Sabah Gazetesi'nde Melüt Tezel'in, 'Atalay bu nasıl kandırılmak?' başlıklı yazısı şöyle:
"Ünlü komedyen Atalay Demirci, resmi Twitter hesabı hack'lendikten sonra ortaya çıkan FETÖ yandaşı mesajlar için basın açıklamasında şöyle demişti: "Kandırılmış olmanın üzüntüsünü yaşıyorum. 15 Temmuz gecesi Fethullah Gülen Terör Örgütü tarafından yapılan darbe girişiminden sonra benim de herkes gibi fikrim değişmiştir."
Bu nasıl kandırılma, anlamış değilim.
Demirci; 15 Temmuz'dan sonra meydanlara çıkarak demokrasi nöbetine katılıyor ve darbe girişimini lanetliyor. Ama girişimden sonra FETÖ yanlısı paylaşımlarıyla tepki çeken basketbolcu Enes Kanter'den hem borç para istiyor, hem de 'Tedbiren takibi (Twitter'dan) bırakmak zorundayım, anlarsın kardeşim. Nelere bakarak insan avlıyorlar...' diye yazıyor.
Aynı şekilde Demirci'nin Hakan Şükür'e yazdığı FETÖ yanlısı mesajlaşmaları var.
Demirci'nin, FETÖ'cülerin desteğiyle ABD'de ve FEM Dershaneleri'nde stand-up gösteriler yaptığı ortaya çıktı.
Bitmedi! Demirci'nin rol aldığı bir mobilya markası reklamı vardı. Sosyal medyada 'Atalay Demirci böyle büyük bir markanın reklamında oynayacak kadar ünlü müymüş?' diye yorumlar yapılmıştı. İnsanlar, Demirci'nin reklam yıldızı olmasına hayret etmişti.
O reklam filmi, FETÖ'ye finans sağladıkları gerekçesiyle bazı yöneticileri tutuklanan Boydak Holding'e ait Mondi markası için çekilmişti. Bu da mı tesadüf?
Demirci, 'Kandırılmış olmanın üzüntüsünü yaşıyorum' diyor ama FETÖ'ye destek vermenin faydalarını görmüşe benziyor."