ABD’nin asıl amacının Taliban üzerinden İslam’ı kötülemek olduğunu ifade eden BTP lideri şu dikkat çekici ifadeleri kullandı:
“Batı Dünyası bundan 50 sene öncesine kadar anti-sosyalist bir blok olarak algılanıyordu. Ama bugün dünyada sosyalizm diye kendini yıpratan hiçbir kurum olmadığı için aslında batı dediğimiz kavram anti-sosyalist bir bakış açısı değildir. Bugün itibariyle hatta son 20-30 yıldan beri Batı şudur: Anti-Müslüman blok. Şimdi Afganistan’da Taliban üzerinden yapılan oyunun temelinde bu var. Dünyaya öyle bir şey anlatıyorlar ki, Taliban nedir diye sorsan, radikal İslamcı bir grup. Bunu dünya kamuoyuna paylaştığın zaman akılda kalan şey radikal kelimesi değil, İslamcı grup kelimesi. Ama bunun İslam ile bir ilgisi olmadığını anlatamıyorsun. Ve sen de çıkıp bunun ekmeğine yağ sürüp, “bunlar Müslüman” diyorsun. Bunun ne alakası var Müslümanlıkla? Burada Amerika’nın, batı dünyasının, küresel güçlerin temel hedefinde İslam Dünyası’nı yok etme planı vardır, İslam Dünyası’nı dünya insanlığı içerisinde yaşanamaz bir noktaya getirmek ve Müslümanları da uzak durulması gereken insanlar olarak gösterme projesi vardır. Türk milletinin ve Türk devletinin algılaması gereken durum budur.”
Kurtuluş Savaşı ile Afganistan’daki durumu kıyas etmek ihanettir
ABD’nin Afganistan’dan çekilmesini, Taliban’ın büyük zaferi gibi algılayıp, Türkiye’deki Kurtuluş Savaşı ile kıyas edenlere BTP liderinden tepki geldi.
Hüseyin Baş, “Atatürk ne yaptı? Kurtuluş mücadelesi verdi. Sizin dedenizle, benim dedemle verdi bu mücadeleyi. Kime karşı? Yedi düvele karşı. Kimle kazandı? Milleti ile kazandı. Sonra döndü dedi ki “bu topraklardaki egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Bugün Atatürk’e laf eden kadınlar görüyorum sosyal medyada. Akıllarını başlarına alsınlar. 1930 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkını veren Atatürk’tür. Medeniyetin beşiği dediğin Avrupa’da dahi bu yokken bunu Atatürk yaptı. Konuşma hakkını dahi Atatürk’ten elde edenler bugün Atatürk’ün aleyhinde konuşuyorlar, Taliban seviciliği yapıyorlar. Bu ihanettir. Taliban orada kimi yıktı? Biz burada İngiliz’i, Yunan’ı defettik. Sen kimi def ettin? Sen Afganistan’da Afgan bir yönetimi indirdin, kendi milletinle savaştın” şeklinde konuştu.
Mültecilerle vatandaşlarımızı karşı karşıya getirmek istiyorlar !
Türkiye’nin göçmen politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş şöyle yanıt verdi:
“Türkiye’nin bir göçmen politikası yok. Olsa, doğru veya yanlış değerlendirelim ama ortada bir politika yok. Sadece göçmenler var. Şunu bilmemiz lazım: Strateji olmadan devlet yönetilemez. Herkesin artık aklını başına alması zamanı geldi. Altındağ’da yaşanan olaylar çok hassas olaylar. Milletimizin asla galeyana gelmemesi lazım. Çünkü bir oyun kurgulanıyorsa bu temelde kurgulanıyor. Ki, benim görüşüme göre kurgulanıyor. Sayısı gayri resmi 10 milyondan fazla insandan bahsediyoruz. Bu insanlarla bizim vatandaşımızın burun buruna getirilip ülkenin yangın yerine çevrilmesi planlanıyor. O yüzden, mültecilerle ilgili herhangi bir yaptırım için hukuk yoluna başvurmamız gerekiyor. Hukuk işleyecek. Onlarla ilgili asayiş konularında kolluk kuvvetlerinin görevini yapması gerekiyor. Bunların hiçbiri vatandaşın görevi değil. Varsa bir şikayeti yetkili mercilere iletecek. Bunun ötesine geçmememiz gerekiyor.”
Taliban’la görüşüyorsun, Esad ile neden görüşmüyorsun?
BTP lideri, hükümetin Afgan mülteciler için Taliban’la görüşüp, Suriyeli mülteciler için Esad ile görüşmemesini de değerlendirdi.
Hüseyin Baş, “Mülteciler için Talibanla görüşeceğiz” diyorsun. Suriyeliler için Esad ile neden görüşmüyorsun? Yıllarca bunu söyledik. Babam, Merhum Genel Başkanımız Haydar Baş bunu defalarca söyledi. Esad ile niye görüşmüyorsun? Onun vatandaşı senin ülkende. Ve bunu söyledik diye başımıza gelmeyen kalmadı” dedi.