Kastamonu’da yaşayan Satiye Zeynelabidin, zihinsel engelli üç çocuğu, hasta eşi, eşinin zihinsel engelli kız kardeşi ve kayınvalidesinin bakımını yıllardır sürdürüyor. Fedakar anne, "Olur da ben ölürsem çocuklarım, eşim, görümcem ve kayınvalidemi devletime emanet ediyorum" dedi.
Kastamonu’da yaşaya Satiye (48) ve Celal Zeynelabidin çiftinin 3 çocuğu da zihinsel engelli olarak dünyaya geldi. Sağlık sorunları sebebiyle eşi Celal Zeynelabidin’in de çalışamaz duruma gelmesiyle evin bütün yükünü Satiye Zeynelabidin üstlendi. Kayınpederinin vefatından sonra eşinin zihinsel engelli kız kardeşi ile kayınvalidesinin de bakımını üstlenen Satiye Zeynelabidin, bakıma muhtaç olan çocukları Mustafa (33), Sakine (23) ve Hilal Nur (18); 58 yaşındaki hasta eşi, 40 yaşındaki eşinin kız kardeşi Hüsniye ile 85 yaşındaki kayınvalidesine adeta bebek gibi bakıyor. Çocuklarını özel eğitim merkezlerine gönderen Satiye Zeynelabidin, akşam çocuklarının okuldan dönmesini dört gözle bekliyor. Çocukları okuldayken eşi, görümcesi ve kayınvalidesinin ihtiyaçlarını karşılayan Satiye Zeynelabidin, arta kalan zamanlarda ise evin diğer işleri ile meşgul oluyor.
Fedakarlığı ile çevresindeki vatandaşlara örnek olan Satiye Zeynelabidin, "Olur da ben ölürsem çocuklarım, eşim, görümcem ve kayınvalidemi devletime emanet ediyorum" ifadelerini kullandı. "Zihinsel engelli üç çocuğum ile hasta eşime, kayınvalideme ve zihinsel engelli görümce bakıyorum"
Zihinsel engelli 3 çocuğunun olduğunu söyleyen Satiye Zeynelabidin, zihinsel engelli çocuklarının yanı sıra eşi, görümcesi ve kayınvalidesinin de rahatsız olduğunu ve hepsine kendisinin tek başına baktığını belirterek, "Gücüm yettiği sürece hepsine ben tek başıma bakmaya çalışıyorum. Her işle ben tek başıma ilgileniyorum. Aileme büyük bir mutlulukla bakıyorum. Hiç zorlanmıyorum. Aileme bakarken Allah bana güç kuvvet veriyor. Severek bakıyorum. Onlar benim hayatım, onlar benim ailem. Onlar olmasa ben de yaşayamam" diye konuştu. "Hiç yorulmuyorum, aileme severek ve isteyerek bakıyorum"
Hafta içi sabahtan çocuklarını okula gönderdiğini ve daha sonrasında da evinde gündelik işleri ile evin işlerini yapmaya çalıştığını söyleyen Satiye Zeynelabidin, "Akşam olunca yemekleri hazırlayıp çocuklarımın gelmesini bekliyorum. Benim 3 tane çocuğum var zihinsel engelli. Eşim de rahatsız, görümcem de rahatsız, kayınvalidem de rahatsız. Hepsine ben bakmaya çalışıyorum. Hiç de yorulmuyorum. Severek ve isteyerek bakıyorum. Onların mutluluğu benim de mutluluğum. Gücümün yettiği yere kadar, ölünceye kadar bakacağım. Ben ölürsem ailem devletime emanet. Gece yattıktan sonra ben ölürsem aileme ne olur diye düşünüyorum bazen. Kim bakar diye çoğu zaman aklıma geliyor. Bazı geceler uyku uyuyamıyorum. Bazen televizyonlarda görüyorum. Çocuklarını sokağa atıyorlar. Bunları görünce çok üzülüyorum. Ben onlara gözyaşıyla bakıyorum. Ben çocuğumun saçının telinin zarar görmesini istemem. Ben çocuklarıma kıyamam. İnsanlar çocuklarına nasıl kıyıyorlar, nasıl sokağa atıyorlar bilmiyorum. Ailemin başımın üzerinde yer var. Ben çocuklarımın zihinsel engelli olup da bakamayacağımı hiç düşünmedim. Kendi bir lokma yiyeceğim olmasa ben onlara yedirmeye bakarım. Benim zor günlerim de geçti. Hiç paramın olmadığı, çocuklarıma hiçbir şey alamadığım günlerim de geçti. Bana bazen ’Sen neyine güveniyorsun, senin kimin kimsen yok’ diye laf ederlerdi. Ama Allah bana yardım etti. Milletimiz, devletimiz yardım etti. Buna da şükürler olsun. Dimdik ayaktayım. Ölünceye kadar da dimdik ayakta, arkalarında duracağım. Ben sağ olduğum sürece 3 çocuğum, eşim, görümcem, kayınvalidemin yanındayım. Benden başka kimseleri yok. Eğer gün olur da ben ölürsem 3 çocuğum, eşim, görümcem, kayınvalidemin devletime emanet ediyorum. Benim başka hiç kimsem yok. Önce Allah, sonra devletim" şeklinde konuştu.