıcak bakmadığını savunan Komsic, "Avrupa, bazı sorunlarını kendi içinde halletmek istiyor ve şu anda Batı Balkanlar'ı kabul edebilecek durumda değil. Avrupa'nın kendi iç meseleleri var. AB üye ülkeleri, birbirleriyle olan ilişkileri değiştirmedikçe Bosna Hersek ve Batı Balkanlar'ın bekleme listesinde kalacağı kanaatindeyim." yorumunu yaptı.
Komsic, ABD'nin Bosna Hersek'teki etkisini, "ABD gibi güçlü bir ülkenin dostluğunu kaybetmeyi riske edecek durumda değiliz ancak bir şeyleri yanlış yaptıklarında bunu söyleyebilecek cesaretimiz olmalı. ABD'nin, Bosna Hersek'te Hırvatistan'ın konumunu desteklemesi kabul edilebilir değil." sözleriyle değerlendirdi.
ABD'nin, Hırvatistan'ın Bosna Hersek'teki çıkarlarını gözettiğini vurgulayan Komsic, Hırvatistan'ın da ülkesinde etkili olmak istediğini ve yalnız karar alınmasına izin vermediklerini savundu.
"Dodik, kurnazca bir oyun oynuyor"
Bosna Hersek'te 1992-1995'te yaşanan savaşı sonlandıran Dayton Barış Antlaşması ile oluşturulan ülkedeki iki entiteden biri Sırp Cumhuriyeti'nin (RS) de Sırbistan ile "ipleri tutmaya" olanak sağladığına işaret eden Komsic, RS Başkanı Milorad Dodik'in ise ayrılıkçı söylemlerini 20 yıldır devam ettirdiğini söyledi.
Komsic, ülkesinin bir "paradoks" içinde bulunduğunu aktararak, "Dodik, Dayton Barış Antlaşması'ndan vazgeçilmesini sabırsızlıkla bekliyor. Böylece, RS'nin bağımsızlık projesinin son safhasını hayata geçirebilir. Bunların hepsi siyasi anlamda depresif görünebilir zira, takibinde birçok soru geliyor." dedi.
Dodik'in son dönemde artan ayrılıkçı söylemlerine ilişkin Komsic, "Dodik'in çatışma çıkaracak kapasitesi yok. Bunun farkında. Bizim de yok. Dodik, kurnazca bir oyun oynuyor ve işin kötüsü iyi de gidiyor. Bizi, Bosna Hersek'ten vazgeçeceğimiz bir konuma itmek istiyor. Çünkü Bosna Hersek'in ancak biz istersek yok olabileceğini biliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bosna Hersek'te güncel durumun çok da parlak olmadığını belirten Komsic, mücadeleye devam ettiklerini vurguladı.
Komsic, yine son dönemde RS içindeki Boşnaklara yönelik saldırılar ve provokasyonların artmasına ilişkin de şunları söyledi:
"Her şeyden önce adli sürecin doğru işlemesini sağlamalıyız. Burada en saçma durum ne biliyor musunuz? Polis, ilgili saldırıların ardından gerekeni yapıyor ve sorumluları gözaltına alıyor. Ancak adli süreç başlatılmıyor. Bu ülkede bazı şeylerin rayına oturması için adli sürece ihtiyaç var."