Adalet Bakanı Bozdağ, sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, "Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Derdest dava hakkında TBMM’de yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz, beyanda bulunulamaz. Sanığın lehine, aleyhine karar vermesi, işlem tesisi, beyanda bulunması için yargı görevi yapanı hukuka aykırı etkilemeye teşebbüs suçtur. Görülen davada hukuka aykırı karar vermesi, işlem tesisi için yargı görevi yapanı hukuka aykırı etkilemek için sözlü, yazılı beyan da suçtur. Yargı görevi yapanın görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit kullanmak da suçtur” ifadelerini kullandı.
“ASLA KABUL EDİLEMEZ”
Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili davanın duruşması sırasında CHP ve HDP’li milletvekillerinin direnerek salondan çıkmamasını da eleştiren Bozdağ, şunları kaydetti:
"CHP ve HDP’li bazı vekillerin İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin görevine müdahalesi, yargılamayı, yargı görevi yapanı etkileme, yargı görevini engelleme suçudur. Anayasa ve kanunlara aykırı olarak mahkemeyi ve yargı görevi yapanları baskı altına almaya yönelik bu tutum, asla ve asla kabul edilemez. Hakimler TBMM’nin faaliyetlerini engelleyemeyeceği gibi milletvekilleri de yargılamayı ve yargı görevini yapanların görevini engelleyemez. Yargı kararları elbette eleştirilebilir ama mahkemelere ve yargı görevi yapanlara CHP’li ve HDP’li vekiller dahil kimse baskı yapamaz."
KONSOLOSLARA TEPKİ
Bozdağ, duruşmayı takip eden bazı ülke konsoloslarına da tepki göstererek, "Bazı ülkelerin konsoloslarının yetkilerini, hadlerini aşması ve birlikte hareketle Türk yargısını etkilemeye çalışmaları da kabul edilemez. Türkiye, bir müstemleke değildir; bağımsız, güçlü ve de kudretli bir devlettir. Türk yargısı da, Türk hakimleri de bağımsızdır. Konsolosların bu tavrı tartışmasız adil yargılamaya ve yargı görevi yapanlara baskıdır. Bu hukukumuzda suçtur ve asla kabul edilemez. Türkiye’nin mahkemeleri de, hakimleri de bağımsızdır. Kararlarını baskıya göre değil anayasa, kanun/hukuka bağlı vicdani kanaatleriyle verir. Mahkeme kararları eleştirilebilir. Ama bu eleştiri, karar verildikten sonra yapılır. Karar sonrası eleştiri haktır, yargıya baskı değildir" dedi.
(İHA)